Selim ATALAY
Selim ATALAY
http://www.selimatalay.com
Tüm Yazýlarý

Anayasaya uygun biçimde selektör yapmak

Karayolunda ilerliyorsunuz. Ýleride yol kenarýnda aðaçlarýn altýnda bir polis arabasý sotelenmiþ: Yani radar var... Noktayý geçince karþýdan gelenlere selektörle sinyal veriyorsunuz: Uzun-kýsa-uzun-kýsa... Yani, dikkat! Radar var. Onlar da yavaþlýyor... Hýz düþük, yakalanan yok, ceza yok... Mutluluk...

Bu olayý ABD’de yapýp karþýdan gelenlere sinyal verenlere, -Radar tuzaðý kahramaný Paul Revere- deniyor. Paul Revere, Amerika’nýn 1770’lerde Ýngiltere’den baðýmsýzlýk çabasýnda Amerikalý direniþçileri örgütleyip, Ýngiliz ordusu kýr heraketýna baþlayýnca da -Ýngilizler geliyor- diye direniþçileri uyaran kahraman.

Kahramanlýðý yakýn zaman önce ABD’nin Missuri eyaletinde yapýp, radarý görünce selektörle karþýdan gelenleri uyaran bir fedakar sürücü, ileride baþka bir polis tarafýndan durduruluyor. Polis, bu sürücünün karþýdan gelenleri uyardýðýný biliyor ve sürücüye 1.000 dolar ceza ve ehliyete ceza puaný yazýyor.

Polisin ceza yazmasý, kentin -tepe lambasý vs lamba kullanma sýnýrlamasý- maddesine istinaden. Yani polis de aslýnda bir -suç- bulamamýþ. Sürücü vatandaþ bunun üzerine cezaya itiraz ediyor, suçu kabul etmiyor. Sonra ceza kendisinden alýnmýyor, davacý olan polis-kent yönetimi davadan vazgeçiyor.

Ardýndan sürücü vatandaþ bu kez -Sinyal verdim diye bana ceza kesildi, suç iþlemediðim halde polise muhatap oldum,  anayasal haklarým çiðnendi- diye polis ve baðlý olduðu kent yönetimi aleyhine dava açýyor.

Kent yönetimi ilk savunmada -Evet biz bi tarihlerde öyle birkaç ceza kesmiþtik, ama epeydir bunu yapmýyoruz, vaz geçtik- diyor.

Ancak konu Federal Mahkemeye gidiyor ve Federal mahkeme geçen karar verdi: Sürücünün karþýdan gelenlere selektör yapmasý Anayasanýn ifade özgürlüðü kapsamýna girer. Sürücü suç iþlememiþtir... Sürücü selektör yaparak ifade özgürlüðünü kullanýrken, polisin durdurmasý, ceza yazmasý bu özgürlüðün kýsýtlanmasýdýr. Polisin müdahalesi, ifadedeki içeriði beðenmemesinden kaynaklanmaktadýr. Bu durum ise kabul görmez.

Karar Federal karar olunca, ülke çapýnda geçerli. Her ne kadar bu kararý herkes duymadýysa da, bundan sonra emsal olmasý ve ülke çapýnda selektör hakkýna saygý duyulmasý beklenir.

Öte yanda bu kararý yanlýþ bulan hukukçular da var. Onlarýn dediði: Selektör yapmak, polis var uyarýsý yapmak, suç iþlenirken gözcülük yapmakla, erkete durmakla aynýdýr... Banka soyguncusuna ya da uyuþturucu satýcýsýna gözcülük yapýp, polis geliyor diye uyarmakla selektörle radar sinyali vermek, aynýdýr. Elbette gözcü, suç þebekesinin elemanýdýr ve araç sürücüsü bir eleman deðildir ve suça katýlmamaktadýr. Ancak sinyal vererek, davranýþlarýyla suçun iþlenmesini ya da suçlunun cezasýz kalmasýný saðlamaktadýr. Bu nedenlerden ötürü sürücüye anayasal ifade özgürlüðü korumasý vermek yersizdir...

Bu hukuki tez de hayli baþarýlý. Hatta sürücüyü savunanlarýn -Selektör yaparak suçun iþlenmesini önlüyor, yavaþlamalarýný saðlýyor- demesini de güzel bir karþý tezle bozmuþ: Tabii ki gözcünün görevi suç iþlenmeden uyarmaktýr. Banka soyguncusu gözcünün sinyali üzerine soygun planýndan vaz geçerse, buna sevinmemeliyiz...Selektörü görene kadar karþýdan gelen sürücüler zaten hýzlý gelmektedir. Selektör, yasanýn çiðnenmesinin maliyetini azaltmaktadýr...

Sonuçta mahkeme kararý da tam kesinleþmedi. Gerçi ilgililer kararýn ülke çapýnda geçerli olduðunu söylüyor. Yani dileyen Amerikalý radar görünce artýk selektör yaparak anayasal hakkýný kullanabilir, ama bir sonraki durakta kendisini durduracak polisin bu mahkeme kararýndan haberdar olmamasý mümkün. O zaman da -Ben cezayý yazayým, siz istediðiniz Anayasal giriþimde bulunun- deniyor.

twitter.com/selimatalayny