Çin ile 2026 yýlýna kadar savaþ olasýlýðýna hazýrlýklý olma 'eksenli' Amerikan Deniz Kuvvetleri Seyrüsefer Planý yazýsýnýn üzerinde dumaný tüterken kendini 'realist bir uluslararasý iliþkiler teorisyeni' olarak tanýmlayan Chicago Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü John Mearsheimer'den ilginç tespitler içeren bir video çýktý karþýmýza.
Durum böyle olunca herkesin 'nefeslerini tutarcasýna' kalem oynattýðý Amerikan baþkanlýk seçimleri yerine hem yazý konularýnýn devamlýlýðý hem de farklý argümanlarý incelemek için bir bakalým dedik Profesör Mearsheimer tarafýndan dile getirilen argümanlara.
En çarpýcý 'iddiasý' ile baþlayalým ABD-Çin rekabeti üzerine konuþtuðu videosunun analizine: "Amerikan örneðinde, Amerikan elitlerinin söylediði þey, bunun bir tarafta liberal demokrasi ile diðer tarafta otoriterlik ya da komünizm arasýnda bir rekabet olduðudur. Bu, Çinlileri 'kötü adamlar' Amerikalýlarý ise 'iyi adamlar' olarak göstermek için Amerika'daki demir yumruðun üzerindeki kadife eldivendir." Çin tarafýnda ise Konfüçyanizm ve Çin'in komþularýyla savaþmayan ve 'uluslararasý sistemde uyumun kolaylaþtýrmaya' dayalý Çin geleneði anlatýsý var diyor.
'Kadife eldiven' metaforu gerçekten de tabiri caizse ya da amiyane tabirle 'cuk oturmuþ' ahval-i þeraiti anlatmak için; bundan daha iyi ifade edilebilir miydi emin deðiliz.
Konuþmasý esasýnda birkaç baþlýkta özetlenebilir ki bunlar geçen yazýmýzda ele aldýðýmýz ABD Deniz Kuvvetleri Seyrüsefer Planý ile 'mukayese' edilebilecek önemli veriler içeriyor.
Öncelikle Mearsheimer, ABD ve Çin arasýnda süregelen 'þeyin' 21. Yüzyýlýn geri kalanýnda sürmezse en azýndan onlarca yýl sürecek sofistike teknolojiler temelli ekonomik yönü olan "yoðun bir güvenlik rekabeti' olduðunu ve bunun da 'sýfýr toplamlý oyun' olduðuna dikkat çekiyor yani 'kazananý olmayan bir rekabet'.
Video, 10 Ekim 2024 tarihli ve Çin'in baþkenti Pekin'de Tsinghua Üniversitesi konuþmasý sonrasý China Daily'e verdiði röportajý diye de not düþmek gerekiyor yani 'Gazze' yýldönümünde.
Yine yazýlarýmýzda savunduðumuz ABD'nin baþkanlýðý Trump'tan devralan Biden ile birlikte Ýran merkezli dýþ politikadan Rusya ve Çin merkezli politikaya geçmenin adýmlarýný (P5+1 müzakereleri ine dolaylý da olsa geri dönmek gibi) atar iken Ukrayna ve Orta Doðu'daki alevlen(diril)en 'husumetler' ile derinden ilgilenmek durumunda olmasý yüzünden Çin'i çevrelemeye konsantre olamamasýna raðmen 'esas meselesi' Çin'i çevrelemek. Sanki 'gizli bir el' ABD'yi Orta Doðu 'bataklýðýna' çekiyor Pasifik'e yoðunlaþmasý ve oradaki sýcak çatýþmayý engellemek/ötelemek maksadýyla.
Profesör Mearsheimer, ABD ve Çin arasýnda sýcak bir savaþa evrilme potansiyeli olsa da yoðun güvenlik rekabetinin yaþandýðýný iddia ediyor. Tabii ABD Deniz Kuvvetleri gibi 'sýrtýnda yumurta küfesi' olmadýðýndan buna dair hazýrlýklý olmak da söylemleri arasýnda yer almýyor.
Tabii krizlerin sýcak savaþ çýkarma ihtimalini göz ardý etmese de iki ülkenin liderlerinin sýcak savaþý önlemek için büyük çaba sarf edeceklerini ve hatta büyük olasýlýkla baþarýlý olacaklarýný 'her iki ülkenin de nükleer güce sahip olmasýna' dayandýrýyor. Bir 'realist' olarak biraz 'optimist' duruyor açýkçasý.