FIFA, böylesine bir ülke takýmýný, “bir prensliðin” takýmýný nasýl oluyor da Dünya Kupasý elemelerine sokuyor? Sahasý saha deðil, stadý gecekondudan çatma. Kapasitesi 1000 kiþilik. Oynadýklarý oyuna bakýyorum; sersem-sepet.
Hiçbir planý olmayan; elektrikçi, tesisatçý, otobüs þoföründen oluþmuþ bir takýma karþý, ilk 30 dakikada Selçuk’un duran toptan attýðý gole kadar zorlandýðýmýzý söyleyebilirim.
Böyle takýmlara karþý futbol oynamak, futbolcuya eziyetten baþka bir þey deðildir. Karþýdaki takýmýn ne yaptýðý belirsiz. Paldýr-küldür hücuma gidiyorlar. Bir o kadar da çok adamla kendi savunmalarýnda futbol adýna toplantý yapar gibi birikiyorlar. Ne zamanki Selçuk frikikten golümüzü kazandýrdý, ondan sonra biz de futbol adýna biraz daha aktif, biraz daha gole yaklaþan görüntüler sergiledik. Burak’la ikinci golü kazandýk. Milli Takýmýmýz, böylesine bir galibiyete asla sevinmesin. Çünkü karþýsýndaki takým milli takýmlar düzeyinde deðil. Dünya Kupasý elemelerine yakýþan bir takým hiç deðil. Adamlarýn rakiplerine attýðý gol bile yok. Biz bu takýma karþý gol pozisyonu verdiysek, hakikaten ayýp ettik. Sebastian Gomez, kalecimiz Onur ile karþý karþýya gol pozisyonuna girip de daðlara taþlara vurduðu topla, belki de bizi kurtardý! Kazanmýþ olduðumuz bu maçta bunlardan nasýl gol yedik diye hayýflanýrdým.
Arda’yý çok beðendim. Çok arzulu ve istekliydi. Dünya platformunda bir takým olan Atletico’nun oyuncusu olan Arda’ya helal olsun diyorum. Bu kadar pahalý ayaklara sahipken ikili mücadeleden hiç kaçmadý. Her türlü darbeli oyuna girdi. Kaptan olarak o bu kadar istekli ve arzulu olunca, özellikle ikinci yarýda motivasyon açýsýndan bu takýmýmýza da katký saðladý.
Abdullah Avcý, bu maçtan ürküyordu. Öylesine puanlar kaybederek geldik ki Andorra’ya kadar; en ufak bir skor çizgisi yeseydik, ne Abdullah Avcý kalýrdý orada, ne de futbolcular eleþtirilerden kurtulamazdý. Çünkü takýmýmýz bir mahalle takýmýna karþý oynadý.
Öyle veya böyle maçý kazandýk. Macaristan karþýsýnda nasýl bir oyunla nasýl bir skor alacaðýmýzý merakla bekliyorum.
