Amerika ‘siyah’larýn ülkesi deðildir

Takvimler 1961 yýlýný gösteriyordu ve Amerikan siyah hareketinin efsane lideri olmanýn bedelini 1968 yýlýnda Memphis, Tenesse’de kurþunlanarak ödeyen Martin Luther King Jr’ýn tarihe mal olan ünlü “Bir hayalim var” konuþmasýný yapmasýna henüz iki yýl vardý. Türk tiyatrosunun büyük ismi Engin Cezzar’ýn Ýstanbul Boðazý’na bakan evinin zili iki kez çalýndý. Cezzar, içerde süren bir partinin neþeli sesleri arasýnda kapýyý açtýðýnda elinde küçük bavulu ve iri gözleriyle kendisine biraz çaresiz bakan o siyah adamý gördü. Amerikan edebiyatýnýn önde gelen ismi, romancý, tiyatro yazarý, þair ve insan haklarý savunucusu James Baldwin’i (1924-1987) yýllar önce New York’ta tanýmýþ, hiçbir zaman sahnelenmeyen Giovanni’nin Odasý eseri üzerinde birlikte çalýþmýþlardý.  Sürpriz konuðunu “Hoþ geldin Jimmy” diye kucakladý, dostlarýyla hemen tanýþtýrdý, James Baldwin’in 10 yýl sürecek Ýstanbul öyküsü o evin kapýsýnda baþladý. 

Çocukluðu Harlem’de bir Protestan papazýn oðlu olarak geçmiþ, eþcinsel ve siyah olmanýn 50’lerin Amerika’sýnda ne anlama geldiðini çok iyi anlamýþ Baldwin, çareyi, “ýrkçý” ortamda kaçmakta bulmuþtu. Toplumun üzerine yüklediði baský onu önce Paris, devamýnda Ýsrail’e yöneltti. Bir dergiyle yaptýðý anlaþma çerçevesinde Afrika’ya izlenim yazýlarý yazmaya gidecek, böylece, rengiyle “ötekileþtirilmediði” topraklarýn insaný olabilecekti, o, son anda rotasýný kuzeye, Ýstanbul’a çevirdi.

Küçük bavulunda Amerika’da bir türlü bitiremediði romaný vardý, Ýstanbul’un kendisine saðladýðý özgürlük içinde önce saðlýðý düzeldi, sonra, Bir Baþka Ülke isimli romanýný dostunun mutfak masasýnda sonlandýrdýðýnda en sonuna Ýstanbul, 10 Aralýk 1961 yazdý...

James Baldwin, yaþam deneyimi ile, Amerika’nýn siyahlara dönük yüzünü gördü, ülkenin kültürel ve sýnýfsal fay hatlarýný sergiledi, beyazlarýn gittiði bir lokantada önüne servis açýlmayan bir siyah olarak eþitliði savundu. Amerika onu bir sakýz gibi çiðnedi ve okyanusun öte yakasýna, doðduðu topraklarýn çok ötesine adeta tükürdü...

Ýlerleyen yýllarda, dostu Yaþar Kemal’e yazdýðý bir mektupta, “Ýstanbul’da özgürlüðümü buldum” diyecek, “Jimmy, özgürlüðünü buldun çünkü, sen bir Amerikalýsýn” yanýtýný alacaktý!..

Yaþar Kemal’in bu yanýtý, Baldwin’in Ýstanbul’a ayak bastýðý günlerde seçimle iþbaþýna gelmiþ baþbakaný ve iki bakanýný idam etmiþ bir ülkenin gerçek koþullarýný göstermesi açýsýndan derin bir serzeniþ taþýyor ama Engin Cezzar’ýn 1957’de tanýþtýðý yazarla ilgili þu anýsý yaþadýðýmýz topraklarýn yüreðini göstermesi açýsýndan önemli:

- Jimmy itilip kakýlmýþ, bir beyazla gerçekten dost olunabileceðine dair inancý kalmamýþ, karþýsýndakine güvensiz yaþayan biriydi. Dostluðu tanýmlayamýyordu. Bir gün içimden geldi ve þöyle dedim: “Yeni dost edinmek zor iþ. Tam oldu zannedersin, olmayýverir. Sana bir teklifim var. Arkadaþ nedir bilmiyor olabilirsin belki ama kardeþ nedir biliyorsun. Bir sürü kardeþin var. Gel, biz de kan kardeþi olalým. Sen Afrikalý’sýn. Ne kadar ciddi olduðumu anlayabilirsin. Kardeþ olalým da bugün nasýl birlikte hareket ediyorsak, hayat boyu birbirimize destek olalým...” “Peki” dedi. Kestim kollarýmýzý, sürttük birbirimize. Kardeþ oluverdik.

Bu ülke böyle bir ülke... Ýstanbul böyle bir kent ve siyah bir Amerikalý yazarýn neden özgürlüðü bu topraklarda bulduðunu gösteren sembol bir aný...

Kýzýl Yaz’ýn tekrarý

Amerika, Barack Obama’yý Beyazsaray’a taþýyan demokrat bir siyasi damarý olsa da hiçbir zaman “siyah”larýn ülkesi olmadý. James Baldwin’in dedesi bir köleydi, bugün Missouri’nin Ferguson bölgesinde ayaklanan, ayaklanmayla kalmayýp eylemlerini ülke çapýna yayan “siyah”larýn büyük dedeleri de... 20’nci yüzyýlýn her gününe kan ve þiddetle kazýnmýþ bir mücadeleden sonra Afrika-Amerikalýlar’ýn kendilerini 1919 yýlýnda yaþanmýþ “Kýzýl Yaz” koþullarýnda bulmalarý bir tesadüf olabilir mi? 1919 yazýnda ülkenin 36 eyaletinde yaþanýlan Afrikalý ayaklanmasý ve siyah-beyaz çatýþmalarýnýn benzerinin hem de ayný koþullar, yani, artan fakirlik ve polis terörü nedeniyle patlak vermesi baþka ne türlü anlatýlabilir?

Herkes, 9’u beyazlardan oluþan 12 kiþilik jürinin o polisin silahsýz 18 yaþýndaki bir siyahi genci öldürmesini neden aklamaya çalýþtýðýný çok iyi biliyor. Bu karardan yalnýz 24 saat önce Cleveland’da 12 yaþýndaki bir çocuðun elindeki oyuncak tabancayla polis kurþununa hedef olmasýný da...

James Baldwin doðup büyüdüðü bir ülkeyi hiçbir zaman kendisine ait hissetmedi... Ama, onun Ýstanbul’da zilini çalacaðý bir kapý vardý...

Pentagon tarafýndan silahlandýrýlmýþ o polisler karþýsýndaki Afrikalý fakir gençlerin böyle bir þansý yok... Belki de, Amerika’nýn þansý yok...