Ambulans çağırın... Nokta!

Önceki gün upuzun bir “nefret gerekçesi” listesiyle çıktı karşımıza. 
Dün de son darbeyi indirdi: “Baş sorun Erdoğan’dır, nokta!”

Hasan Cemal’den söz ediyorum...

Kim olacak?

Önce “nefret listesi”nden başlayalım:

Listenin en göze çarpan maddesi, “Afedersiniz (bana) Ermeni dediler” sözü... (Erdoğan böyle demek suretiyle hem ırkçılık yapmış, hem nefret suçu işlemiş. Demokrasiyi çok seven Hasan Cemal de bu yüzden Erdoğan’ı takıntı haline getirmiş... Nefret gerekçesi listesindeki bazı maddelerin, vaktiyle Hasan Cemal tarafından da alkışlanmış politik tutumlar/reformlar olduğunu hatırlatalım ki, usta gazeteciyle aramızdaki fark görülsün. “Nedir bunlar?” diye sormayın. “Google” diye bir şey var.)

Normal bir insan utanır.

Hasan Cemal utanmıyor. “Bu sözün hangi bağlamda, hangi saikle söylendiğini suratıma çarparlar, rezil olurum” demiyor. Ergen yalanlarına devam ediyor.

Erdoğan “Afedersiniz (bana) Ermeni dediler” demedi.

Ne dediğini Hasan Cemal çok iyi biliyor.

Markar Esayan yazdı... Yıldıray Oğur yazdı... Özlem Albayrak yazdı...

Çok da güzel yazdılar.

Bu satırların yazarı da birkaç kez yazdı.

İdrak sahibi bir insan (idrak sahibiyse gerçekte), sözün tamamını okur ve “Affedersiniz çok daha çirkin şeylerle (bana) Ermeni diyenler oldu” cümlesindeki, “çok daha çirkin şeylerle” ifadesiyle neyin (hangi çirkinliğin) “yargılandığını”teslim ve takdir eder. Bizimki “çarpıtmayı” ve çarpıttığı söz üzerinde tepinmeyi tercih ediyor.

Hasan Bey’e şunu söylemek lazım:

İttihatçı türdeşlerinizin (ailenize Ermenilerden gasp edilmiş köşk armağan edenlerin) yarattığı katı ve sınıfsız toplum. “Ermeni” sözcüğünü hakaret ifadesi yerine kullanıyordu. 

Buna bir de ek yapıyordu: “Ermeni dölü...”

Erdoğan, İşte o “çok çirkin şeylerle” ifadesiyle bunu hatırlatıyordu, buradaki “ayıp tutuma” dikkat çekiyordu. 

Hani, dedeniz Cemal Paşa’nın kestiği Ermeniler...

Hani, varislerinden biri olmakla övündüğünüz “Cemal Paşa Köşkü”nün gerçek sahibi olan Ermeniler...

Hani “Dedemin bu işlerde dahli yok” demeye getirdiğiniz kitaplar yazarak ve 1915’in acısını paylaşıyormuş ayaklarına yatarak sırtlarından “pozisyon” elde etmeye çalıştığız Ermeniler.

Siz pozisyonunuzu düşünüyorsunuz, dedenizi kurtarmaya çalışıyorsunuz ama nefret ettiğiniz Erdoğan yol açtığınız facianın ceremesini ödüyor.  

Utanmanızı sağlar mı bilmiyorum ama 1915’le ilgili ilk “resmi özür” dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından yapıldı... Gasp edilmiş Ermeni vakıfları, Erdoğan döneminde sahiplerine iade edildi... 2.5 milyar dolarlık tediye, Erdoğan döneminde yapıldı. 

İlle de nefret suçu ve ırkçılık arıyorsanız, “katı ve sınıfsız bir toplum” oluşturmakla övünen doktrin sahiplerine (paydaşı olmakla övündüğünüz ilerici Türk yöneticilerinin bazı tutumlarına) bakacaksınız... 

Hasan Bey’in müteakip yazısına (“Baş sorun Erdoğan’dır nokta!” başlıklı yazısına) gelince...

Evet, sözünü yine “ünlemli nokta”yla bitirmiş. 

Öyle bir yazı ki, insanın, “Ambulans çağırın” diyesi geliyor. Çünkü nefret gözünü karartmış; ne söylediğini, sözünün nereye gittiğini bilmiyor. Hezeyanlar halinde, “ünlemli ünlemli” sayıklıyor.

Mesela, “Erdoğan darbesi” diyor. Erdoğan’ın “yönetim sistemi değiştirmiş” sözünü “darbenin itirafı” sayıyor.

Değişmemiş midir Hasan Cemal?

Cumhurbaşkanı artık halk tarafından seçiliyor. Bu durum bir değişikliğe işaret etmiyor mu?

Erdoğan, “Halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanlarının yetkilerini ve görev alanını düzenleyen düzenlemeler yapılamıştır” diyor ve mevcut fiili durumun anayasal bir çerçeveye kavuşturulmasını istiyor. 

Yanlış mı?

Daha doğrusu bunun neresi yanlış?

Bir şey daha:

Hep böyle ünlemli yazılar mı yazacaksınız?

Ünlemli yazılarınıza ünlemli karşılıklar alıp kendinizi küçültmeye devam mı edeceksiniz?