Amerika, ‘11 Eylûl 2001 Saldýrýlarý'ný, Müslümanlara yýkmayýp da, n'apsýndý?

Evvelki akþam, Afganistan'dan bir kardeþle sohbet ediyordum. (Dün için) 'Yarýn 11 Eylûl 2001 Saldýrýlarý'nýn yýldönümü..' dedi ve, '9 Eylûl 2001 günü bizim büyük Pençþir kahramanýmýz Ahmed Þah Mes'ûd katledilmiþ, þehîd olmuþtu.. Ýki gün sonra da, New York'ta 11 Eylûl 2001 Saldýrýlarý'nýn gerçekleþmesiyle bu cinayet arasýnda bir bað yok mudur?' deyiverdi, kýsaca...

Aklýma, hemen içerden-dýþardan yýðýnla örnekler geldi.. Bazen, birbiriyle hiç ilgisi olmayan hadiseler ayný zaman diliminde de cereyan edebilir ve komplocular da, bunlar arasýnda kendi arzularýna göre irtibatlar kurup, senaryolar yazabilirler.

*S. Demirel'i iktidardan uzaklaþtýran 12 Mart 1971 Askerî Darbesi'nin 'muhtýra'sý radyodan okunurken, Adana'ya gitmekte olan B. Ecevit, hemen, 'Bu muhtýra, gerçekte bizim iktidara geliþimizi önlemek için verildi!' demiþti; ama, darbeci generaller, 'CHP'li Nihad Erim'i Baþbakan yapmýþlardý!

*1982 Baharý'ydý. Arjantin, kendisine 500, Ýngiltere'ye ise yaklaþýk 13 bin km. uzaklýktaki Malvinas veya Falkland diye anýlan 12 bin km.karelik (yani, Kýbrýs'tan biraz büyük olan) adanýn kendilerine aid olduðunu ileri sürerek bu adaya asker çýkarmýþtý. Üç ay kadar süren yüksek gerilim, Arjantin'in yenilmesiyle noktalanmýþtý.

Ama, o zamanlar, yeni yeni tüylenmekte olan, sonralarýn ünlü bir terör örgütü lideri, 'Falkland Savaþý'nýn kendi haberlerinin dünya kamuoyunda yer almamasý için çýkartýldýðý'ný ileri sürmüþtü.

*

Amerika da, 11 Eylûl 2001 Saldýrýlarý'na maruz kalýnca.. Elinde hiç bir delili yokken, bu saldýrýyý Müslümanlarýn üzerine ve Usâme bin Laden'in El'Qaide isimli örgütünün üzerine yýkývermiþ ve Ý-'Islamofobia/Ýslâm Korkusu' dehþet duygularýyla sarmalanarak dünya gündemine oturuvermiþti.

*

Bizim Afganistanlý kardeþimiz de '11 Eylûl 2001 Saldýrýsý' ile Ahmed Þah Mes'ûd'un katli arasýnda bir baðlantý kurmaya çalýþýyordu. Ahmed Þah Mes'ûd, Rus iþgaline karþý savaþýn sembol direniþ isimlerinden ve sonra da Tâlibân'a karþý, Cumhurbaþkaný Burhaneddin Rabbânî'nin yanýndaydý.

Arap rejimlerinden birine aid bir tv. kanalýnýn iki elemaný kendisiyle bir mülâkat yapacaklardý; kameralar da çekime hazýr vaziyetteydi.. O sýrada kameralar içine gizlenmiþ 'uzaktan kumandalý bir bomba'nýn patlatýlmasý sonunda -Ýnþaallah- 'þehîd' olmuþtu. Bu suikastýn, 11 Eylûl'le hiçbir baðlantýsý olmasa gerek..

Ancak, bu gibi teviller, her þeyin kendi mihverleri etrafýnda þekillendiðini göstermek isteyen her harekette de görülebilir.

*Öyleyse, '11 Eylûl 2001 Saldýrýlarý'ný nasýl okumalý?

Ayrýca, o korkunç saldýrýlarda Müslümanlarýn dahlinin olduðuna dair hiçbir inandýrýcý delil sunulamamýþtýr. Ama, o sýrada 'kapitalist emperyalizmin kutsal mâbedi' gibi görülen New York'daki 'Ýkiz Kuleler'e ve Pentagon'a çarpan ve birisi de Pensilvania civarýnda düþürülen uçaklardaki 400'den fazla yolcular arasýnda pasaportlarýnda 'Müslüman' ismi yazýlý 20 kadar kiþinin bulunmasýndan baþka hiçbir 'ciddî' (?!) delil yokken bu saldýrýlarýn Müslümanlar üzerine yýkýlmasý, Amerikan emperyalizmi açýsýndan etkili ve baþarýlý bir yanýltma harekâtý olmuþtur.

Uçaklarla ve hele de hava trafiklerindeki çok karmaþýk þifrelerin o meslek erbabý olanlar dýþýndakilerce bilinmesi neredeyse imkânsýzdý.. Yani, konu, B. Amerika içindeki yaþanan bir iç güvenlik zaafýnýn eseridir ve böyle anlarda hep yapýlageldiði gibi, 'dýþ düþman'ýn suçlanmasý yöntemine tutunulmuþ; 'Islamofobia / Ýslâm korkusu' bir heyulâ gibi sunulmuþtu, dünya kamuoyuna.. Ve bu suçlama, özellikle de Amerika ve Avrupa dünyasýnda oldukça taraftar bulmuþtu. (O kadar ki, hemen ertesi gün, 12 Eylûl'de, Almanya- Belçika sýnýrýndaki Trier þehrinde -ve baþörtüsü yasaðýndan dolayý üniversite tahsilini Almanya'da psikoloji okuyarak tamamlayan aðabeyimin torunu olan- yeðenimle o þehrin ana caddelerinde dolaþýrken, halk kitlelerinin yeðenime sanki 'canlý bomba' gibi nasýl korku ve dehþetle baktýklarýný saatlerce müþahede etmiþtik..)

*

Amerikan Baþkaný George W. Bush, Texas'dan, gizlice Nebreska'daki sýðýnaða götürülürken, USA Hava Kuvvetleri'nin Baþkanlara aid 1 numaralý savaþ uçaðýnýn internet ekranýnýn þifresine bile girilip, 'Sýra Sende..' kaydýnýn dahi düþürüldüðünü görüp ürpermiþti. Bu kadar karýþýk iç güvenlik sistemlerine, Amerika'daki yabancýlarýn girebilmesi neredeyse muhaldir.

Evet, emperyalist Amerikan sistemi, '11 Eylûl 2001 Saldýrýlarý'ný ilginç þekilde çarpýtmýþtý.

N'apsýnlardý, yani, 'Ýç güvenlik zaafýmýzdan istifade eden dahilî düþmanlarýmýz' suçlamasý mý yapacaktý?

Bush, 'Bu saldýrý karþýsýnda kendileriyle birlikte olmayanlarýn karþý tarafda olduðunun kabul edileceði'ni, kendilerinin de 'çaðdaþ Haçlýlar olduklarýný' söyleyerek, 'Sonsuz Özgürlük' adýný verdiði bir saldýrýyla, suçladýðý Usâme bin Laden ve zayýf lokma olarak gördüðü Afganistan ve sonra da Irak'ý aðýr þekilde bombardýman ederek Amerikan halkýnýn intikam duygularýný çarpýtarak da olsa yatýþtýrmaya çalýþmýþtý.

*

Ama, hiç, 'Amerika'nýn iç düþmanlarý'ndan söz edilmemiþti.

Hatýrlayalým, 1990'lý yýllarýn ortasýnda Los Angeles'da, 'Davidian' isimli bir Hristiyan tarikatýnýn baðlýlarýnýn yaþadýðý bir mahalle buldozerlerle dümdüz edilmiþti.

Arkasýndan, Oklahoma City'deki Eyalet Valiliði binasýnda, patlatýlan bir bomba ile, 19 Nisan 1995 günü 170 kadar insan ölmüþ, 700 kadarý da yaralanmýþtý. Bu saldýrý, Amerika'nýn son 100 yýlda gördüðü en büyük 'terör saldýrýsý' olarak nitelenmiþti.

Arkasýnda, Texas'daki bir yazlýk evde 'Davidian Tarikati' mensuplarýnýn yaptýðý toplantýda 100'e yakýn insan can vermiþ ve kimse kurtulamamýþtý. Çünkü, bütün kapýlar dýþardan zincirler baðlanmýþtý..

Bu konunun araþtýrýlmasý, dönemin Amerikan Baþkaný Clinton tarafýndan istendiðinde, 'FBI' (Federal Soruþturma Bürosu) bunun yanlýþ olacaðýna Clinton'ý ikna etmiþ ve o da, yetkisine dayanarak, 'Bu dosyanýn bir daha açýlmamak üzere kapatýldýðýný' açýklamýþtý.

Aradan 1-2 yýl geçince, Oklahoma Saldýrýsý'nýn aslî faillerinden olan Timothy McWeigh isimli bir genç yakalanmýþ ve yargýlamasýnda, o eylemi gerçekleþtirdiðini itiraf etmiþ; idâma mahkûm olmuþ, 11 Haziran 2001 günü idâm edilmiþti. Timothy, idâm öncesinde, 'Asýl hedeflerinin o kurbanlar olmadýðýný, onlarýn ailelerinden özür dilediðini' belirtip, 'bizim bir Þeytan Ýmparatorluðu' olan Amerika ile savaþýmýz devam edecektir..' demiþti.

Ve o idâmdan 3 ay sonra da 11 Eylûl Saldýrýlarý sahnelenmiþ, 3 bin kadar insan can vermiþti.

*

Evet, Amerika, n'apsýndý yani, o saldýrýlarýn, kendi içindeki bir iç düþman ve güçlü bir örgüt tarafýndan gerçekleþtirildiðini mi açýklasýndý?

*