Amerika olmasa PYD/YPG gücü işe yarar mı?

Suriye sınırımızda pis bir oyunun oynandığı artık herkesin malumu. Bu oyunun sonunda olası bir Kürt devletinin ortaya çıkma ihtimali de hiç az değil. Oyuna sonradan dahil olan DAEŞ’in bütün tabloyu değiştirdiği görülüyor. Irak ve Suriye’nin haritalarını değiştiren DAEŞ’in haritalarda nasıl oynadığını da hep birlikte görüyoruz. 

Irak ve Suriye’de acımasız yöntemleriyle bütün gücü neredeyse ele geçirmek üzere olan DAEŞ, ABD’nin devreye girmesiyle çözülmeye başlandı. Suriye’de Esad zulmüne karşı kendi çapında bir efsane olan Salih Müslim’in PYD/YPG’si DAEŞ eliyle yerle bir olmuştu. En kritik yerlerden biri artık Kobani’ydi. Ha düştü ha düşecekti. 

Amerika’nın müttefiklerle beraber hava saldırıları başlamasıyla PYD unsurları Kobani’de gücü ele geçirdi. Hava desteği olmasa PYD’nin zerre şansı olmadığını herkes biliyordu. ABD ve diğer ülkelerin nokta atışı vuruşlarıyla PYD, Kobani’den DAEŞ’i çıkardı. Kafa kesen, vahşice insan öldüren, hiçbir kuralı olmayan ve yenilmez denilen DAEŞ Kobani’de ABD eliyle yenilmişti. Tabii PYD/YPG savaş kazandık sanıyorlar ama ABD olmasa şansları olmadığının da farkındalar.

Benzer bir durum şu anda Musul’da yaşanıyor. ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin hava saldırılarıyla Musul’da DAEŞ’in etkisi ciddi biçimde kırıldı. Dün Irak Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Musul Sorumlusu Sait Memuzini, hava saldırılarında sürekli kayıp veren DAEŞ militanlarının büyük bir korku ve panik içinde olduklarını söyledi ve şu açıklamayı yaptı:

“ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin, hava saldırıları sonucu IŞİD’in kentteki hareket kabiliyeti düştü. Örgütün Musul üzerindeki eski etkisi kalmadı. Musul’u kurtarma operasyonu haberleri de örgütü tedirgin ediyor. Çatışmaların olabileceği bölgelerdeki tüm evlere bomba ve patlayıcılar yerleştirerek tuzaklar hazırlıyorlar. Bu arada yabancı IŞİD militanları ile Iraklı teröristler arasında anlaşmazlıkların başladığı haberini alıyoruz. Iraklı olmayan birçok teröristin Musul’u terk ederek, Suriye’nin Rakka kentine kaçtığını öğrendik.”

Bölgedeki görgü tanıkları da Memuzini’nin açıklamalarını teyit ediyor. Görgü tanıklarından Semir Muslavi, savaş uçaklarının bombardımanı nedeniyle kentte sürekli ambulans sesi geldiği belirterek, “Teröristler, en çok hava saldırılarında kayıp veriyor. Musul’daki morglar, terörist cesetleriyle doldu. Saldırılar, militanların paniklemesine ve daha kısıtlı hareket etmesine neden oluyor” dedi.  

ABD’nin hava desteğiyle DAEŞ’in zaten yapacak çok fazla bir şeyi kalmadı. İçeride kendilerini emparyalistlerle mücadele eder gösterenler de sanki PYD ve Kürtler zafer kazanmış edasındalar. Bal gibi ABD sayesinde DAEŞ’in püskürtüldüğünü biliyorlar ama bunu söylemek onlar için çok zor. 

Ankara Tel Abyad’ın PYD’nin silahlı gücü YPG’nin eline geçmesinden sonra Suriye ve Irak sınırları boyunca bir “Kürt Devleti” kurulması endişesi taşımaya başladı ve bu konularda gerekli endişesini Washington’a iletti. Ankara’da birbiri ardına yapılan güvenlik toplantılarında ilginç bir ABD dosyası dikkat çekti. Hürriyet gazetesinden Uğur Ergan imzalı haberin içeriği hayli ilginç.

Bu dosyada, ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin Ankara’nın “Kuzey Kuşağı” diye adlandırdığı bölgede YPG’ye destek vermek için yaptığı keşif ve taarruz amaçlı uçuşlarının listesi yer aldı. Buna göre son 8 ayda ABD uçakları çoğunlukta olmak üzere, koalisyon güçleri bölgeye 4 bin 100 keşif uçuşu yaptı. Bombalı taarruz uçuşlarının sayısı ise 1800 oldu. Bunların 1683’ünü ABD uçakları yaptı. Zirvede bölgeden gelen istihbarat bilgileri de ele alındı.

Bölgesel kaynaklar kullanılarak da elde edilen istihbaratlar arasında dikkat çekenler şunlar: Türkiye’nin ABD’ye daha önce söylediği “güvenli bölge” kuralım dediği yere, PYD yerleşmeye başladı. Tel Abyad’ın YPG’nin eline geçmesinden sonra bölgeye geri dönenlerin büyük çoğunluğu Kürtler. PYD, Kuzey Irak ve Cezire kantonundan Tel Abyad’a 10 bin Kürt’ü yerleştirmeyi planlıyor. PYD’nin bu amaçla Kürtlere para ve toprak verdiği bilgileri de var.

PYD lideri Salih Muslim Türkiye’nin dile getirdiği “Suriye’nin kuzeyinde bir ‘Kürt koridoru’ oluşturulduğu” yönündeki iddiaları yalanladı ve “Koridor falan yok, bunlar kurgu” dedi. Peki o zaman Tel Abyad’a geri dönenler niye hep Kürtler? Kuzey Irak ve Cezire’den paralar karşılığı Kürtler niye taşınıyor? Bölgenin demografisi ile niçin oynanıyor?

Salih Muslim bunları akıl edemeyeceğine göre o zaman burada ABD eliyle başka bir oyun oynanıyor. Onu da yakında anlarız.