Amerika nereye gidiyor...

Hani ben yakında oradaydım diye içiniz geçmiş, “Ben de gideyim” diye ABD’ye doğru yola çıkmaya hazırlanıyorsanız, “Bekleyin” derim... Daha havaalanına iner inmez, “Cehenneme mi geldim?” tereddüdü yaşamak istemiyorsanız elbette...

Gazetelerde şu günlerde ‘devlet kepenk indirdi’ başlıklı haberler okuyorsunuz ve muhtemelen kendi kendinize ‘Devlet nasıl kepenk indirir?’ sorusunu sorup dudak büküyorsunuz... Bükmeyin. Siyasetteki tıkanıklık ABD’de herkesi rahatsız edecek boyutlara ulaştı; bu sebeple havaalanlarında muazzam kuyruklar oluşuyor... Turistlerin rağbet ettiği görülmeye değer yerlerin çoğu, görevliler işbaşı yapmadığı için, kapalı... Yaşlılarla emeklilerin maaşları ellerine geçmiyor... Beyaz Saray bile bazı çalışanlarından mahrum...

Şaka değil... ABD’de 2,1 milyon devlet çalışanı var; bunların 800 bin kadarı ‘çok gerekli olmayan’ sınıfına giriyor... Okullar, hastaneler, itfaiye teşkilâtı faal; çünkü bu hizmetleri yerel yönetimler veriyor... Devlete bağlı kurumlarda ise işler durmuş görünüyor...

New York’taki Özgürlük Anıtı’nın bu yüzden kapandığını bizim gazetelerde okudunuz, ama o kadar olsa iyi... Başkent Washington’daki hayvanat bahçesi, Smithsonian’a bağlı 18 müze, bağımsızlık çanının bulunduğu müze... Bunların hepsi kapalı...

‘Dünyanın en güçlü devleti’ çalışamaz halde bugün...

Barack Obama beş yıllık başkanlık döneminde arkasında bırakacağı övünmeye değer tek bir iş başardı: Fakir-fukara ödeyecek para bulamadığı için sağlık sigortasına sahip olamıyor, hastalandığında ne yapacağını bilemiyordu. Sigortası olmayana hastaneler bakmıyor çünkü... Sigortası olmayanların da hastanelerden yararlanmalarını sağlayan bir yasayı zar zor da olsa çıkardı Obama; onun en büyük eseri bu...

Yasa çıktı, ama özellikle kendisini ‘Çay Partisi’ (Tea Party) diye adlandıran kimlikleri belirsiz parababalarının örgütü etkisindeki Cumhuriyetçi politikacılar, Obama’nın sağlık programına köstek çıkmaya devam ediyorlar. Zorunlu harcamaları kısmaya çalışıp, kısmazsa bütçesini onaylamayarak... Bütçe onaylanmayınca ödemeler duruyor, devlet de kepenkleri indiriyor...

Cumhuriyetçi Parti Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu elde tutuyor ve sistemi tıkama gücüne sahip...

Son bütçe 30 Eylül tarihinde onaylanacaktı; Cumhuriyetçiler köstek koydu, onaylanmadı. Kepenkler bu yüzden indi.

Parababalarından oluşan Çay Partisi var bu son kilitlenmenin ardında, ama henüz öyle bir oluşum söz konusu değilken bile, Cumhuriyetçiler, Bill Clinton’a aynı muameleyi uygun görmüşlerdi. 17 yıl önce de yine böyle devlet kilitlendi. Sonunda Clinton o vartayı başarıyla atlattı, partisinin en güçlü rakibini de bir vücut çalımıyla siyaset dışına itivererek...

Vartadan başarıyla çıkmıştı, ama başka bir dalgalanmaya tutulmuştu Clinton: Çalışanlar devre dışı kaldığı için Beyaz Saray’ın bazı görevleri görülemez olunca, günlük işleri metazori üstlenen stajyerler Başkan’ın çalışma odasına kadar girmeye başladılar... O stajyerlerden birinin adının Monica Lewinsky olduğunu söylersem, Clinton’un tutulduğu dalganın ne olduğunu hemen hatırlayacaksınız...

Temsilciler Meclisi’nde o zaman da Cumhuriyetçiler çoğunluğu teşkil ediyordu; başında da Newt Gingrich adlı yüksek yerlerde gözü olan biri vardı... Onun zorlamasıyla inen kepenkler 28 gün sonra yeniden açıldığında Gingrich’in başkan olma hevesi çoktan çöpe gitmişti. Bugün milletvekili değil ve kıytırık medya organlarında kendine güldüren yorumlar yapıyor Gingrich...

İngiliz Guardian gazetesinde okudum, adamın devlete kepenk kapatan inadının sebebi neymiş biliyor musunuz? Clinton vefat eden İzak Rabin’in cenazesine katılmak üzere İsrail’e giderken onu da davet etmiş, ama ‘Air Force One’ uçağının en arkasındaki bir koltuğa oturtmuş... İstiskale uğradığını düşünen Gingrich, “Ben sana gösteririm” deyip ülkeyi zora sokan süreci başlatmış...

Barack Hussein Obama başkan seçildiğinde, ‘Çay Partisi’ öndegelenleri, “Bu adam Müslüman”, “Bu adam sosyalist” türü yavelerle ortaya atılmışlardı... Onu bunu bilmem, ama Obama döneminde bildiğimiz Amerika sona eriyor gibi...