Ve kýrmýzý. Ve parlak. Anish Kapoor’un sanatýný sadece birkaç sýfatla tanýmlamamýz istense vereceðimiz en uygun yanýt “sade ve büyük” olurdu herhalde. Balmumu malzemesi vesilesiyle kýrmýzý renge düþkünlüðünü de eklemeden geçemezdik! Metal yüzeylerin parlaklýðýna ve yansýtýcýlýðýna da ayrý bir meraký var. Elbette o sade, büyük, kýrmýzý, parlak formlarý salt bir estetik egzersiz olarak görmeden, artlarýndaki kavramsal derinliði de anlamak ve tartýþmak gerek.
Anish Kapoor’un uluslararasý þöhretinin ve cazibesinin kaynaðýnda -hemen her kavramsal sanatçý gibi- yapýtlarýnýn çok tartýþýlmasý yatar. Kamusal alanlarda sergilenen devasa iþlere imza atýnca bu kadar tartýþma kaçýnýlmazdýr. Bu tartýþmaya artýk Türkiye’deki sanatseverler de katýlabilir. Anish Kapoor’un ülkemizdeki ilk büyük sergisi Sakýp Sabancý Müzesi ‘nde bugün açýlýyor. 5 Ocak 2014 tarihine dek açýk kalacak.
Anish Kapoor da bugün saat 10.00’da SSM’de bir konferans veriyor. Oraya ulaþamayacaksanýz internette canlý yayýnýný izleyebilirsiniz. Talihsiz yazarýnýz gibi bir aktarma uçuþunda kemerinizi baðlýyor deðilseniz... Akbank’ýn 65. kuruluþ yýldönümü için sponsor olduðu bu sergide Kapoor’un daha önce hiç sergilenmemiþ iþlerinin yer alacak olmasý da ayrýca heyecan verici.
Anish Kapoor þaþýrtýcý iþler yapan ve izleyende karýþýk duygular uyandýran bir sanatçý. Yapýtlarý ya boyutlarýnýn büyüklüðüyle, ya optik oyunlarýn yarattýðý illüzyonla, ya beklenmedik politik çaðrýþýmýyla insaný etkiler. Þaþýrmanýz zaman zaman hayranlýða dönüþebilir de dönüþmeyebilir de. Ama mutlaka bir kafa yormaya sevk eder sizi. Formdaki sadeliðe raðmen çok bariz ve kolaycý bir kavram deðildir artlarýnda yatan. Bazen büyüklüðü bir tür buyurganlýða da dönüþür. Anýtsal heykelleri “Ben bir anlam içeriyorum, onun sendeki karþýlýðýný bul, benden etkilen, bana hayran ol” der gibi yükselir önünüzde. Atýnýn üzerindeki cengaver hükümdar heykellerinin çaðdaþ versiyonlarý nasýl geçmiþin nöbetini tutarsa meydanlarda, Anish Kapoor’un anýtsal iþleri de gelecekten bugüne zaman yolculuðu yapmýþ gibi görünür.
Altýndan geçebildiðiniz, içine girebildiðiniz, köprü gibi, tünel gibi, uzay gemisi gibi, üzerinde yansýmanýzý görebildiðiniz, bir yüzeyden dýþarý fýrlamýþ bir tümsek ya da bir yüzeyin içine göçmüþ bir delik gibi görünen heykellerdir onu üne kavuþturan. Heykel deðil bir mimarý yapý ya da bir mühendisin icadý gibi görünür bazýlarý. Grand Palais’de 2011 yýlýnda Monumenta kapsamýnda sergilediði Leviathan örneðin! Sanki bir bilimkurgu filminin setiydi! Ýçine girilen o devasa yapý bir Stanislaw Lem uyarlamasý için kullanýlacak bir uzay gemisi olabilirdi! Chicago’daki Cloud Gate de öyle!
Oysa adýný aldýðý Leviathan, Eski Ahit’teki deniz canavarýdýr. Thomas Hobbes’un 17. Yüzyýlda ünlü “toplumsal sözleþme”yi önerdiði siyaset bilimi üzerine kitabýnýn da adýdýr. Hobbes, Leviathan’ý devlet metaforu olarak kullanýr. O zaman kendinizi neden balinanýn karnýnda yürür gibi hissettiðinizi anlayýp dýþarý atýyordunuz! Hobbes’un “Dünya üzerinde onunkiyle kýyaslanacak bir kuvvet yoktur” sözünü anýmsýyordunuz!
Berlin’de þu sýralarda Martin Gropius Bau’da sanatçýnýn bugüne kadarki en geniþ kapsamlý sergisine evsahipliði yapýyor. Sir Anish Kapoor’un son 30 yýllýk kariyerinden bir seçkiyle yeni yapýtlarý yarý yarýya serginin içeriðini oluþturdu. 18 Mayýs’ta açýlan sergi 24 Kasým’a dek sürecek. Orada da gerçek boyutta bir söndürülmüþ balina balonu var! Leviathan’ýn Ölümü adýný taþýyor. Anish Kapoor’un iþlerinde hiciv de eksik deðil yani!
Nazan Ölçer yönetimindeki SSM, bu sezona da sanatseverleri Ýstanbul’a mýknatýs gibi çekecek, dünya çapýnda bir sergiyle imzasýný attý.