Amerika seyahati ‘dönüm’ olsun

Başbakan Amerika’da” manşetlerini atanlar ve özellikle “serbest ticaret anlaşmasını” sorgulayanlar lütfen bir adım daha atsınlar ve “ÜRETEN Türkiye’nin” prangası olan GÜMRÜK Birliği anlaşmamızı da mercek altına alsınlar... Umarım Amerika ile ticaretimizde atılacak yeni adımlar Türkiye’nin Avrupa esaretine son verir ve gereken adımlar atılır...

Sevgili dostlar, bir ülke düşünün malları şartlı serbest dolaşabiliyor, pazarına her türlü mallar 27 ülke tarafından istendiği gibi dolaştırılabiliyor, bankacılık sisteminde AB sermayesi önemli bir yer tutuyor AMA o ülkenin üreticileri, şirketleri, sermayesi TAM ÜYE olmadığı için DOLAŞAMIYOR! Fuar oluyor, mallar gidiyor, sahipleri vize peşinde helak oluyor! Diğerleri ellerini kollarını sallayarak Türk pazarında at koşturuyor... Türkiye’den başka “Gümrük Birliği’ne dahil olup” bu şekilde üreticisini bu çarka kaptıran başka bir ülke yok! Bu aynen IMF gibi bir pranga ve IMF’nin tam olarak kovulduğu Türkiye’de bu zincirin de kırılacağına inanıyorum, inanmak istiyorum...

Sonuç 1: Gümrük Birliği aynen IMF belası gibi bu ülkenin başına geçirilmiş bir çuval, adice tasarlanmış tuzaktır! Bu anlaşma, “Bizans sınırları içindeki sermaye” için bulunmaz nimet olup, onların bağlı bulundukları “efendileri” gereği; vize, dolaşım, menzil, kredi gibi sorunları olmaz!

Sonuç 2: AB ülkeleri gibi Türkiye’nin orta ve küçük sermayesi üstünde bu sayede hegemonya kuruyorlar... Bir örnek vereyim; bir Türk şirketi, bir Alman şirketi ile rekabet ediyor. Diğer şirket istediği gibi Türk pazarında dolaşırken, Türkler vize derdinde olduklarından orada pazarlama bile yapmaya gidemiyorlar. AB kökenli bir banka iki şirketle de çalışıyor, Türkiye’deki satın aldığı banka ile Türkiye’de, Ana Banka ile orada kredilendirme yapıyorlar. Alman şirketi, daha büyük müşteri olduğu için “rakibinin” kredisini kestirmeye kadar gidebiliyor. Sonuçta ne oluyor? Türk şirketi üretim rekabetini bırakıp, Avrupalı şirketin ithalatçısı oluyor... PRANGA çalışıyor, çarklar insanımızı, üreticimizi öğütüyor...

Sonuç 3: Bugün uyguladığımız Gümrük Birliği denilen kavramın özü Osmanlı’nın çöküş sürecinde imzaladığı Baltalimanı Ticaret Anlaşması ile aynıdır. Yönetime dahil olamazsın sana sadece zayıf sanayi ve bankacılık sistemin ile kredi dahi üretemediğin KOBİ’lerini vahşi bir ticaretin kollarına bırakmak kalır... Üçüncü ülkeler ile serbest ticaret yapamazsın. Üyelerin yaptığı anlaşmalar doğrultusunda kendi gümrük haklarından vazgeçmek zorunda kalırsın... Karar mekanizmalarına yön veren üye ülkelerin üçüncü ülkeler ile doğabilecek hakları saklı kalırken, sen o haklardan da yararlanamazsın...

‘Amerika dönüşü not artışı’ olur mu?

Yazıya başlamadan bir not düşmek istiyorum; biraz sonra okuyacağınız satırların yazarı son iki not artışını bir hafta öncesinden duyurmuş ve “OLMAZ-OLAMAZ” seslerine rağmen “olacak” diyerek kamuoyu önünde ısrar etmiştir... Yazılarımı arşivde bulabilirsiniz...

Sevgili dostlar, piyasaların “en kötümser” günlerinde ortaya cesaretle çıkıp “yeni dünya düzeni ve Türkiye doğru fiyatlanamıyor, ilk hedef 80.000 üstü sonrasında orta ve uzun vadede 100.000” diyen biri olarak, son günlerde pompalanan “aşırı kısa vadeli beklentiden” amatör yatırımcılar adına rahatsızım... Bu düşünceye baktığım teknik detaylar eşliğinde ulaşmam da çok zor değil. Günlük grafiğe dikkatli bakarsanız 88.000 üstündeki formasyonun kısa vadede hala tam olarak oturmadığını ve yaklaşık %5’lik bir AŞIRI ALIM BÖLGESİ MARJI oluştuğunu görebilirsiniz...

Sonuç: Not artışı beklentisi kısa vadede fiyatlara yansımış durumda. Beni amatörler adına korkutan “beklenti hayata geçsin-geçmesin” profesyonellerin farklı davranma eğilimleri. Olaya bu açıdan bakınca “ORTA VE UZUN VADELİ İYİMSERLİĞİMİ” korumakla birlikte, yatırımcıların özellikle 90.000-92.000 bandı üzerinde dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum...

Önemli not: Türkiye’nin gelişen ve değişen pozisyonu ve YENİ DÜNYA DENKLEMİ gereği hareketin hedefi orta ve uzun vadede 100.000 olmakla birlikte kısa vadeli bir geri çekilmeye karşı dikkatli olmakta yarar var!

24 Buluşmaları devam ediyor

TV yayıncılığını “cam ekrandan” sokaklara taşıma anlayışımız çerçevesinde Cuma akşamı saat 20:00’de Kağıthane Kültür Merkezi salonlarında sizlerle buluşacağız... Bütün dostlarımızı bekliyoruz...