Amerika hepinizi dinliyor, biliyorsunuz değil mi?

Yaşadığı Elysée Sarayı’nda, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, resmi ve resmi olmayan görüşmelerinde fısıltıyla mı konuşuyordur acaba? Ya Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Peña Nieto? Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff’in her türlü tedbiri aldıktan sonra bile, mahrem görüşmelerini bahçede yaptığından, içerideyse fısıltıyla konuştuğundan eminim.

Telefonda konuşurken söylediklerine dikkat ettiklerinden, internet üzerinden haberleşirken sözcüklerini tartarak kullandıklarından da...

Dinleniyorlar ve izleniyorlar da ondan...

ABD dışişleri bakanı John Kerry’nin Suriye konusunda nabız tutmak üzere Paris’e ayak bastığı dün, ülkesinin büyükelçisi, çağrıldığı Fransa dışişleri bakanlığında, Laurent Fabius’tan zılgıt yiyordu... Le Monde gazetesi, belgelere dayanarak, ABD’nin teknolojik kulağını teşkil eden istihbarat örgütü NSA’nın, onbinlerce Fransız’ın telefonunu dinlediklerini duyurdu.

10 Aralık 2012’den 8 Ocak 2012’e kadar tam 70,3 milyon telefon konuşması NSA tarafından kaydedilmiş...

Alman Der Spiegel dergisi de, NSA örgütü içinde oluşturulmuş kısa adı TAO olan birimin, Meksika’nın devlet yazışmalarını yakın takibe aldığını yazdı son sayısında. Üzerinde ‘top secret’ (çok mahrem) yazılı bir belgeye göre, Meksika cumhurbaşkanı ile bakanların ve öteki devlet kurumlarının kullandığı ağa girmiş NSA, “Meksika’nın siyasi sistemiyle dahili istikrarını gözlemeye yarayan diplomatik, ekonomik ve liderler haberleşmesini” izlemiş...

Fransa ve Meksika henüz bilmiyorken dinlendiğini öğrendiği için, Brezilya Cumhurbaşkanı Rousseff, beş hafta önce çıkacağı ABD seyahatini iptal etmiş, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu dönem başkanı olarak açarken, konuşmasını neredeyse bütünüyle kendisini hırsızlama dinleyen ABD’yi eleştirmeye ayırmıştı...

Edward Snowden’e dünyamız çok şey borçlu. Genç adamın hayatının geri kalanını sürgünde geçirmeyi göze alarak sağladığı ‘gizli belgeler’ sayesinde, ABD’nin teknolojik imkânları sonuna kadar kullanarak bütün dünyayı dinlediğini öğrenmiş bulunuyoruz.

Sadece Fransa’yı, Meksika’yı, Brezilya’yı dinlemiyor ABD, hiç kuşkunuz olmasın, elektronik kulaklarıyla, Türkiye’yi, Katar’ı, Mısır’ı, Azerbaycan’ı da dinliyor... Önem verdiği başka ülkeleri de...

Öğrenenler protesto ediyorlar, ama ne çare, ABD bildiğini okumaya devam ediyor...

Sadece kendisi mi yararlanıyordur bu dinlemeler sayesinde edinilen bilgilerden, yoksa istediği sonuçları almak üzere başkalarıyla da paylaşıyor mudur?

Kendisinin dinleme yoluyla ele geçirdiği bilgileri politika belirlemede kullandığına hiç kuşku yok, ABD’nin politik tercihlerini mutlaka etkiliyordur o hassas bilgiler; ancak edindiği bilgileri istediği sonuçlar doğurmak üzere kullanıyordur da...

Ne kadar tedbir alırsanız alın, daha gelişkin teknolojik kulaklarla onu da aşacaklardır.

Mahremiyetin, gizli-saklının söz konusu olmadığı bir dünya oluyor ABD için dünyamız...

Bir başka ülke ABD’nin yaptığı yapmış olsa, Fransa, Meksika ve Brezilya herhalde o devletle ilişki keser, dinleyeni yakalayabilseler ‘casus’ diye yargıya havale ederlerdi. Yapan ABD olunca sadece protestoyla yetiniyorlar...

Acaba başka bir şey yapılamaz mı?

Tek tek olmayabilir, ama ülkeler hep birarada bu yanlışa karşı çıkabilir ve teknolojik kulakları sağırlaştırmanın yolunu bulabilirler...

Yeni merakım şu: Bizde Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık’ta fısıltıyla mı konuşuluyor acaba?