Amerika’nýn yeni savunma bakaný ta uzaklardan bize tehdit savuruyor.
“Aman ha” diyor. “Fýrat’ýn doðusuna girmeyi sakýn aklýnýzýn ucundan geçirmeyin. Buna izin vermeyiz!”
Fýrat’ýn doðusu denilen yerler PKK’nýn silahlý iþgali altýnda.
Ve oranýn gerçek patronu da ABD.
PKK Amerika’nýn paramiliter ordusu.
PKK’lýlarýn elinde ultra-modern Amerikan silahlarý var.
PKK’nýn üstünde Amerikan bayraðý var.
Tarihin ironisine bakýn: Sosyalist-Marksist ve dolayýsýyla anti-Amerikancý olduðunu iddia eden PKK’nýn gerçek patronu Amerika.
PKK bölgede Amerikan siyasetinin ve çýkarlarýnýn muhafýzý.
Amerika ise bu sosyalist ve anti-emperyalist (!) örgütün efendisi.
PKK Türkiye’nin hasmý bi-amaný.
Amerika ise güya Türkiye’nin stratejik müttefiki.
Türkiye kendi toprak bütünlüðünü ve güvenliðini tehdit eden PKK terör örgütüne karþý askeri bir operasyonda bulunmak istediðinde Amerika buna hiddetle ve þiddetle karþý çýkýyor.
Dahasý tehditler yaðdýrýyor.
“O bölgeye girerseniz karþýnýzda bizi bulursunuz!” diyor.
Amerikan heyeti Ankara’da görüþme yaparken Amerika’nýn o bölgeden sorumlu generali PKK’nýn komutanlarýyla boy boy fotoðraf veriyor.
Bunun ne anlama geldiði besbelli deðil mi?
Türkiye’yi oyalayabildiðin kadar oyala!
Bu arada karþýsýndaki asýl gücün Amerika olduðunu hatýrlatma!
Kaç kezdir bu toplantýlar yapýlýyor?
Daha kaç kez yapýlacak?
Amerika Münbiç‘te sözünü tutmadý. Orasý hâlâ Amerikan bayraklý PKK güçlerinin yönetiminde.
Trump “Askeri güçlerimizi çekiyoruz!” dedi ama çekmedi.
Þunu çok merak ediyorum: Bu durumda Amerika bizim neyimiz oluyor?
Suriye yönetiminin o bölgeye Türkiye tarafýndan yapýlacak askeri bir operasyona karþý çýkmasý bir biçimde anlaþýlabilir.
Peki Amerika neyin nesidir?
Amerika’nýn oradaki varlýðý Suriye hükümetinin çaðrýsýyla orada bulunan Rusya ve Ýran ile bir deðil!
Amerika orada kimsenin çaðrýsý ve onayý olmadan kendi kaba kuvvetiyle duruyor.
Kendisinin o bölgedeki varlýðý uluslararasý hukuka göre de gayrý meþru deðil midir?
Nasýl olur da gayrý meþru olarak bulunduðu bir bölgede o bölge adýna ahkam keser? O bölgenin geleceðini kendisi tayin eder?
Denilebilir ki Amerika DEAÞ gibi uluslararasý bir terör örgütüyle savaþmak için orada bulunuyor!
Peki Amerika’ya bu görevi ve rolü kim veriyor?
Yani bir ülkede terör örgütü var diye Amerika’nýn otomatik olarak o ülkeye askeri gücüyle girmesini meþrulaþtýran bir uluslararasý hukuk düzeni var da biz mi bilmiyoruz?
Amerika’ya “dünyanýn jandarmasý” rolünü biçen bir uluslararasý hukuk düzeni yok.
Amerika kendine rol biçiyor. Kendi görev alanýný kendisi belirliyor. Yetmiyor, baþkalarýna da rol daðýtýyor, görevler ihsan ediyor.
PKK’yý ve FETÖ’yü sahiplenmesinin tek sebebi, kendisine boyun eðmeyen Erdoðan’ýn varlýðýdýr.
Erdoðan liderliðindeki Türkiye’nin Amerika tarafýndan kendisine biçilen rolü reddetmesi dolayýsýyladýr ki Amerika PKK’yý ve FETÖ’yü Türkiye’nin üzerine saldýrtýyor.
Türkiye kendi güvenliði için terörle mücadele kapsamýnda uluslararasý hukukun kendisine saðladýðý imkanlarý kullanýp PKK terör örgütünün üstüne yürümek istediðinde de karþýsýnda Amerika’yý buluyor.
Sanki DEAÞ, terör örgütü de PKK veya FETÖ deðil!
DEAÞ ile mücadelede þahin kesilen ülkelerin sýra PKK ile mücadeleye geldiðinde hamilik rolü üstlenmeleri DEAÞ’ýn asýl patronlarýný göstermeleri bakýmýndan manidardýr.
DEAÞ kendi icatlarýdýr.
DEAÞ maskeli “terörle savaþ” iddiasý da birer bahaneden ibarettir.
DEAÞ’ý bölgedeki varlýklarý için kullanan ABD gibi ülkeler PKK’yý da DEAÞ’la mücadele gerekçesiyle baþka bir amaç için kullanmaktadýrlar.
Velhasýl bu Amerika bizim hasmýmýz olmanýn dýþýnda hiçbir þeyimiz deðildir.