Aman Avcı, vurma beni!

Bu gece biz Macaristan’ı, Hollanda da Romanya’yı yenerse; ikincilik için, iki rakibimizden sadece tek puan farkıyla geride olacağız.

Peki, sonrası için umutlu olur muyuz?

Matematiksel olarak elbette evet... Ama işin içine fizik, kimya, geometri, hak, adalet girerse, o umudun ne şekle gireceğini kestiremem. Çünkü Türk Milli Takımı’nın oynadığı futbol; ilkel, çağdışı, hatta zavallı... Son Andorra karşısında sergilediğimiz oyun; galibiyete ve çok ihtiyaç duyduğumuz 3 puana rağmen, utanç çizgisi içindeydi. Bu maçın 3 gün sonrasında ne değişecek ki; bugün Macaristan karşısında iyi futbola umutlanalım.

Üç puanı alır mı, alır!

Ama ben, Andorra karşısındaki pespaye bir üç puanı; artık ve asla görmek istemiyorum. Nalet olsun!

Bugün için gönlümü ferah tutan, yarınlara ışık saçan, muhtemel rakiplerine gözdağı veren güçlü, güvenilir, adam gibi oynayan bir milli takım özlemi içindeyim... Öyle görünüyor ki; Abdullah Avcı bu beklentileri karşılamaktan çok uzak. Adam hayal kırıklığı bile yaratmadı, onun çok ötesindeki bir beceriksizliğin pençesinde debelenip duruyor.

Önce ondan kurtulmamız lazım.

***

Çoktan istifa etmesi gerekirdi ama, milli takımdan aldığı parayı bundan sonra rüyasında bile göremeyeceği için; direnip duruyor.

Maaşallah, mangal ve kangal gibi yüreği varmiş ki; onca eleştiriyi kolayca sineye çekebiliyor.

Yahu, Abdullah Avcı sayısız defa milli takımın başında sahaya çıktı; ilk onbirimizin daha iskeleti bile belli değil... Kim neden oynuyor, kim neden oynamıyor; (Kendisi dahil) kimsenin haberi yok.

Sercan dışında öne çıkardığı, keşfettiği yeni bir isim de olmadı. Oyun anlayışı açısından, “Avcı Stili” diyebileceğimiz özgün, farklı, yeni bir strateji sahibi de değil.  Oyuncularını “Saldım çayıra Mevlam kayıra” taktiği ile sahaya sürüyor. İşimiz Allah’a ve şansa kalmış durumda... Yarabbim sen bizi koru!

***

Benim anlayamadığım; Futbol Federasyonu hangi gerekçeyle ona karşı bir sahiplenme duygusu içinde... “Hocanın arkasındayız” diyorlar. Ne yaptı ki peşinden koşuyorlar. Andorra karşısında bile, Türkiye’nin farkını ortaya çıkaramayan adamdan umudu kesin.

Arkasında durmayın; öne geçin, durdurun...

Macaristan’ı kazara 5-0 yensek bile, bu Abdullah’tan ne köy olur ne kasaba!