Bunca tartýþmanýn ve özellikle de dýþ politikanýn belirleyici olduðu bir dönemde, Türkiye’nin baþarmak zorunda olduðu önemli bir iþ var: Yeni bir anayasayý toplumun önüne getirebilmek. Baþka bir ifadeyle, geniþ kesimlerin mutabakatýyla bir anayasa hazýrlayýp Türkiye’nin bölgesindeki yeni rolünü güçlendirecek saðlam bir iç denge kurmak.
TBMM Baþkaný Cemil Çiçek ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yaptýðý görüþme, yeni anayasa sürecinin ne kadar sancýlý olduðunun iþareti. Bahçeli’nin görüþme sonrasý yaptýðý açýklamalar oldukça dikkat çekici. Meclis’te tüm siyasi partilerin katýlýmýyla yapýlan anayasa çalýþmalarýna dikkat çeken Bahçeli þunlarý söylüyor:
‘Önemli de mesafe alýndý. 40’a yakýn madde üzerinde mutabakatýn saðlandýðý bir çalýþmayý yarýda býrakmanýn, sivil bir anayasanýn parlamento sistemi içerisinde hazýrlanmasýný baþka türlü bir amaç için týkamanýn doðru olmayacaðý kanaatindeyiz.’ Süreç týkanýrsa Türkiye’ye yazýk olacaðýný da sözlerine ekliyor Devlet Bahçeli.
***
Meclis’teki dört siyasi partinin eþit sayýda üyeyle katýldýðý anayasa çalýþmasý, esasen sivil toplum örgütlerinden farklý kesimlere kadar hemen herkesin dikkatle takip ettiði, hatta destek ve katký saðladýðý bir süreç. Hangi gerekçeyle olursa olsun böyle bir sürecin týkanmasýnýn maliyeti sanýldýðýndan çok daha yüksek olabilir.
Bugünlerin atmosferine bakarak, zaten gergin olan bir dönemi daha da sertleþtirmek, umarýz ki geçici olan bu dönemin sonrasýnda herkesin yüz yüze bakabilmesini imkansýz kýlabilir.
Terörle mücadele konusunda son derece kararlý, sert ve sonuç alýcý adýmlarýn atýldýðý, örgütün ciddi yaralar aldýðý, ayný zamanda müzakere sürecini týkamak için farklý arayýþlara girdiði bir dönemde, herkesin ne söylediðine çok daha dikkat etmesi gerekiyor.
Sürecin en önemli aktörü hala ve tartýþmasýz Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan. Mücadele-müzakere denklemini ilan ettiði günden bu yana, çok ciddi badirelerden geçti Türkiye.
Özellikle terör örgütü, belli çevrelerin kendisine saðladýðý ‘maske’lerle operasyonel gücünün kýrýlmasýný, hem ülke içinde, hem de uluslararasý zeminlerde farklý yansýtmaktan vazgeçmiþ deðil.
Ancak ister ülke içindeki dengelere, isterse Mübarek-Esad çizgisinin tasfiye sürecine bakalým fark etmez. PKK artýk bu haliyle varlýðýný devam ettiremeyecek.
***
Tam da bu nedenle Türkiye’nin yakýn gelecekte ortaya çýkacak uzlaþma atmosferini hesaba katan adýmlar atmasý gerekiyor. Þu anda faklý gerekçelerle týkansa da, anayasa hazýrlýk süreci böyle bir geçiþi saðlayacak en önemli zemin olarak korunmalý.
Son on yýlda muazzam iþler baþardý Türkiye. Sistemin tüm kodlarýný cesaretle deðiþtirdi, hala da bu deðiþim iradesi devam ediyor. Baþbakan Erdoðan’ý, artýk deðiþimden deðil, statükodan yana olmakla suçlayanlarýn göremediði birkaç gerçek var.
Birincisi, böyle hassas ve mayýnlý bir dönemi Erdoðan’ýn liderliði olmaksýzýn devam ettirmek dün olduðu gibi bugün de imkansýz. Bunu herkesin, özellikle de ‘Artýk Erdoðansýz da yürüyebiliriz’ arayýþýnda olanlarýn tekrar tekrar düþünmesi gerekiyor.
Ýkincisi, ki bu nokta yeni dönemin anlaþýlmasýný zorlaþtýrýyor; deðiþim sürekli bir çatýþma ve kavga hali deðildir. Erdoðan da bunun farkýnda, artýk ayaklarý yere basan bir Türkiye’nin bölgede ve dünyada daha etkin olmasýnýn yollarýný arýyor.
Üçüncüsü, tam da bu arayýþýn ifadesi. Mevcut siyasal sistem, bu dönemin ruhuna uygun deðil, kelimenin tam anlamýyla bir ucube. O nedenle baþkanlýk sistemi tartýþmalarýný daha yüksek sesle, sadece iç dengeler üzerinden deðil, bölgesel ve küresel ölçekteki geliþmeleri ve bu denklemde Türkiye’nin yerini doðru tarif ederek yürütmek gerekiyor.