ÞÝLÝ’NÝN kalbi lapis lazuliden yapýlýymýþ! Hüznün ve okyanusun derin mavisinin içinden, daðlara vuran güneþin altýný pýrýldýyormuþ. Santiago’ya “Þili’yi seviyorum zaten” önyargýsýyla gittim ve sevdim gerçekten de! Güney Amerika kýtasýnýn Pasifik kýyýsýný boydan boya kaplayan, 15 bölgeye ayrýlmýþ, pitoresk Chiloe ve Rapa Nui efsanesiyle ünlü Paskalya Adalarý’nýn topraklarýna dahil olduðu, yerli Mapuche kültürü baþta olmak üzere birkaç farklý kültürün kaynaþmasýndan oluþan, sýrtýný doruklarýndan kar eksik olmayan And Daðlarý’na dayamýþ, yüzünü okyanusun nemli rüzgarýna dönmüþ, 15 bin yýllýk tarihe sahip bir ülkeyi dünyanýn öbür ucundan gelen bir yabancý nereden ‘tanýyacak’ ki sevsin?
Tek yanýtým sanat! Türkiye’de bir parça okumuþ yazmýþ herkesin gözdesi edebiyatçýlardan ve müzisyenlerden baþlayarak sevdim ben Þili’yi. Þili benim için Pablo Neruda, Gabriel Mistral, Antonio Skarmeta, Inti Ýllimani, Violeta Parra, Victor Jara, Patricio Guzman, vs. idi. Þimdi ete kemiðe büründü. Parklar ve heykellerle dolu, daðlarýn ve okyanusun kalkmak bilmez bulutlarýna ve sisine capcanlý renklerle karþýlýk veren, kolayca iletiþim kurabileceðiniz, alçakgönüllü, hazin insanlar ülkesi olarak pekiþti belleðimde.
Güney Amerika boyunca uzanan Þili’nin o dillere destan doðasýndan ancak merkezi bir parçayý görebildim. Gökdelenlerin kolonyal mimariyi gölgede býraktýðý baþkent Santiago’yu, iþçi evlerinin yokuþlardan tepelere týrmandýðý liman kenti Valparaiso’yu, hemen yaný baþýnda Kaliforniya’yý aratmayan Vina del Mar’ý, ahþap kulübeleriyle ünlü sayfiye kenti, Pablo Neruda’nýn ünlü Kara Adasý Isla Negra’yý asma baðlarýnýn uzandýðý Casablanca bölgesinden geçerek ziyaret edebildim. Þili 15 Bin Yýl baþlýklý serginin son günlerine denk gelip Ýnkalardan Mapuchelere kadar coðrafyanýn kadim kültürüne göz atmak, Santiago’daki Arte Precolombino (Colomb öncesi sanat) Müzesi’nde sergilenen heykel ve seramikleri izlemek ufuk açtý.
TÜRKÝYE’DEN TANIDIK MANZARALAR
Kýrsal kesimde belki biraz daha egemendir etnik kültürler ama Þili hakikaten ‘tanýdýk’ bir ülke ‘egzotik’ bir yaný yok, bizim için. Bugün Santiago ya da Vina del Mar’a yerleþseniz tek ihtiyacýnýz Ýspanyolca öðrenmek olur! Türkiye’de yetiþmiþ bir insana kültür mozaiðinden siyasi çeliþkilerine, kaotik yerleþim biçimi ve trafiðinden cývýl pazarlardan keyifle alýþveriþ yapma haline; halim selim insanlarla gündelik hayatýn akýþý içinde kýrk yýldýr tanýþýrmýþ gibi muhabbet edebilmekten deprem korkusu içinde yaþamaya kadar her þey tanýdýk gelecektir! Yumuþacýk Alpaka yününden pançolar, kazaklar, gökkuþaðý gibi yünlerden hýrkalar ve kilimler, çoðu lapis lazuli taþýyla bezeli gümüþ takýlar, ahþap oymalar hariç tabii!
Santiago’dan baþlayarak Þili de AVM iþgali altýnda týpký bizim gibi kapalý çarþý geleneðine sahip olmasýna raðmen. Halbuki Balýk Pazarý - Çiçek Pasajý iþlevi gören o þahane Mercado Central’i Eyfel Kulesi’nin mimarý Gustav Eiffel bizzat tasarlamýþ! Derya kuzularýný Þili’nin ünlü þaraplarý eþliðinde orada buluyorsunuz. Onun dýþýnda ýzgaralar ve sebzelerle, bir tür etli börek olan empanada ile hiç yadýrganmayacak bir mutfaða sahip. Nedir diye merak etmeden, aðýz tadýyla yer içersiniz Þili’de!
AVM’ler henüz kültür merkezlerini gölgede býrakmýþ deðil. 5 milyon nüfusuyla Santiago 15 milyonluk Ýstanbul’a fark atar söz konusu sanata ayrýlan mekan olunca! Allende içindeyken darbecilerin bombaladýðý Baþkanlýk Sarayý La Moneda’nýn bitiþiðinde þahane bir merkez var, içinde sergi salonlarý ve Ulusal Sinematek’in de bulunduðu! Katolik Üniversitesi onlarla rekabet eden bir kurum!
Þehrin her yerinde karþýnýza bir kültür merkezi, bir tiyatro çýkýyor! Ve heykeller! Öyle baþyapýtlar deðil hiçbiri ama yerel kültürü ezen sömürgeciliðe, kaynaklarýna el konulunca içine düþülen yoksulluða, o cunta karanlýðýna ve þiddetine raðmen dinamizmini yitirmemiþ bir toplumun karþýsýna “dur ve düþün, karþýmda, altýmda otur ve anla” dercesine konmuþ heykelleri çok sevdim. Þili’de bol miktarda bulunan lapis lazuli taþýndan taký kadar heykelcik de üretiyorlar. Hele La Moneda’nýn kapýlarýndan birindeki bronz Dünya heykeli ve gitar çalan iki öðrenci benim için Santiago’nun simge fotoðrafý oldu!
Sinema yazarýmýz Alin Taþçýyan, dünyaca ünlü Nobel ödüllü Þilili þair Pablo Neruda’nýn evini de ziyaret etti.