Yeni bir anayasanýn yapýlýp yapýlamayacaðýný, yapýlabilir ise nasýl bir içerikle bu anayasanýn yazýlacaðýný gerçekten merak ediyorum, izliyorum.
Ancak, sadece izlemekle yetinmemek, müktesebatýnýzýn en uygun olduðu alanlarda da öneriler getirmek bir öðretim üyesi, bir köþe yazarý olarak sorumluluðumuz.
Siyasi partiler geçtiðimiz günlerde TBMM Baþkanlýðý’na önerilerini sundular; bendeniz bu önerilerden bir uzlaþma metninin çýkacaðý kanýsýnda deðilim, hiç de olmadým, üstelik temel hak ve özgürlükler, devletin temel yapýlanmasý konularýnda da uzlaþma fikrine hiç sýcak bakamadým zira her uzlaþmanýn bir standart kaybý olduðu fikrindeyim, bu alanlarda çaðdaþ dünyada standartlar üç aþaðý, beþ yukarý belli, temel hak ve özgürlüklere iliþkin temel uluslararasý sözleþmelerden adopte edilecek bir anayasasýnýn evrensel hukuk normlarýna daha uygun olacaðýný düþünüyorum.
Siyasi partilerin anayasa özet önerilerini sunmasýyla birlikte toplumsal projektörler yine dibaceye, ilk üç maddeye ve 66. Maddeye (vatandaþlýk) çevrilmiþ bulunuyor; bu konular çok önemli, hatta yaþamsal konular ama yeni bir anayasada baþka konular da var ve Türkiye þimdilik “türk” ifadesinden, baþkanlýk önerisinden baþka konularý pek tartýþmýyor, umarým bu baþka konulara da sýra gelir.
Anayasanýn ekonomiye iliþkin maddeleri üzerine getirmeye çalýþacaðým önerilere geçmeden, Cuma günü bu konuyu daha detaylý da iþlemek istiyorum, ilk üç madde ve özellikle ikinci maddeye iliþkin AK Parti’nin önerisini doðru bulduðumu ifade etmek istiyorum.
Bu maddeden hukuki olarak ne anlama geldiði belirsiz milli dayanýþma, Atatürk milliyetçiliði gibi kavramlarýn çýkarýlmasý çok doðru; maddenin “Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarýna dayalý (saygýlý deðil) demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir” biçiminde yeniden yazýmý çok yerinde olacaktýr.
Hukuk devletinin temel ilke olduðu bir anayasada aslýnda laiklik kavramýnýn bir kez daha vurgulanmasý da gerekli olmayabilir, hukuk devleti zaten laiklik ilkesini içerir ama toplumsal dengeler nedeniyle laiklik ilkesinin mükerrer yazýmýnda bir sakýnca da görülmeyebilir.
Gelelim, yeni bir anayasada yer almasý ya da almamasý gereken, deðiþiklik gerektiren ve ekonomiye iliþkin maddelere ve naçiz önerilerime.
Bu yazýnýn muhtemelen devamý da yayýnlanacak zira bir köþe yazýsý sýnýrlarý dahilinde bu konunun iþlenmesi kolay deðil.
Öncelikle mutlaka gözden geçirilmesi gerektiðini düþündüðüm maddeleri bir sýralamak isterim.
Madde 7, madde 16, madde 35, 43-48 arasý maddeler (kamu yararý), madde 73, madde 160, madde 164, 166 ve 167. Maddeler.
Yukarýda zikrettiðim maddeler dýþýnda Kenan Evren anayasasýnda dýþa açýk bir piyasa ekonomisinin iþlemesine aykýrý bir de genel ruh var, dolayýsýyla daha etkin iþleyecek bir ekonomi için bu maddelerin yeniden formülasyonu ya da kaldýrýlmasý yetmez, bu ruhu yani anayasanýn tümünü de deðiþtirmek þart.
Kýsa bir özetle; 7. Madde yerel vergilere, 16. Madde yabancýlara (mesela yatýrýmcýlara), 35. Madde mülkiyet hakkýna, 43-48 arasý maddeler devletçi bir kamu yararý anlayýþýna, 73. Madde vergilemeye, 160. Madde Sayýþtay’a, 164. Madde kesinhesap kanununa, 166 ve 167. Maddeler ise planlamaya ve piyasalarýn denetimine iliþkin maddeler.
Bu maddeler þayet yeni anayasa yazýlýr iken aynen korunur ya da ayný ruhla yazýlýrlar ise orta vadede Türkiye ekonomisinin bunlardan önemli ölçüde zarar göreceði kanýsýndayým.
Aynen bugüne kadar gördüðü gibi.
Önümüzdeki günlerde bu maddelere iliþkin somut önerilerimi arz edeceðim.