Aslýnda ne kadar “dalgalanma olursa olsun”, doðru yere bakmasýný bilenler bir gerçeði net olarak görebilirler; Amerikan halkýnýn iradesinin tezahürü olan Obama yönetimi ile iliþkimiz “doðru algýlama” üstünde devam ediyor...
Peki nedir “doðru algýlama”?
Sevgili dostlarým, olaylara sadece göründüðü gibi bakar özellikle Türkiye’deki bazý basýn organlarýnýn etkisinde kalýr ve lineer-DOÐRUSAL sebep-sonuç iliþkisi kurarsanýz, etkilenen algýlamanýz sonucu; her þey kötü görünebilir!
Peki böyle bir yapý içinde ben nasýl “DOÐRU ALGILAMA” noktasýndan bahsediyorum?
Buna cevap aramadan önce 2009 yýlýna dönmek ve “En iti dostumuz olmasý gereken Amerika ile zaman zaman neden anlaþamýyoruz” analizini yaptýðým yazýmdan bir alýntý yapmak istiyorum; “...En basit iliþki ortak düþman tanýmlamasý üzerine kurulur. Toplumlara düþman gösterilir, diyalektik kurulur ve bireyden baþlayarak sistemin bütününe kadar bütün algýlamalar bulanýr. Her toplumda, her ülkelerarasý iliþkide, hatta tarihin geliþim sürecinde her kademede; bu tip denklemler kurulur. ABD ile Türkiye arasýndaki iliþkinin saplantýlý ve ilkel olma durumu da bu gerçekten ayrý deðildir. Daha açýk yazayým; ilkel toplumlar veya toplumlar arasý ilkel iliþkiler ‘düþmanlýk’ üzerine, geliþmiþ baðlantýlar ise iþbirliði ve ortak çýkarlar üzerine kurulur. Hitler, toplumu bir araya getirmek için düþman tanýmlar! ABD Rusya’yý, Rusya ABD’yi tepeye koyar ve üstüne korku toplumu kurar! 2001 -11 Eylül sonrasý da durum deðiþmez. Baþkan konuþur; ABD, tarihi bir düþmanla karþý karþýyadýr! ABD’nin de Türkiye’ye bakýþý daha doðrusu bakýþ açýsýnýn yanlýþlýðý bu tanýmlamadan anlaþýlabilir. ABD-Türkiye iliþkisi 1945 sonrasý net olarak þekillenen diyalektik yani ABD-Rusya düþmanlýðý üzerine ortak düþman paydasýnda inþa edilmiþtir. Bu tip yapýlar ortak düþman ortadan kalkýnca bocalar ve bir süre sonra yok olur! 1989 sonrasý yýkýlan duvar, özellikle 1991 yýlýndan itibaren çöken komünist rejim eþliðinde, ABD ile Türkiye’nin ortak düþmaný da tarih olur! Diyalektik kayar! 2001-11 Eylül saldýrýsý ABD-Rusya diyalektiðini ABD-Ortadoðu kaynaklý Ýslami terör ile deðiþtirirken, Türkiye bu yeni tanýmlamanýn dýþýnda kalýr! Zorlayarak dahil edilmek istenir ama olmaz! Yaþanan ana sorunun temelinde bu gerçek yatar! Yeni iliþki ortak düþman-ortak tepki üzerine deðil, yeni çýkarlar-yeni iþbirlikleri üzerine tesis edilmelidir! Bu iliþkinin temeli NATO veya AB deðil, birlikte yeniden yapýlabileceklerdir! Yeni doktrin gerektirir! Geliþmiþ toplumlar, geliþmiþ toplumlarla bu saydýðým esaslar üzerine iliþki kurarlar, kurmalýdýrlar! Türkiye ile eþit, ortak payda eksenli iliþki kurmak isteyen her ülke baþta ABD olmak üzere umarým bu gerçeði bir an önce görür...”
Sevgili dostlar, yukarýdaki satýrlarý 2009 yýlýnda paylaþmýþ ve özellikle Türkiye ile yoðun þekilde ilgilenen Amerikalý kardeþlerimize þu mesajý vermeye çalýþmýþtým: “Türkiye ile iliþkinizi AB veya NATO tabanýna deðil, “Yeni Türkiye algýlamanýza ve yeni Türkiye gerçeði üstüne” kurmalýsýnýz!”
Bugün geldiðimiz nokta iþte tam burasý! Amerika, daha doðrusu OBAMA yönetimi, “Türkiye algýlamasýný” AB-NATO çizgisinden kurtardý ve iliþki tarihimizde ilk defa “yeni dünya düzeni” içinde ortaya çýkan büyük devleti anlamaya ve gerçekleri kabul ederek yeni bir iliþki kurmaya çalýþýyor!
Sonuç: ABD’nin hatasý çok ama çok eskiye kadar gidiyor. 1950’li yýllardan sonra netleþen Amerika-Türkiye iliþkisi Marshall yardýmýnýn miktarý dahil, Avrupa ipoteði altýna girdi. Fransa-Ýtalya-Ýngiltere’ye 2-3 milyar dolar arasýnda yardým yapýlýrken, Avrupa’nýn baskýsý sonucu Amerika, Türkiye’ye gönderdiði parayý 195 milyon dolarda kesti. 1960’lardan sonra ABD, Türkiye’yi her zaman Avrupa ipoteði altýnda algýladý ve tam üyelik balonu uçurulduktan sonra, ABD’nin Türkiye söylemi “Batý ile entegre, Avrupa üyesi Türkiye” cümlesi üzerinde þekillendi. Bu aslý astarý olmayan ve Türkiye’ye hiçbir getirisi olmayan bir söylemdi. Bush, Clinton belli bir dönem ayný yoldan gittiler ve Türkiye’yi kendi dinamiklerini anlamadan kolaycý, ezbere bir söylem ve anlayýþla bu denklem içinde gördüler! Obama’nýn özellikle ikinci döneminde “yerleþik düzen ve neo-con’lara raðmen” Türkiye’nin algýlamasýný deðiþtirmesi ve yerine oturtmasý bugün “en noktasýna” giden OLUMLU iliþkimizin yolunu açtý. Bugün Amerika-Türkiye iliþkisi-iþbirliði “YENÝ DÜNYA DÜZENÝ” açýsýndan çok önemli bir noktaya geldi...
Son söz: Amerika yukarýda tarif etmeye çalýþtýðým gerçeði son 70 yýl içinde, özellikle son dönemde ilk defa net olarak anladý; Türkiye, tek baþýna “büyük bir güçtür”! Gerektiðinde ABD ve diðer küresel oyuncularla yeni iþbirliði modelleri geliþtirebilir ve en önemlisi Türkiye ile kurulacak iliþki sadece Türkiye’nin gerçekleri üzerine bina edilirse gerçek ve kalýcý olacaktýr! Ýçeride büyük bir saldýrýya maruz kalmasýna raðmen tavrýndan taviz vermeyen Obama yönetimi YENÝ BÝR DÜNYA’nýn kapýsýný açmak için çalýþýyor ve Türkiye algýlamasý dahil “her dinamiði” yeniden kuruyor... Sorgulamaya devam edeceðiz...