Ben bu yazıyı yazdığım esnada açık olan televizyonda Başbakan Ecevit’in eski koruma müdürü Recai Birgün, Ecevit hakkında kara propaganda yapan dönemin medyasını anlatırken ‘Özellikle Hürriyet gazetesi oldukça belden aşağı manşetler atar Emin Çölaşan başta olmak üzere köşe yazarları aslı astarı olmayan yazılar yazardı. Bir müddet sonra da diğer medyada haber atlama korkusu ile bu yalan rüzgarına kapılırdı’ diye bir ifade kullandı. Yine aynı programda o dönem DSP milletvekili ve şu andaki DSP Genel Başkanı olan Masum Türker de Başbakana yazar kasa atılması olayının bir mizansen olduğunu ve ‘Ne olursa olsun Ecevit gitsin’ diye başlatılan kampanyanın bir parçası olduğunu belirtti.
Sayın Birgün’ün bu açıklaması nedense şike sürecinde Doğan, Demirören ve Doğuş medyasının tavrını hatırlatırken, Sayın Türker’in açıklaması ise şike tapelerinde konuşmalarına şahit olduğumuz Aziz Yıldırım ile Adnan Polat’ın o aşağılık konuşmalarını getirdi aklımıza. Maskeler düşsün, tarihe not düşülsün ve İstanbul takımlarındaki Trabzonspor ve Anadolu’ya olan düşmanlık daha iyi anlaşılsın diye daha öncede medyada defalarca yayınlanan ama küfredilen Trabzonspor ve Anadolu olduğundan pek dikkat çekmeyen bu yüz kızartıcı konuşmanın bir bölümünü burada sizlerle paylaşıyorum:
A.Y: ‘Zaten hepsine gider yaptık yine...Ya FB ya GS ya da BJK...Hadi sittir et de bunlardan, bizden birinin şampiyon olması lazım. Olmazsa bunlarla... Bu Anadolu’yla baş edemeyiz haberiniz olsun... Federasyon tamam da... Trabzon, bunların hepsinin g..ü kalktı.’
A.P: ‘Ama federasyon bunlara yol veriyor.’
A.Y: ‘Yarın Kayseri’nin de kalkar, öbürü de kalkar, hepsi kalkar’
A.P: Aziz bunlara hakem hatası olmuyor kardeşim... Bu yani üç büyüklerin dışında olmuyor... Boğuşuyorum bizim içerdeki p.ştlarla boğuşuyorum.’
Konuşmaları yapanlardan A.Y herkesin malumu. A.P ise hani şu şike sürecinde omurgalı davranış sergilediği ileri sürülen camianın eski başkanı. Hani şu Türkiye’nin batıya dönük yüzü diye adlandırılan camia. Hani şu şampiyonluk tehlikeye girince PFDK’nın verdiği kararlara Tahkimde itiraz edeceğini söyleyen, ama şampiyonluğu kapınca ‘bana ne’ diyerek yan çizen camiadan bahsediyorum.
GS eski Başkanı A.P Çarşamba günü İstanbul adliyesinde idi. Denizli maçını parayla satın aldığı iddiası ile yargılandığı davadan beraat edince muzaffer komutan edası ile çıktı sokaklara. Muzaffer komutana soruyoruz biz de: ‘Şikeden yargılandığın davadan beraat ettin de tapelerde Trabzonspor’a yaptığın küfürler ne olacak?’
Ohh aman tanrım nasıl da unuttum. Sahi siz saray soylusuydunuz değil mi? Küfrünüz bile nezaket kokardı. Nasıl diyor, Fransızca da siz?: ‘Le Puşt’
Mahkemede Trabzonspor Başkanına neden yalvardılar?
Şike davasında yargılanan A.Y mahkemede kendisine sorulan sorulara yanıt vermek yerine Sami Hazinses’den, karpit gazına kadar onlarca alakasız şeylerden bahsedince hakim kadar bizim de kafamız karışmıştı tabi.
Sorulara verecek cevap bulamayan ve Trabzonspor nerede? Niye onlar burada değil? Niye sadece biz yargılanıyoruz? diyen A.Y ve diğer sanıklar, Trabzonspor’un davaya müdahil olması ile neye uğradığını şaşırdı.
Çapraz sorgudaki sorulardan bunalan ve her birinin verdiği yanıt bir başkasının açığını ortaya çıkartmaya başlayınca A.Y soluğu hastanenin dinlenme odasında alırken FB yöneticileri ve diğer yargılanan sanıkların yakınları ile avukatları Trabzonspor başkanına adeta yalvararak ‘Zor durumdayız, lütfen artık soru sormayın’ demek zorunda kalmışlar.
Atalarımız üşenmemiş böyle durumlar için de söz bulmuş: ‘Madem yüzme bilmiyorsun, kavak ağacına çıkmayacaksın’
Sen ve Onlar
Sen şikeciler için 1 haftada kanun çıkartabilirsin. Sen, Etik kurulu raporunu beğenmeyip TFF gitsin diye katakulli çevirip yeni yönetim seçebilirsin. Sen, TFF’nin tüm kurullarına şaibeli, sabıkalı ve şüpheli kişilerin arkadaş ve dostlarını doldurabilirsin. Sen, koca koca hukuk adamlarının 6 ay önce ak dediğine 6 ay sonra kara demesi için her türlü baskıyı kurabilirsin. Sen, suçu kabul eden zanlıların olduğu yerde karanlığa ıslık çalarak ‘sahaya yansımadı’ diye komik bir karar alabilirsin. Sen, ‘Aman bu devran böyle sürsün, altta kalanın canı çıksın’ diyenlerin türküsünü çağırıp haklıdan değil güçlüden yana tavır koyup ülkenin itibarını yerle yeksan edecek idari ve hukuki kararlara imza atabilirsin. Ama emin olmalısın ki UEFA ve FIFA elinde ‘Kara Kaplı Kitap’ ile beklemektedir ve acı gerçeklerle test ettiğimizden onların kitabın tam da ortasından konuşacağından adımız gibi eminiz.