Analara ve yavrulara dâir

Hâdise vahim!Efendim, TRT Ana Haber Spikeri Anda Özmen Hanım MHP için “Yavru Muhâlefet” tâbirini kullanması yüzünden şiddetli bir öfkenin hedefi hâline gelmiş.

Bu yüzden  beşerî ve millî bir galeyan nöbetine tutulan Ülkücü gençlerimiz TRT’ye bir “baskın” düzenleyerek bu “küstahça ifâde”yi protesto etmişler. Diken diken saçlar ve çakmak çakmak gözlerle sloganlar atmışlar:

“Ey TRT, şaşırma!

Yavru mavru diyerek

Sabrımızı taşırma!

Zâten her söylediğin

Sağdan soldan aşırma...”

Tabii TRT’li gençlerin eli de armut toplamadığı için derhâl cevâbı küüt diye yapıştırarak karşılaşmayı bir-bir berâbere duruma getirivermişler:

Ey Ülkücü, adam ol!

Bulutdan nem kaparak

Çorbamıza hapşırma!

Yavru değilsen eğer

Öyle pozlar yaparak

Bize edeb tapşırma!”

Bu tapşırmak fiilini de ekstra Ülkücüler için kullanmışlar herhalde. Mâlûm, Ortaasya’yla özel bağları vardır Ülkücülerin... Hoşlarına gider diye düşünmüş olacaklar.

Fakat dünyâ maalesef gençlerden ibâret değil.  Bu arada MHP Iğdır Milletvekîli Sayın Sinan Oğan da, kusur kalmamak için muhtemelen, balıklama mindere atlayarak olaya ânında müdâhil olmuş. TRT’nin, işlediği bu ağır cürümden ötürü tarziye vermesini taleb etmiş.

Gençler bu tarziye kelimesini pek anlamazlar, yâni satisfactio istiyor arkadaş... ki düello olmasın!

Bunun üzerine de TRT Haber ve Spor Yayınları Başkanı ve “star”da sütun yazması bakımından “kapı yoldaşım” Değerli Nasuhi Güngör de şâyân-ı hayret bir sür’atle “sahne” alarak mâdûnu, yâni emri altındaki memûresi Anda Hanım’ı alenen ve tahrîren, yâni yazılı olarak özür dilemeye mecbûr etmiş.

Eh, Anda Hanım da nihâyet TRT’nin bir çalışanı olarak ve bu “Ulusal Alınyazımız”ın, kafası kızarsa nelere tevessül edebileceğinin tam bir bilinci içinde oturup, hem bir de değil iki özürnâme yayınlamış. Herhalde birinci versiyonu yeterince “hörmetkâr” bulmadılar. İnternetden bulabilirsiniz.

Korkarım ki bununla da yetinmeyecekler ve mûmâileyhâyı, yılanın başı küçükken ezilir fehvâsınca, bu kadar “tahribkâr” olamayacağı başka bir yere süreceklerdir. Görevden alındığı da söyleniyor.

Bence Ana Haberler’den alınıp Yavru Haberler’e kaydırılabilir.

Oysa ne güzel “bu gafım için tekrar tekrar özür diliyorum” yazmış ama çâresiz katlanacağız yokluğuna!

Anda Hanım’ın başına gelenler, Şark riyâkârlığının tipik bir örneğidir.

Çünki bu kelimede kesinlikle bir aşağılama kasdı yokdur!

ANAvatan ve YAVRUvatan derken Kıbrıs’ı aşağılıyoruz mu demek istiyor MHP Milletvekîli Bay Sinan?

YAVRUkurt bir küfürdür de ben mi farketmemişim?

Beni en çok şaşırtan ve doğrusu teessüre sevkeden hususlardan biri de, sütun yazılarını bizim gazetede kazanç ve ilgiyle okuduğum Nasuhi Güngör’ün bu hiç yokdan vâredilen (en hafif deyişle) “garib” olaydaki tavrı olmuşdur. Demek ki bürokratlık işte böyle birşey...

En öfkelendiğim husus ise, hiç tanımadığım, adını da ilk olarak bu vesîleyle işitdiğim Anda Özmen’e revâ görülen muâmele.

Bir insanı kimbilir hangi şantajla, tehdidle kat’iyyen gereği olmayan bir yerde özür dilemeye mecbûr etmek...

Neler hissetdiğini iyi anlayabiliyorum.

Bütün ilgililer bu fevkalâde başarılarından dolayı birbirlerini tebrîk edebilirler.

Nasuhi Bey’i ise önümüzdeki dönem MHP milletvekîli olarak görmek istiyoruz.

Yakışır...