Amerika’yý biz keþfetseydik

Amerika’yý “keþfeden” Ýspanyollarýn bir dünya gücü olarak sahneye çýkmasýyla Osmanlýlarýn dünya gücüne dönüþme süreci aþaðý yukarý ayný dönemin olaylarý. Fatih Ýstanbul’u fethettikten sonra Anadolu birliðini yeniden saðlamaya giriþmiþ ve öldüðü tarihte (1481) bu misyon büyük ölçüde baþarýlmýþtý. O sýralarda Ýberya yarýmadasýnda ise Kastilya ve Aragon krallýklarý evlilik yoluyla birleþerek (1479) modern Ýspanya’nýn kuruluþu gerçekleþmiþti. Cenovalý denizci Kolomb’u -bilmeden- Amerika’yý keþfedeceði seyahate gönderenler bu kral ve kraliçedir. 

Osmanlý ve Ýspanyol tecrübelerinin bir özelliði de birinin modern Avrupa’daki ilk küresel hamleyi, diðerinin ise Ýslam medeniyetinin son parýldayýþýný temsil etmeleri. Orta çað adý verilen tarih dilimi boyunca bilimde, kültürde, ticarette ve dolayýsýyla askeri ve siyasi alanda üstünlük Ýslam medeniyetindeydi. Hýristiyan Avrupa ise kültürel olarak içine kapanmýþ, ekonomik olarak yüzyýllarca süren bir durgunluða kapýlmýþ ve dinî taassubun pençesinde “karanlýk” bir çaðda yaþýyordu.

Ýþte bu denklem artýk deðiþmeye baþlamýþtý. 11-12. yüzyýllardan itibaren önce Ýtalya’nýn güneyinde, sonra kuzey-batý Avrupa’da beliren ticari geliþmeler ve þehirleþmeyle paralel burjuvazi adý verilen yeni bir sýnýf ortaya çýkmýþ ve kapitalizmin temelleri atýlmýþtý. Bu geliþmenin Avrupalýlarýn Doðuyla temasa geçtikleri Haçlý seferleriyle birlikte ortaya çýkmasý tesadüf deðildir. Haçlý Seferleri’nin ve hemen sonra Moðol Ýstilasýnýn Ýslam ülkelerindeki kültürel ve iktisadi yapýyý onarýlmaz þekilde tahrip etmiþ olduðunu da unutmayalým. Bunun dolaylý sonuçlarýndan biri ise Ýtalyan þehir devletlerinin Akdeniz ticaretindeki rollerinin büyümesi ve kazançlarýnýn da artmýþ olmasýydý. Rönesans’ýn bu bölgede doðmasý ve kapitalizmin ilk nüvelerinin burada görülmesi bu sebeptendi.

Buna mukabil Ýslam coðrafyasýnda þehirler tahrip olmuþ, ticaret durgunlaþmýþ, bilim ve kültür kurumlarý zayýflamaya yüz tutmuþtu. Kültürel anlamda içe kapanmanýn artýp taassup zihniyetinin egemen hale geliþi bunun sonucudur. Sebep deðil.

Osmanlý tecrübesi ise nispeten daha dinamik bir topluluðun özgün bir Ýslam yorumunu da içeren yeni bir siyaset ve medeniyet hamlesi olarak ortaya çýktý. Zaten kuruluþundan itibaren sadece bir asýr içinde bütün Anadolu’ya ve Rumeli’ne egemen olmasý ve bu egemenliðin beþ asýr gibi çok uzun bir süre daha sürdürülebilmesi sadece kýlýç gücüne baðlanarak izah edilebilecek bir hadise olamaz. Demek ki Osmanlý sistemini hayata geçiren özgün ve kapsamlý bir medeniyet modeli veya “ideoloji” bu geliþmenin motoru olmuþtu.

Osmanlý sistemini var eden “temel ideoloji”yi tespit etmek anlamýnda bir örnek daha vereceðim... Yine Amerika’yý “keþfeden” ülkeden: Balkanlar’da Osmanlý fütuhatý Avrupa kýtasýnýn diðer ucundakiEndülüs’ün Katolik Ýspanyollar tarafýndan Müslüman egemenliðinden geri alýnmasý (“Reconquista”) süreciyle aþaðý yukarý ayný tarih döneminde gerçekleþti. Bunlardan ilkinde canlarý, mallarý ve namuslarý devlet güvencesine alýnýp hiçbir þekilde dini yaþayýþlarýna karýþýlmayan ve yüzyýllar boyunca kendi kimliklerini muhafaza edecek olan Hýristiyan topluluklar vardýr; diðerinde ise canlarýný kurtarmak için ya yurtlarýndan sürülmek ya da dinlerini deðiþtirmek zorunda býrakýlan Müslüman ve Yahudiler.

Bu iki farklý egemenlik modelinin gerçekte iki farklý dünya görüþünün tezahürleri olduðunu söylemeye gerek yok! Ama neticede bu iki modelden biri baþarýlý oldu, diðeri çöktü. Bu baþarýnýn ve baþarýsýzlýðýn tamamen veya doðrudan doðruya söz konusu toplumlarýn taþýdýklarý dünya görüþüyle ilgili olduðunu söylemek doðru olmasa da her iki toplumda etkili olan deðerlerin etkisiyle bu sonuçlara ulaþýldýðýný söylemek yanlýþ olmayabilir. Demek istediðim, gerek Haçlý seferleri gerekse Moðol istilasý Ýslam medeniyetinin kendi dinamiklerinin ürettiði problemler deðil. Ayný þekilde Avrupa’da kapitalist ekonominin beraberinde sömürgeciliðe dayalý sanayileþmenin gerçekleþmesi ve batýlý güçlerin gerek iktisadi gerekse askeri alanda rekabet edilemez derecede üstünlüðe eriþmeleri Osmanlý sisteminden kaynaklanan bir geliþme deðildir. Ancak güçlü bir harici etken olarak Osmanlýnýn zayýflamasýnda pay sahibidir. 

Bu arada Amerika’yý keþfeden Ýspanyol Ýmparatorluðunun önce buradan akan altýn ve gümüþle hýzla zenginleþtiðini ve Avrupa’nýn en büyük askeri gücü haline geldiðini, ama bir süre sonra hazýr paraya dayalý bir ekonomik modelin sürdürülemezliðini kanýtlayarak çöküþe geçtiðini ve küresel egemen rolünü kapitalizmin öncüleri olan Hollanda ile Ýngiltere’ye devrettiðini de hatýrlayalým.