Taa Almanya’lardan laf yetiþtirmiþ... Benim, Cumhuriyet gazetesindeki tasfiyelerle ilgili yazdýðým iki yazýya, bir cümlemi iktibas ederek (Kemalistlerin yeniden gazeteye hâkim olmalarýnýn o kadar da kötü bir þey olmadýðýný yazmýþtým) cevap veriyor...
Cevap vermiyor da, aklý sýra “deþifre” ediyor...
Demek istiyor ki, “Erdoðan taraftarlarý ve Kemalistler Ergenekon zihniyetinde buluþuyor.”
Üç gündür, sosyal medyadan, böyle demeye çalýþan yazýlar ve deðerlendirmeler okuyorum.
Hepsi de Atatürk kalpaklý Fetullahçýlar...
Üzülmüþler...
Nedendir bilinmez, Cumhuriyet’teki tasfiyeler, en çok Fetullahçýlarý ve PKK’lýlarý üzüyor...
Neden acaba?
Mezkûr tasfiyelere sevindiðini söyleyen “yandaþ”lardan (yani bizlerden) alýntýlar yaparak, olup bitenleri güya konumlamaya/anlamaya çalýþýyorlar.
Olup bitenler belli deðil mi?
Bir Avukat aracýlýðýyla vakýf yönetimi deðiþtirilmiþ, gazeteye Fetullah kapatmasý “liberaller” ve “çakma” solcular doldurulmuþtu.
Gazetenin baþýna da, “Amerikan bayraðýný yorgan yapýp uyuyan” bir müptezel getirilmiþti...
Þimdi durum tersine döndürülüyor.
Fetullah kapatmasý liberaller ve çakma solcular gidiyor, dünyaya at gözlüðüyle bakmayý itiyat edinmiþ Kemalistler (yani, gazetenin asýl sahibi olduklarýný öne sürenler) geliyor. Bu kadar net...
Buna sevinmeli mi?
Sevindiðimi gizleyemem... Bulunduklarý her yeri çürüten ve ifsat eden Fetullahçýlardansa, arada sýrada “memleket” adýna kaygýlanan at gözlüklü Kemalistleri tercih ederim.
Müptezel, firari bulunduðu Almanya’dan ses vermiþ...
Fakirin yazýsýndan alýntý yaparak, aklýnca, Cumhuriyet’teki deðiþikliði “itibarsýzlaþtýrmaya” çalýþýyor.
Elemana gönderme yapan Atatürk kalpaklý türdeþleri de, Oya Baydar’ý, þunu bunu iþin içine katarak, akýllarý sýra “gazetecilik tartýþmasý” açýyor.
Mezkûr tasfiyelerin “muteber” ve gazetecilik mesleðine “þan” getirecek bir giriþim olduðunu söylemeye çalýþmýyorum.
Bana ne! Yesinler birbirlerini.
Hatta beter olsunlar.
Kaldý ki, konunun “gazetecilik”le, “gazetecilik mesleði”yle bir alakasý yok.
Siyasi bir meseleyi konuþuyoruz.
Fetullahçýlar, Türkiye’ye karþý giriþilmiþ operasyonlarla eþ zamanlý olarak Cumhuriyet’i ele geçirdiler. Maksat, “Türkiye düþmanlarý”nýn sözcülüðünü yapmaktý.
Mesele son derece siyasiydi...
Karþý bir “siyasi hamle” geldi ve gazete Fetullahçýlarýn boyunduruðundan kurtarýldý.
Hepsi bu!
Mesele “gazetecilik”se, bu konuda konuþacak en son kiþi o müptezeldir.
Bu utanmaz/arlanmaz adam, yýllarca, “Belgeselinizi yapayým” diye FETÖ kapýsý aþýndýrdý...
Parada anlaþamadýlar...
Sonra paraþütle (muhtemelen parada anlaþtýlar) gazetenin baþýna indirildi ve operasyon baþladý.
Meslek adýna kaygýlanan arkadaþlara soralým: Amerikan bayraðýný yorgan yapýp uyuyan bu müptezel, genel yayýn yönetmeni olduðu dönemde neden bir tek “kumpas” haberi yayýnlamadý?
Neden bir tek dinleme skandalýna yer vermedi?
Neden görevini kötüye kullanan savcýlarý, “yasa dýþý dinleme kararý” veren hâkimleri, sýnav sorularýný çalan profesörleri, “himmet topluyoruz” bahanesiyle iþadamlarýna çöken maliyecileri, kriptolu telefonlarýn þifresini çözen TÜBÝTAK’çýlarý haberlerine konu etmedi?
Gazeteci bunlarý merak etmez mi?
Hadi o merak etmedi.
Siz neden merak etmiyorsunuz?
Üzerinde “gizlilik” kararý bulunan MÝT belgelerini yayýnlama cesaretine sahip ama FETÖ ve PKK söz konusu olunca “lal” kesilen bu müptezel, hangi Amerikalý yetkilinin yardýmýyla cezaevinden çýkarýldý ve þimdi hangi “mutemet” elin korumasý altýnda yaþýyor?
Gazetecisiniz...
Biraz merak edin!