Dýþarýdan yoðun destek alan PKK’ya karþý sadece silahlý mücadele asla yeterli olamaz.
Nitekim daðdaki toplam terörist sayýsýný birkaç defa etkisiz hale getirdiðimiz halde bu beladan kurtulamadýk.
Gelinen noktada geliþen askerî yeteneðimizin yaný sýra, devletin yaptýðý önemli “düzeltmeler”in de ciddi katkýsý oldu. Önce “Kürtler” ile “terör örgütü” net çizgilerle ayrýldý, sonra da PKK ile en sert mücadele yürütülürken Kürtlere ise inadýna ekonomik, siyasi ve kültürel açýlýmlar yapýlarak istismar bataklýðý kurutuldu.
Ýttihat ve Terakki’nin “Sadece Türklük üzerine kurulu ulus devlet” saçmalýðýndan miras kalan ve tek parti döneminde daha da abartýlan uygulamalarýn kökü kazýnmýþ, Kürtlerin hayatýný kolaylaþtýran önemli adýmlar atýlmýþtýr. Siyasi iyileþtirmelerle de Kürtler “kaçak-göçek siyaset” yapmaktan kurtarýlmýþtýr.
Kürt siyasetine Türk milleti de çok deðerli bir kredi verdi. Hatýrlayýn, 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde ortaya koyduklarý “Türkiye’nin partisi” tavrý ve özellikle de “Bize yetki verin, terörün gerekçesini ortadan kaldýralým” söylemlerine millet büyük teveccüh gösterdi.
Selahattin Demirtaþ’ýn, “PKK’ya silahý ancak ben býraktýrabilirim” iddiasýný ciddiye alan millet, yüzde 6’lýk etnik aðýrlýklý oy kesitini Türkiye geneline yaydý ve yüzde 13’e çýkardý.
Ama maalesef HDP sözünde duramadý. Daha seçim akþamý Kandil devreye girdi ve onur kýrýcý bir azar ile Demirtaþ’ýn kulaðýný çekti ve maalesef Demirtaþ o kritik noktada, bugün analarýn gösterdiði cesareti gösteremedi.
Oysa tabanýný kaybeden örgütün Kürtlere uzanmýþ tek eli olan HDP, o gün halktan yana irade koyabilseydi, PKK’nýn marjinal bir taþeron örgüt olduðu bugün çok daha net ortaya çýkmýþ olacaktý.
Bu yüzden de Kürtlerin desteði önemli ölçüde azaldý. Kasým 2015’teki yüzde 11 ile Haziran 2019’daki yüzde 11 asla ayný oy deðildir. Ýlki, Kürt halkýnýn verdiði son kredi idi. Bir sonraki seçimde “oy depomuz” dedikleri yerlerde yüzde 15-20 kaybettiler. Þayet CHP’nin güçlü olduðu batý illerinden gelen “özel destek” olmasaydý, HDP Meclis’e giremeyecekti. HDP de CHP’ye olan bu borcunu 31 Mart’ta fazlasýyla ödedi.
“HDP, terör örgütüne hizmet ediyor” eleþtirilerini bu “hormonlu” sonuçla savunmaya kalkanlar, “6 milyon vatandaþa terörist mi diyorsunuz?” çarpýtmasý yapýyor ki bu bakýþ, oy veren herkesi HDP yöneticileri gibi Kandil uþaðý zannetmektir.
HDP’ye oy veren Kürtlerin fikrini gerçekten merak ediyorlarsa Diyarbakýr Ýl Baþkanlýðý önündekileri dinlesinler.
Onun için analarýn bu duruþu PKK için de, HDP için de yeni bir dönemin baþlangýcý olacaktýr.
“2014 yýlýnda da Diyarbakýr Belediyesi önünde aylarca oturmuþlardý ama bir þey deðiþmedi. Bu da geçer, unutulur gider” diye düþünenler çok yanýlýyor; asla ayný þeyler deðildir.
Bir kere o zaman bizim bütün çabalarýmýza raðmen medyanýn bugünkü desteði vermemesi ve Soma’daki maden kazasýnýn da etkisiyle konu topluma mal olmamýþtý. Ýkincisi de Hendek terörü ve sonrasýnda yaþananlar Kürt halkýnýn PKK’yý çok daha iyi tanýmasýný saðladý. PKK’nýn bugün yaþadýðý zaafýn da etkisiyle Kürt ailelerin cesaret ve özgüveni daha da artmýþtýr.
Bu duruþun asýl ciddi yansýmalarý ise meþru ve ilkeli siyaset zeminine çekemediði HDP ile Kandil’in arka bahçesinde buluþan CHP’de yaþanacaktýr. PKK yandaþlarýna destek için koþanlar, annelerin günlerdir yükselen feryadý karþýsýnda dut yemiþ bülbüle dönüyorsa tek sebebi o gayrimeþru iliþkiye zarar verme endiþesidir.
Bu çýðlýk, PKK ve HDP ile birlikte, HDP’leþen CHP’yi de kökünden sarsacaktýr.