Falih Rýfký Zeytindaðý’nda anlatýr. Özetle, Osmanlý Kudüs’ten çekilmiþtir. Cemal Paþa, Zeytindaðý’ndaki karargahý boþaltmýþ trene binip Ýstanbul’a doðru yola çýkmýþtýr. Tren Toroslar’dan Anadolu’ya girmiþken Cemal Paþa Anadolu topraklarýný gözleriyle süzerken yanýndakilere þöyle söyler, “Anadolu’dan baþka her yeri imar ettik. Buralarý ihmal ettik.”
Yine Zeytindaðý’nda Falih Rýfký baþka bir konu daha
anlatýr.
Bir gün, Kudüs’teki Zeytindaðý’nda bulunan Osmanlý Karargahý’na haber ulaþýr. Bir grup asker yürüyerek Kudüs’e gelmek üzeredir. Karargahtakiler kapýya çýkar askerleri beklemeye baþlar. Biraz sonra yorgun bir þekilde askerler gelir. Askerlerin baþýndaki komutana nereden geldikleri sorulur, cevap, “Adana’dan” olur.
Peki nereye gidiyorsunuz diye sorulduðunda cevap, “Aden’de bir ayaklanma çýkmýþ. Onu bastýrmak üzere Aden’e gidiyoruz” der komutan. Cemal Paþa, “Peki treni neden kullanmadýnýz. Adana’dan buraya kadar neden yürüyerek geldiniz” diye sorduðunda aldýðý cevap yakýcýdýr: “Tren size erzak getiriyor. O tren bizi getirse sizin ihtiyaçlarýnýz gelemezdi.”
Düþünün bir kere, Adana’dan yaya olarak Kudüs’e, oradan yine yaya olarak isyaný bastýrmak üzere Adan Körfezi’ne giden Anadolu evlatlarý, Kudüs’tekilerin iaþesi ve levazýmý eksik kalmasýn diye 3 bin km’lik yolu yaya olarak yürümeyi göze alýyor!
Bu burada bir dursun.
Seferberlik bakiyeleri rahmet ile...
Bayram’da adet üzere ben de sýlayý rahim yaptým. Köydeyim yani. Anadolu’nun tam orta yerinde mütevazý, küçücük bir kaç haneli köylerden biri benim köyüm de.
Bu köyün ne hacýsý, ne hocasý ne de askeri eksik olur. Týpký Orta Anadolu’nun diðer köyleri gibi.
Bu köyün ne fakirliði ne yoksulluðu eksik olur. Týpký Orta Anadolu’nun diðer köyleri gibi.
Lakin “zarý”lýðý (muhtaçlýðý) asla kabul etmezler bizim köyde. Kimseye muhtaçlýk duymazlar. Kimseden bir yardým almazlar. Kimseye el açmazlar. Týpký Orta Anadolu’nun diðer köyleri gibi.
“Allah devlete millete zeval vermesin” diye dua ederler. Týpký Orta Anadolu’nun diðer köyleri gibi.
Bu köyde de týpký yüzlerce Anadolu köyünde olduðu gibi benim çocukluðuma yetiþen onlarca “Seferberlik bakiyesi” vardý.
Hani o, Aden Körfezi’ne yürüyerek giden Anadolu evlatlarýndan.
Hani o Balkan Harbi’ne asker toplanýrken köylerinden gidenlerden...
Çanakkale Savaþý’nda göðüs göðüse savaþanlardan...
Hani o büyük Cihan Harbi’nde Erzurum Cephesi’ne koþanlardan...
Kurtuluþ Savaþý’nda son topu Polatlý’da atanlardan...
“Seferberlik bakiyelerinden yani... Bizim köyde de çoktu benim çocukluðumda.
Bayram namazlarýnda yaþ sýrasýna göre ilk safýn en saðýndan, minberin yanýndan saf tutarlardý.
En yaþlý dünyadan göçtüðünde ilk safýn en saðýna bu kez ondan küçük olan geçerdi.
Ýþte onlarýn kabirlerini ziyaret ettim bu bayram.
Çocuklarýmý da götürdüm mezarlýða.
Ýsimlerini bildiklerimi, hikayesini bildiklerimi çocuklarýma da anlattým.
“Ýþte” dedim. “Bu kabirde yatan, babasýyla Çanakkale Savaþý’na giden. Babasý orada þehit düþün. Kendisi yýllar sonra Kurtuluþ Savaþý’ný da bitirip köye dönen Hasan Onbaþý’dýr. Þu kabirde yatan, Erzurum Cephesi’nde Ruslara karþý savaþan er Mehmet’tir. Þuradaki yýllar sonra köye döndüðünde annesi tarafýndan tanýnamadýðý için jandarmaya köye kaçak geldi diye ihbar edilen Ýbrahim Çavuþ’tur.”
Ve hasýl, Anadolu’nun kaderi, Anadolu evlatlarýnýn kaderi dün de bugün de aynýdýr.
Dün Aden’e yetiþmeye çalýþýrken de...
Çanakkale’ye, Balkanlara, Doðu Cephesi’ne koþarken de...
Kurtuluþ Savaþý’nda son topu patlatýrken de “hesapsýz” olandýr, Anadolu... Anadolu evlatlarý!
Bugün de örneðin, tek geliri devletin verdiði 65 yaþ aylýðý olduðu halde bir kuruþ elektrik faturasý borcu olmayan da!
Orta Anadolu’yu dün de ihmal etti devlet bugün de ihmal ediyor. Ama Orta Anadolu, hala sadakat ve özveride hep önde!
Bil vesile, Seferberlik bakiyesi ceddimizin cümlesine rahmet, memlekete huzur diliyorum.