Anayasayý þimdi yazmazsak ne zaman, biz yazmazsak kim?

Sahi anayasa konusu nasýl bir sonuca ulaþacak? Hatýrlayýn: Portekiz ziyaretine giderken Cumhurbaþkaný Abdullah Gülyeni anayasa’ ile ilgili hayli umutsuz görünmüþ, ‘’Hiç deðilse önemli maddeleri ele alýp deðiþtirelim’’ teklifini seslendirmiþti. Ardýndan Cumhurbaþkaný Gül’ün umutsuzluðunu hükümetin paylaþmadýðýný sevinerek öðrenmiþtik...

Cumhurbaþkaný da, ‘’Keþke anayasanýn bütünü deðiþtirilebilse’’ diye mukabele etmiþti umutlu görüþlere...

Aradan onbeþ gün geçti geçmedi, bu defa Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn umudunu yitirmeye baþladýðý Washington’dan ülkemize ulaþtý. O da, ‘’Hiç deðilse kýsmi deðiþiklikler yapalým’’ teklifini hatýrlatan bir çýkýþ yaptý. Tabii ‘keþke’ ile baþlayan bir cümle eþliðinde...

Umutsuzluk biraz zamanlamayla ilgili: Meclis’in tatile girmesine bir ay var; yeniden oturumlarýna baþlamasý için ekim ayýný beklememiz gerekecek. Hemen mart ayýndaki yerel seçimin takvimi baþlayacak ve partiler dikkatlerini seçime yoðunlaþtýracaklar... Yerel seçimi cumhurbaþkanlýðý için yapýlacak seçim izleyecek...

Böylesine dar bir zaman aralýðýna anayasayý yenilemeyi sýðdýrmak epey zor görünüyor...

Zor olmasýna zor, ama imkânsýz mý?

Hayýr, deðil. Ýmkansýz olmadýðýný siyasi partilerin yetkililerinin açýklamalarýndan biliyoruz. Elde bayaðý maddesi üzerinde uzlaþýlmýþ bir ortak metin var zaten; tartýþmalý maddelerin bir bölümü için uzlaþma formülünün bulunabileceði görüþü de Meclis’e hâkim... Diyelim, birkaç madde her eðilimi tatmin edecek bir biçime sokulamadý; fazla sayýda olmadýðý taktirde onlarýn üstesinden nasýl gelinebileceðine dair ortak çözüm bulunabilir...

Ee, neden umutlar kayboluyor?

Galiba ‘baþkanlýk sistemi’ üzerindeki tedirginlik yüzünden...

Aslýnda yürürlükte olan sistemin pek çok bakýmdan aksamasý yüzünden deðiþiklik beklentisi herkeste var... Bütün sistemi yenilemekle mi gelmeli deðiþim, yoksa mevcudu elden geçirerek mi gelmeli?

Soruya cevabý her parti kendi inat noktasýndan veriyor. CHP ve MHP iktidar partisinin niyetini yargýlayýp deðiþimin bütüncül olmasýna —daha doðrusu ‘diktatörlüðe gidiþ’ diye yorumladýklarý baþkanlýk sistemine— karþý çýkýyor; iktidar partisi ise ele geçen anayasa deðiþikliði fýrsatýný sistemi bütünüyle yenilemek için kullanmak istiyor.

Ýki taraf da inatla konuya yaklaþtýklarý sürece sivil bir yeni anayasaya kavuþmamýz kolay olmayacak.

Bir fýrsat daha böylece ha kaçýrýldý, ha kaçýrýlacak...

Kaçýrýlmamalý; tam tersine ne yapýp edip mutlaka üzerinde uzlaþýlmýþ, milletin de referandumla onayýný verdiði bir anayasaya mutlaka kavuþmalýyýz. Meclis’ten 367’den fazla oy alabilse bile halkoylamasýna sunulmuþ bir anayasaya...

Galiba sorunun nereden kaynaklandýðý ve nasýl çözülebileceði bu özetten çýkýyor: Ýktidar partisi Meclis’te temsil edilen siyasi görüþleri kendilerinin önem verdikleri noktalar üzerinde ikna etmeye çalýþmalý... Neyi, neden istiyorlar? ‘Baþkanlýk sistemi’ ile muratlarý nedir? Neden mevcut sistemi ýslah ile yetinmeyelim?

Kamuoyu önünde veya medya aracýlýðýyla deðil, baþkanlar ve yönetici kadrolar düzeyinde yapýlacak temaslarla...

Vakit iþte ancak bunun için var.

Halkýn gerçekten büyük bölümünü temsil eden bu Meclis, bir anayasa metni üzerinde anlaþamazsa ne üzerinde uzlaþabilecek?