Ekranlarda, bütün olup bitenlerin ap-aþikâr ortaya koymasýna raðmen, anlý-anlý yorumcular, bölgemizdeki mevcut buhraný devamlý ve sadece Ýsrail'le ilgili imiþ gibi anlatýyorlar.. Halbuki burasý, hepsi de özü itibariyle 'vahy-i ilâhî'ye dayanan Yahudilik, Hristiyanlýk ve Ýslam dinlerinin ilk muhataplarýnýn yaþadýðý coðrafyalar olup, hele de kutsallýðýna inanýlan yerlere hâkim olmak konusu baþta olmak üzere, zaman içindeki geliþim çizgisine göre, birbirleriyle çatýþma ortamlarýndan kaçýnamadýklarý yerler.. Bugün de bu coðrafyada olup bitenler, o tarihî arka-plandan da etkileniyor ve besleniyor..
*
Bugün, Siyonist Ýsrail çetesinin hâkimiyetinde yaþayan Yahudi nüfusun en fazla 7-8 milyon civarýnda olduðu anlaþýlýyor.. 4 milyon kadar da, iþgal, tahakküm ve her türlü zulüm altýnda yaþayan Müslüman halk var o coðrafyada..
Bu 7-8 milyonluk Yahudi kitlesi adýna, Siyonist hedeflerle Ýsrail çete rejimine her türlü zulmü yaptýran güç, bu coðrafya dýþýnda ve amma dünyanýn neresinde olurlarsa olsunlar, kendilerini Siyonizmin askerleri ve Ýsrail rejiminin tabiî vatandaþlarý bilen ve asýl merkez olarak Amerika'da ve dünyanýn baþka yerlerinde de, 'altýn' üzerine taht kurmuþ olan 'samiri/ altýn tapýcýsý' Yahudiler.. Bu yüzden, bu gün 100'lerce milyon Müslüman halklarýn yaþadýðý bu bölgede, o 'altýn' gücünün yönlendirmesiyle, dilediði gibi at koþturan, barbarca cinayetler iþleyen Ýsrail çetesini, Amerikan emperyalizminden ayrý düþünmek, psikolojik savaþta, bu yüzlerce milyonluk Müslüman kitlelere yönelik bir acizlik ve çaresizlik aþýlamaktan ve bütün bu barbarlýklara teslim olmaktan baþka bir hedefe hizmet etmemektedir.
'Pax Americana' çaðý, bu.. 'Teslim olun, barýþ olsun!.'
2 bin yýl öncelerdeki 'Pax Romana'nýn /Roma Usulü Barýþ'ýn güncelleþmiþ þekli..
Nitekim, Siyonist çetenin, dünya üzerindeki gizli tahakkümünün 'uluslararasý guguk' þekline dönüþtürdüðü ve emperyal güçlerin dünyaya 100 yýldýr bir 'deli gömleði' gibi giydirdikleri 'uluslararasý hukuk' ölçülerini bile kaale almadan, baþka bir devlete, Lübnan'a, resmen 'savaþ' bile açmadan, saldýrmasý, Lübnan Hizbullah Teþkilatý'nýn lideri Hasan Nasrallah'ý öldürtmesi ve bununla yetinmeyip, -güya baðýmsýz devlet olan- Lübnan'da yüzbinlerce sivil kitleleri evlerinden-barklarýndan çýkarýp, baþka yerlere sürmesi ve direnme gördükleri yerleþim birimlerini ise, aðýr bombardýmanlarla yok etmesi karþýsýnda, Birleþmiþ Milletler'in ve Güvenlik Konseyi'nin patronu olan 5'li çete tarafýndan, 'Yapmayýn-etmeyin..' gibi nutuklarla geçiþtirilmesi, dünya düzeninin gerçek yüzünü bir daha gösteriyor.
Amerikan emperyalizmi ise, 'Ýsrail'in, Lübnan'a yönelik harekâtýný kendilerine önceden haber verdiðini ve Ýsrail'in varlýðýný güven altýna almak için, Lübnan'daki altyapýlarýn yok edilmesinin doðru bir hareket olduðunu' açýklamýþ bulunuyor..
Evet, bütün bu cinayetlerin, barbarlýklarýn arkasýnda, Amerikan emperyalizmi var.. Yani, 'savaþ'ýn sadece Siyonist Ýsrail tarafýndan yapýlýyor gibi gösterilmesi, meseleyi küçültmenin de ötesinde, 'Amerika, AB ve Ýsrail'in, Müslüman coðrafyalarýnda, 800 yýl öncelerdeki 'Moðol Ýstilasý' benzeri bir barbarlýkla sergiledikleri , 'Haçlý Hristiyan + Siyonist Yahudi' saldýrýsý karþýsýnda Müslüman halklara âciz ve çaresiz olduklarýný telkin etmek hedefine de hizmet ediyor. Ama, tarihte, 'Moðol Ýstilâsý' ve benzeri nice büyük badireleri atlatmýþ olan Müslüman halklar, hâlâ hayattadýrlar; ama, Moðollar nerede?
*
NASRULLAH'IN ÖLDÜRÜLMESÝNE; BAZILARI, SÝYONÝSTLER GÝBÝ SEVÝNMÝÞ; HAYRET!.
Nasrallah'ýn öldürülmesi üzerine, 29 Eylül tarihli yazýmýzda, 'Nasrallah, kendi mücadele çizgisi istikametinde korkusuz ve kararlý mücadele veriyordu; onun öldürülüþünün etkisi nesiller boyu devam edip duracak ve Filistin dâvasýnda önemli bir isim olarak herhalde hayýr- dualarla anýlacaktýr. Onun hele de 2006'da, Siyonist Ýsrail rejimi güçlerini, 34 gün süren bir savaþta aðýr bir yenilgiye uðratýþý, onu ve teþkilatýný Siyonist rejim için, bir korkulu rüya haline getirmiþti' dememizden bile rahatsýz olanlar görüldü..
Kimileri de mezhep farklýlýðýndan kaynaklanan bir takým silahlý mücadeleler etrafýnda Nasrallah'ýn etkisini hatýrladýlar.. Biz de o yazýda, o konulara iþaretle, 'Bu konuda, 'Lübnan Hizbullahý'nýn da bir takým eleþtiriler dýþýnda -yazýk ki- kalamadýðý ve bunun için zaman-zaman bazý tartýþmalar içinde yer aldýðý da biliniyor.' dediðimiz halde, bazýlarý bununla yetinmemiþler. Hatasýz insan arayacak olursak, býrakalým baþka dünyalarý, Müslüman coðrafyalarýndaki yöneticiler arasýnda bile kaç pak sima bulunur?
'Emperyal-þeytanî güçler aralarýndaki bütün geçmiþ ihtilâf ve düþmanlýklarý unutup, Müslüman halklarý sýkboðaz etmek isterken; Müslüman dünyasýnýn hâlâ, bütün enerjisini iç sürtüþmelerde harcayan 'avare kasnak' durumu sergilemeleri, aralarýndaki etnik, mezhebi veya coðrafî ihtilaflarý esas almalarý, en çok da Ýslâm düþmanlarýný memnun ediyor.' cümlemiz yanlýþ mýydý, yoksa?
*
Bir diðer hassasiyet ise, daha farklý.. O yazýmýzda, '(...), baþta Ýran olmak üzere, bazý diðer ülkelerdeki lider kadrolarýn, karþýlaþýlan bu gibi darbeler karþýsýnda, hemen, 'Gereken karþýlýk verilecek, ezici Sûresi'nde darbeler vurulacaktýr..' gibi, iddialý sözleri söylemeleri de bir diðer zaaf.. (...) Kur'an-ý Kerim bize, Saff bize, (2. âyette, meâlen) 'Yapamayacaðýmýz þeyleri söylemememizi' emrediyor..' demiþtik.. Bu hatýrlatmamýz üzerine, 'Sen Ýran liderliðine mi yol gösteriyorsun?' diyenler bile oldu..
Eleþtiriler olabilir elbette, esasen eleþtiri olmazsa, onu yadýrgamak gerekir. Ama, hakký ve kaleminin haysiyetini korumak isteyenler, birilerinin beðeni veya alkýþý veya birilerini yerle bir etmek için kullanmazlar. Bu açýdan, biz de, inþallah, 'Hakk'ýn itibarýný, halkýn iltifatýna fedâ etmeyenlerden'izdir.
*
SUUDÝ VELÝAHDÝ YALNIZ DEÐÝL!.
Bu arada, bir diðer konuya da deðinelim.. HAMAS'ýn 7 Ekim 2023- Aksa Tufaný'ndan hemen Tel-Aviv'e koþan ve 'Ben buraya bir Yahudi olarak geliyorum' diyen Amerikan Dýþiþleri Bakaný Blinken'a, Suudi Veliaht'ý Muhammed Bin Selman'ýn, 'Nüfusumuzun çoðu genç ve Filistin Meselesi hakkýnda pek bilgisi yoktu. Bu çatýþmayla ilk kez tanýþýyorlar. Filistin meselesi þahsen umurumda mý? Deðil ama, halkým umursuyor." dediði dünya medyasýna yansýdý. 4-5 gün oldu, MBS ve Suud rejiminden bir yalanlama veya açýklama da gelmedi..
*
Bu da, Müslüman dünyasýnýn bir diðer faciasý.. Halklarýnýn ekseriyeti Müslüman olduðu için, 'Ýslam ülkesi' diye anýlan 56 ülkenin liderleri içinde, MSB'nin bu konudaki benzerleri o kadar çok ki..
Müslüman dünyasý nasýl birlik olabilir?
Ama, çare yine de bulunabilir.. Bugün 'Haçlý+Siyonizm' saldýrganlýðýnýn karþýsýnda, bu oldukça buhranlý durumda, dünyada yeni dengelenmelere vesile olabilecek bir 'konfederasyon' yöntemi bile etkili çare olabilir.. 'Ýslam Birliði ideali' için, yakýn bir gelecekte hayalci olmamak gerekse de, ilk planda, özellikle Türkiye, Pakistan, Ýran, Mýsýr ve daha sonra da, katýlmak isteyen diðer ülkelerin, Avrupa Birliði örneðinde olduðu üzere, iç hukuklarýnda serbest; uluslararasý hukuk açýsýndan ise, devlet niteliklerini devam ettirerek; ama, ortak dýþ siyaset, ortak savunma, ortak pasaport ve ortak para birimi gibi konularda bir 'konfederasyon' kurarak, 500 milyonu aþan bir nüfusla, dünya dengelerini zorlayacak büyük bir güç oluþturmalarý bir ihtiyaç deðil, bir zarurettir..
*