7 Haziran seçimlerinin nabzýný tutmak amacýyla geçtiðimiz hafta doðu illerindeydim. Muþ’ta, Aðrý’da, Doðubeyazýt’ta vatandaþlarýn siyasal eðilimlerini, seçimden beklentilerini ve siyasi partilere olan ilgilerini izledim.
Bu kez yolum güneye düþtü. Bir günlüðüne Antalya, Alanya’da seçimin nabzýný tutmaya çalýþtým.
Doðu’da AK Parti, HDP çekiþmesi
Bir kere þunu söylemekte fayda var. Doðu illerinde HDP ve AK Parti’nin varlýklarý baskýn bir þekilde hissediliyor. HDP seçmeni Türkiye’de hiç bir seçmenin olmadýðý kadar politik ve siyasallaþmýþ durumda.
Ýdeoloji partilerinin asabiyeti HDP’lilerin ve sempatizanlarýnýn yüzlerine yansýyor.
HDP’nin doðuda yaptýðý kimlik siyaseti. Zaten, HDP’li belediyelerdeki hizmet eksiklerine bakýldýðýnda tam olarak görülebiliyor. HDP seçmeni o kadar ‘ideolojik’ ki hizmet siyaseti konusundaki vaatlere kulak asmýyor. Aslýnda doðu illerindeki HDP’lilerin profilini batýdaki sempatizanlarý görse hiç fena olmaz. Zira “Bu kez içimize sinmese de HDP’ye oy verelim ya da HDP’den yeni bir sol parti çýkartabiliriz” hevesinde olanlar partinin doðuda “hangi yüzü” ile siyaset yaptýðýný öðrenmiþ olur!
Neyse geçelim..!
Güney’de AK Parti tam saha pres yapýyor
Güneyde ise AK Parti’nin belki de 13 yýllýk iktidar avantajý yine sahaya yansýmýþ görünüyor.
Bilbordlar, afiþlemeler, araç giydirmeler konusunda AK Parti Alanya’da açýk ara önde. Oysa Alanya seçmeni geçen yýl yapýlan yerel seçimlerde MHP’li adayý Belediye Baþkanlýðý koltuðuna oturtmuþ.
Alanya’da AK Parti’nin en genç milletvekili adaylarýndan Sena Nur Çelik’in bir günlük seçim çalýþmasýný da yakýndan izleme fýrsatým oldu.
Öncelikle 7 Haziran Seçimlerinin büyükþehirler dýþýndaki yansýmalarý konusundaki düþüncelerimi de sizinle paylaþmak isterim.
Küçük Anadolu þehirlerinde ahali birbirini tanýdýðý için seçmenler büyükþehirlerde eþine rastlayamayacaðým derecede birbirleriyle iç içe.
Bu fiili durum, zaman zaman demokratik olgunluðun güzel örneklerinin yaþanmasýna, zaman zaman ise gereksiz gerginliklere neden oluyor.
Husumet, siyasal rekabet, tatsýz tartýþmalar küçük þehirlerde ‘tanýþ’ insanlar arasýnda ziyadesiyle yaþanýyor.
Merkezde siyaset yapan ana aktörlerin, birbirlerine yönelik aðýr sözleri, sahada ve bilhassa küçük þehirlerdeki yansýmasý çok daha derin oluyor.
O yüzden merkez siyasetçilerinin sözlerinin çevrede nasýl yanký bulduðu konusunda biraz daha kafa yormalarý gerekiyor.
Gelelim Alanya’ya...
Turizm kenti olarak bilsek de aslýnda Türkiye’nin önemli meyve ve sebze üreticisi Alanya.
Bu özelliði ile 190 bin civarýndaki seçmenin kentli ve kýrsal olarak oraný neredeyse yarý yarýya.
Kentte önemli bir Alman nüfusu da var. Bir Alanyalý’nýn deyimiyle “Çarþýda aylýk 60 bin euro’ya kiralanan iþ yerleri” bile var.
Bu gerçeklik, Alanya’da siyaset yapacaklarýn hem þehirli seçmene hem köylüye yönelik vaatlerde bulunmasýný zorunlu kýlýyor.
Sadece þehirli seçmenleri ya da sadece kýrsalý önceliklemek seçimden galibiyetle çýkmak için yeterli deðil yani. Þehir merkezindeki seçmen “hizmet siyasetini” önceliyor. Lakin bir gerçek daha var Alanya’da.
Süleyman Efendi cemaati...
Cemaatin en örgütlü, en güçlü olduðu kentlerden biri burasý.
Süleyman Efendi cemaatýnýn seçimdeki tavrý merak ediliyor. Görebildiðim kadarýyla Ak Parti’ye eðilimleri olmakla birlikte yerel siyasetçilerden þikayetçiler.
Ancak baþörtülü bir kadýn adayýn kendi þehirlerinden aday gösterilmesinden de son derece memnunlar.
Sena Nur Çelik, genç bir siyasetçi. Uluslararasý ticaret hukuku konusunda uzman.
Bir uzmanlýðý daha var halkla iliþkiler. Bunu sahada gördüm.
Sanayideki esnaf ile köydeki çiftçi ile kurduðu birebir iletiþim onun en büyük avantajý.
Sonuç olarak, 7 Haziran seçimlerine az bir süre kala, bütün partiler son kozlarýný oynuyor.
Bakalým ipi kim göðüsleyecek.
Aslýnda hizmet siyaseti mi, vaat siyaseti mi kimlik siyaseti mi galip gelecek demek daha doðru.
Bekleyin göreceðiz.