Berfin, Zelal, Berivan, Asmin, Avbanu, Bejna, Berdil, Çavgeþ, Diyar, Feris, Havin, Meran ve Rengin...
Elinizde bir tespih çeker gibi mýrýldanabilecek, elinizi kulaðýnýza koyup avazýnýz çýktýðý kadar haykýracak her bir isim için þiirler yazabilecek kadar hatta bir kadýný bile kýskandýracak kadar güzel deðil mi yukarýda yazdýðým isimler. Anlamlarýný merak ediyor musunuz: Saf ve güzel, berrak ýþýk, rengarenk, dað çiçeði, yasemin, endamlý, su prensesi, zarif, sevgili, dostça bakýþ, dikkatli kadýn, memleket, süt saðan kadýn...
Onlar kejeler onlar jinler... Diyarbekir’in ismiyle müsemma kýzlarý, adlarý kadar kýskandýracak güzelliðe sahip kadýnlarýyla dün ‘hanýmlý, sizli bizli’ temkinli, çekingen ve mahcup baþlayan konuþma anýnda hasbihale dönüþtü...
Asmin’den Berdil’e, Diyar’dan Rengin’e hepsi hikayesi olan kadýnlar. Hepsi bir gökkuþaðý gibi rengarenk elbiseleriyle Newroz meydanýna gidip bizzat barýþ mesajýný alarak dönmüþler evlerine. “Bütün analar oradaydýk, belki bir gün arkamýz dönük olarak anlattýðýmýz hikayelerimizi batýdaki analarýn gözlerinin içine bakarak, yaþadýðýmýz acýlarý daha rahat anlatabiliriz. Ancak þimdilik bunun için erken” diyorlar.
***
Rengin’in büyük amcasý daðda ölmüþ. Ortanca amcasý 10 yýldýr tutuklu, daha yenilerde küçük amcasý da KCK’dan 36 yýl ceza istemiyle yargýlanýyor.
Yurtdýþýna gitmiþ olan aðabeyini 18 yýldýr görmüyor. Rengin arkadaþlarýyla sabahýn ilk ýþýklarýnda bayram sabahýna uyanýr gibi heyecanla uyanmýþ, geceden hazýrladýklarý kýyafetlerini þarkýlar söyleyerek giyinip gitmiþ Newroz meydanýna.
Rengin “Bundan sonraki temennimiz yaþadýðýmýz acýlarýn artýk gerçekten sona ermesi. Bir buçuk yýl önce babamý kaybettim. Asker de bizim daðdaki de bizim. Hepsi kardeþimiz, amcamýz, sevgilimiz, niþanlýmýz. Ýki gündür, sorular beynimi kemiriyor. Biz bu kadar acýyý niye yaþadýk? Madem barýþ gelebiliyordu o zaman niye bu kadar geç geldi? Niye þimdiye kadar biri çýkýp da ‘analar aðlamasýn’ demedi? Demek ki denilebiliyormuþ. Newroz meydanýnda içimi kaplayan coþku yerine korkuya býraktý. Ya birileri vazgeçerse. Ya devlet vazgeçerse. Devletin bilindik ceberrut tavrý iktidara galip gelirse. Ýçimde umut ve korku birbirine girmiþ vaziyette” diyor.
Diyorum ya hikayeler, yaþanmýþlar acýlar birbirine o kadar benziyor ki. Berivan’ýn babasý daðda ölmüþ. Üniversitede okuyor. Diyor ki “Yaþadýklarýmýz geri gelmeyecek. Acý olan bu yaþadýklarýmýzýn hesabýný verecek kimselerde yok ortada. Kime hesap soracaðýz. Herkes bedel ödemekten bahsediyor. Biz bedel ödedik diyorlar ama asýl bedeli yaþamaya mahkum edildiðimiz kaderlerimizle bizler ödedik. En çok barýþa bizim ihtiyacýmýz var. Yarýnla ilgili gelecek planlarý yapmak istiyorum. Ve artýk kandýrýlmak istemiyorum. Devlet (AK Parti’yi devlet olarak görüyor) attýðý bu adýmdan geriye dönmesin. Baþbakan infazlar olmayacak diyor, güzel þeyler söylüyor. Baþbakan bunlarý söylerken kimsenin kýlýna zarar gelmeyecek derken mesela benim yakýnlarým KCK’dan içeride. Sevkiyat yapýlýrken onlara çok kötü davrandýlar. Özellikle bu süreçte artýk bunlarý yaþamamamýz gerekiyor. Artýk kötü bir þey düþünmeden okulumu bitirmek istiyorum. Sýnýf öðretmeni olacaðým.”
Asmin ise Newroz kutlamasýna çok istediði halde ilk kez gidememiþ “Yýllarca o meydanlarda dayak yedim. Sabah gittiðim meydandan çoðu kez evime dönemedim. Newroz demek dayak yemek, ortalýðýn toz dumana katýlmasý demekti. Newroz demek kadýn erkek ayrým yapmadan devletin coplarýný yemek demekti. Doðrusunu söylemek gerekirse biraz þaþkýnlýk da vardý içimde. Ben 1 Eylül Dünya Barýþ Günü’nde tutuklandým. Günlerce iþkence yaptýlar. Devlet de Öcalan da þunu çok iyi bilmedir, barýþ tek taraflý gelmez iki tarafýn da çok dikkatli olmasý gerekiyor. Analar aðlamasýn diyen Baþbakan ne olursa olsun geri adým atmasýn. Bir þey olacak diye çok korkuyoruz. Abimi daðda kaybettim. Gencecikti. Babam tutuklandý, görmediði iþkence kalmadý. Biz bütün bu yaþadýklarýmýzý bir kenara koyarak ‘barýþ’ istiyoruz ve bu ikinci bir hayal kýrýklýðýný kaldýramayýz. Bunu taþýyacak yüreðimiz de kalmadý.”
Keþke Baþbakanýmýz da Newroz’a gelseydi
Sürecin en hayati aktörleri bence Kürt kadýnlarý. Onlar özellikle bu süreçte yaþadýklarýný, hikayelerini, acýlarýný çýkýp cesurca anlatabilmeliler. Dün konuþtuðum Diyar, titreyen sesiyle “Ablam aðlamadan konuþ demiþti buraya gelirken ama aðlamadan anlatamýyorum kusura bakmayýn” demiþti hikayesini anlatýrken.
Gerekirse aðlayarak anlatmalýlar. Cesurdur kadýnlar. Sahicidir. Her þeyden önce anne. Bu yüzden Baþbakan Erdoðan’ýn ‘analar aðlamasýn artýk’ diyerek çýktýðý yol doðruydu. 30 yýlda kaç kez ateþkes ilan edildi. Kaç kez barýþ çaðrýlarý yapýldý. Apo kaç kez ‘barýþa hazýrýz’ mesajlarý verdi. Kaç kez sýnýra çekilme konuþuldu. Bunlarýn hiçbirisi ne bölge halký için ne de bizler için yeni mesajlar.
Bölgenin çocuklarý, babasý, niþanlýsý, kocasý ya da kardeþi daðda ya da içeride olan kadýnlarý da bu kez silahlarýn yýllarca ölümün acýdan baþka bir þey getirmediðinin ve devletin artýk eski devlet olmadýðýnýn farkýndalar.
Hasan Paþa Haný’nda, Sülüklü Han’da ve Gazi Köþkü’nde buluþtuðum kadýnlar “Eskiden mümkün müydü sarýyla, kýrmýzý, yeþil rengi bir araya getirebileceksin. Kürtçe türkü kasetleri gizliden gizliye çoðaltýr elden ele daðýtýrdýk. Þimdi Diyarbakýr’da Kürtçe albümlerin afiþleri var. Dükkan isimleri var. Evlere baskýn yapýlmýyor ya da baskýnlarda bulunan Kürtçe kasetler için gözaltýlar yapýlmýyor. Akþam beþten sonra Diyarbakýr sokaklarýnda dolaþabilir miydik? AK Parti’yi savunmuyoruz ama bu Erdoðan’ýn yaptýklarýný görmezden gelmek ona da haksýzlýk. Biz nankör bir millet olmadýk olmayýz da. 30 yýlýn günahýný ondan çýkartamayýz. Ama Baþbakan da bizim acýmýzý anlasýn. Bizleri daha çok dinlesin. Öfkemiz ona deðil ama içimizde bir öfke var. Kayýplarýmýz var” diyorlar.
Hepsinin tek umudu yeni ölülerin olmamasý. Ve suça bulaþmamýþ ancak daðda olan yakýnlarýyla birlikte olmak ve hapiste tutuklu olarak bulunanlarýn çýkacaðý günü umutla bekliyorlar.
Ekrana çýkýp konuþmaz mýsýnýz diyorum bu þekilde hep beraber program yapalým “Ne daða çýkmak kolay ne de inmek kolay olacak. Yakýnlarýmýz eve kavuþsunlar. Bu süreç sadece Kürtler için deðil bütün Türkiye için önemli” diyerek çekincelerini dile getiriyorlar.
Malum Newroz meydanýnda Türk bayraðýnýn olmayýþýný, Apo’nun mektubu kendisinin yazýp yazmadýðýný, mektup okunduðu zaman þüpheye düþüp düþmediklerini soruyorum.
Havin “Siz Mehmet Altan’ýn televizyonda söylediklerini soruyorsunuz bize. O mektup sonuna kadar Apo’nun kalemiydi. Bölgede endiþe var ama birileri provokasyon yapar da sürece zarar verirse diye. Bu endiþe Apo’nun mektubuyla ilgili deðil. Apo’nun düne kadar bilgi kaynaklarý kirliydi. Diyelim ki Apo bu mektubu kendisi yazmadý üslup onun deðil Pervin Buldan’dan, Sýrrý Süreyya’dan ve BDP’den daha mý iyi biliyorlarmýþ. O meydanda o mektup okunur muydu? Hangi güç o mektubu hem Türkçe hem Kürtçe okutabilirdi? Bu süreç hem devletin hem de Kürt siyasal hareketinin içindeki derin güçleri de meydana çýkartacak. Biz ayný zamanda onlarý göreceðiz. Türk bayraðý yoktu diyerek süreci sabote edenler de yoktu Newroz meydanýnda her yýl Newroz’u kana bulayanlar da molotof atanlar da. Abimin yasý bitmeden 3 ay sonra amcamýn yasýný tutmaya baþladým. Benim acýmý kim bilebilir” diyor.
Havin haksýz mý? Havin “Dað bu kadar kutsalsa kendileri çýksýnlar biraz da Kürt halký için onlar mücadele etsinler, çocuklarýný göndersinler. Bizim çocuklarýmýz yeterince öldü. Artýk ölüm istemiyoruz bu topraklarda!” diye de ekliyor.
Asmin ‘Karamsarlýðýmýzý hoþ görün. Onca yaþanmýþlýklarý birden bir kenara koyamayýz. Acýlar unutulmaz ama en azýndan o acýlarý taze tutacak acýlar yaþanmayacak” diyor.
Toplam birkaç saatlik seyahatini ileri sürerek “bölgeden geliyorum” diyip “bölgenin nabzýný tuttuðunu ileri sürüyor ya birileri homurtulu sesleriyle. Ellerinde bir çomak rastgele sallýyorlar oraya buraya. Hiçbir utanmalarý olmadan gözlerimizin içine baka baka yalan söylüyorlar, iftira atýyorlar. Niye bu kadar rahatsýzlar barýþýn gelmesinden, silahlarýn susmasýndan?
Sahi niye bu kadar mutsuzsunuz? Evet bölgede bir endiþe ve panik var. Ama bu panik daha çok ‘bölgenin nabzýný’ tuttum diyenlere karþý. Tam olarak “ya süreç yeniden sabote edilirse” endiþesi yani.
Diyarbakýr’da bir otelin odasýnda bir yandan Amed’in ismiyle müsemma kadýnlarýndan Rengin ve Havin’in “Keþke analar aðlamasýn diyen Baþbakanýmýz da gelseydi Newroz’a bu bayram sonuçta artýk bahar bayramýdýr. Artýk siyasal bir baþkaldýrý deðil. Çok mu heyecanlýyýz. Bu yýl erken mi olurdu ama gelecek yýla inþallah gelir deðil mi, birlikte zýlgýt çekeriz” diyor, diðer yanda Aynur Doðan o muhteþem sesiyle “Bir gönüle aþk girince”yi söylüyor.
Olmaz mý? Hayal dediðimiz neler gerçek olmadý ki bu ülkede? Belki Newroz bundan sonra resmi bayram tatili dahi olur.
Newroz bir kez daha hoþgeldi bu ülkeye. Bu arada bölgeden gelmiyorum bölgenin içindeyim varsa itirazý olanlarý Amed’in kadýnlarýyla bekliyoruz.