Amerika’da Dissosiyatif Kimlik Bozukluðu ile ilgili psikologlara, eþ iliþkileri ile ilgili de San Francisco’daki Müslüman topluluða konuþma yapýp, Türkiye’ye döndüm. Bir haftalýk ziyaretten büyük psikolojik yorumlar çýkarmak kolay olmasa da, daha önceki tecrübelerimi de birleþtirerek görünür psikolojiler hakkýnda bir þeyler söylemek istiyorum. Benim fark edebildiðim en az altý farklý psikoloji var.
Amerikalý Müslümanlarýn büyük ekseriyeti kendilerini evlerinde hissetmiyorlar. Özellikle sosyal kimlik algýsýnda dindarlýk vurgusu olanlar; ezan duymamayý, yediðinin helal olup olmadýðý konusunda sürekli bir teyakkuz halinde olmayý ve çocuklarýný bir Müslüman olarak yetiþtirip yetiþtiremeyecekleri gerilimlerini taþýyorlar.
Bu psikoloji ülkelerine geri dönüp dönmeme ikilemini besliyor. Veya Amerika doðumlu olanlarýn ise ailelerinin geldiði ülkeyle baðlar oluþturma arayýþlarýnýn arka planýný oluþturuyor. Dönüp dönmeme ile ilgili gerilimin parçalarýndan biri de dönerlerse kendilerini ne beklediði meselesi. Müslüman ülkelerindeki sosyal, siyasal ve ekonomik problemler çoðu zaman dönmekten çok kalma psikolojisine neden oluyor.
Avrupa kökenli Amerikalýlara göre kendilerini azýnlýk hissediyorlar. Aslýnda, Amerikan toplumunun gerçek parçasý olarak görmek ile azýnlýk olma arasýnda gerilimi yorucu bir psikoloji. Azýnlýk olma hissi her zaman sosyal ve psikolojik açýdan bir risk faktörü.
Amerikan Müslümanlarýnýn bir dengeye ulaþmalarý gereken psikoloji de Müslüman topluluk ile etnik topluluk arasýndaki denge ve uzlaþmayý kurmak. Sosyal iliþki ve örgütlenmenin merkezi unsuru Müslümanlýk mý, etnik kimliðin mi olacak? Örneðin Amerika’da yaþayan bir Türk’sen Türklerle mi, Müslüman toplulukla mý sosyal baðlar içinde olacaksýn? Ayný durum bir Pakistanlý için de geçerli.
Amerikan devletinin þu anki “ötekisi” Müslümanlar. Amerika’nýn uzun süredir Ýslam dünyasý ile sorunlara sahip olmasý, Müslümanlarý Japonlarýn 2. Dünya savaþý sýrasýndaki durumuna tam benzemese de andýran bir hal oluþturmuþ durumda. Japonlara yaptýklarý gibi bir kamp oluþturma durumu olmasa bile, Amerikan devleti Müslüman toplumu yakýndan izleyip, kontrol altýnda tutma politikasý yürütüyor. Bu sebeple Amerikan toplumu bizim kadar rahat politik muhabbet edemiyor. Kendilerini özgür hissetmedikleri, dikkatli davranmalarý gerektiðinin farkýndalar. Masum ve sýradan politik tartýþmalardan bile uzak durma eðilimindeler.
Amerikalý Müslümanlar için Amerika’yý cazip kýlan þeyler de var. Örneðin ekonomik açýdan baþarýlý olmak mümkün. Ýyi bir eðitim alarak, iyi sosyal þartlarda yaþamak da gayet mümkün. Amerikan Müslümanlarýnýn sosyoekonomik rakamlarý Amerikan toplumu ortalamalarýna göre iyi. Genel olarak eðitimliler. Ekonomik gelirleri ortalamanýn altýnda deðil. Hapishanede bulunma, alkol ve madde baðýmlýsý olma, boþanma oranlarý ortalamadan düþük.
Amerikalý Müslüman topluluklarýn önemli psikolojilerinden biri de Amerika’ya aidiyet duygularý üzerinden iþliyor. Müslümanlarýn çoðunluðu bu türden bir halin hem kendilerinde hem genel toplumda hem de devlet düzeyinde oluþmasýndan yana. Aslýnda Amerika devleti de bu türden bir aidiyet için Müslüman topluluðu zorluyor. Benim gözlemim Müslüman topluluðun Müslüman Amerikalý olmaya itirazý yok þeklinde.