Ankara bombalanacak; o kadar!

Helsinki Ýzleme Komitesinin Nevruz olaylarýný izlemesi için Türkiye’ye gönderdiði heyetin Musevi üyesi Amerikalý David E. Nachman, “Kürt vatandaþlarýn dertlerini  bir yana býrakýp ayrýlýkçý Kürtleri öven, onlarý ön plana çýkartran, ‘sorunlarýný’ dile getiren, hatta PKK yanlýsý denebilecek,” bir rapor yazdý. Ünlü insan haklarý savunucusu Andrei Saharov’un eski eþi Yelena Bonner, “Kürtlere yaptýklarýndan dolayý Ankara’nýn bombalanmasý gerektiðini” daha Türkiye’ye adým atar atmaz, kimseyle görüþmeden söyleyiverdi. Amacý göz altýna alýnmak ya da tutuklanmaktý. Ancak kimse ciddiye bile almadý. Bunun üzerine  “isteðini” içeren bir mektubu baþta ABD Kongresi olmak üzere bir çok devlet yönetici ve parlementerine gönderdi. Yelena Bonner, Giuseppe Mazzini’nin, “her kabilenin, aþiretin, ulusun mutlaka baðýmsýz bir devleti olmalýdýr” tezini savunuyor ve Kürt’lerin mutlaka bir devlete kavuþmasý gerektiðini söylüyordu. Ancak Ýsrail’in Filistin’e devlet hakký tanýmamasýný tartýþmak bile istemiyordu. “Ýsrail’in bir tür dokunulmazlýðý vardýr. Çünkü insanlýðýn utancý olan bir soykýrýma maruz kalmýþlardýr!” diyerek konuyu kesip atýyor ancak Ankara’nýn bombalanmasý gerektiðini her fýrsat ve ortamda yineliyordu. Kafasý karýkþýklar ve saçma sapan yaratýklar kol  geziyordu ortalýkta kýsacasý. 

Þimdi de þu reziiliðe bir bakýn hele :   Baþbakanlýða baðlý “Politik Psikolojik Merkez”  Ankara’da, “Türkiye’de Terrörizm Olgusunun Psikolojik Açýdan Deðerlendirilmesi”, konulu bir toplantý düzenledi. Toplantýya ABD heyetinden katýlan iki profesör Itzkewitz ve Montville, kürsüye geldiklerinde, Türkiye’nin Güneydoðusundan “Kürdistan” diye söz etti, ABD Heyetininin tepkilerini bile umursamadý. Toplantýdaki Türk akademisyenler ses çýkarmazken Refah Partisi adýna toplantýya katýlan Þevket Kazan kürsüye gelerek bu ikilinin CIA ajaný ve MOSSAD baðlantýlý olduðunu söyledi.  Kazan toplantýnýn Ýsrail Cumhurbaþkanýn Türkiye ziyaretiyle ayný günlerde yapýlmasýnýn önceden tasarlandýðýný öne sürmüþ, Amerikalý iki akademisyenin dinleyiciler arasýnda oturmasý gerekirken neden  baþkanlýk divanýnda yer aldýklarýný da sormuþtu. Ondan baþka da soran olmadý, nedense.. .

CIA, MOSSAD VE ÇEKÝÇ GÜÇ

Kuzey Irak’ta tohumlarý atýlan Kürt Devletine zamanýnda en büyük desteði veren Kürt mülteci hareketini önlemek amacýyla görev yapan “Çekiç Güç” adlý birimdi. Bu gerçeði raporlarýnda hükümete sunansa Türk Genel Kurmayý.  Çekiç Güç’ün varlýðýna karþý çýkan bazý önemli kiþiler “faili meçhuller” araasýnda yerlerini aldý. Örneðin iki korgenereal Hulusi Sayýn ve Eþref Bitlis öldürüldü. Bitlis’in Güneydoðu’daki takýmýnda yer alan Binbaþý Cem Ersever ve Yüzbaþý Mustafa Deniz’de kimlikleri belirlenemeyen kiþilerce katledildi. Bu iki subayýn ortak özelliði bölgede Çekiç Güç’ün varlýðýna karþý çýkmasýydý.

Derya Sazak Milliyet gazetesinde “Çekiç Güç Sanki Þeytan Üçgeni”  diye bir yazý yazdý ve “Çekiç Güç sanki Þeytan Üçgeni..ona karþý çýkanlarý içine çekiyor,” dedi.  Ayný günlerde Çekiç Güç’ün Kürt ayrýlýkçý hareketine verdiði desteði dile getiren Tuðgeneral Bahtiyar  Aydýn’da kurþunlanarak öldürüldü.  Öldürülen  kiþiler “daðlarý bombalamakla soruna çözüm getirilmez...Amerika ve uzantýlarýnýn bölgeden elini çekmesi ve Türklerle Kürtlerin kardeþlik temeline dayalý bir birlik kurmak amacýyla masaya oturmasý gerektiðini”  savunmuþlardý hep. Ancak kimse Vaadedilmiþ Topraklar inancýna sýký sýkýya baðlý Ýsrail’in bu sevdasýndan vaz geçmeyeceðini açýk açýk söyleyemiyordu.

VE ÝHANETÝN BELGESÝ

Geçmiþte Osmanlý Devletini yýkmak için çalýþýrken kimlikleri açýða çýkanlar soluðu Paris ya da Londra’da alýrdý. Günümüzdeyse bu tayfanýn adresi Amerika. Peki bu adamlar ne yapmýþlardýr da, tasý taraðý toplamadan kaçarlar? Belki de þu belgeden anlaþýlacaðý gibi, yedikleri halt az buz deðildir:

1.Araþtýrmanýz sýrasýnda insan haklarý ihlalleri konusunda bilgi toplarken; Askeri ya da Polis birliðinin hangi bölümünün sorumlu olduðunu öðrenin. Biz suçlu, suçun kapsamý, hangi tarihte iþlendiði, kurbann adýyla ilgili bilgi topluyoruz. Amaç Türkiye’nin ipliðini pazara çýkarmaktýr.

2. Birliklerin ne tür silahlar kullandýðýný saptayýn. Askeri birliðin  hangi kente yakýn konuþlandýrýldýðý, halk desteði olup olmadýðý da öðrenilmelidir. Askeri birliklerle ilgili en küçük ayrýntý bile bizim için çok ama çok önemlidir.

3. Bilgilerinizi þu adrese gönderin:  “Office for Turkey. Dept of Democracy, Human Rights and Labor, United States Dept. of State (ABD Dýþ Ýþleri Bakanlýðý) Washington DC 20520”

Tarih kendini tekrar edermiþ, eðer ondan ders almazsak tabi. Dur durak bilmeksizin Tayyip Erdoðan’ý hedef tahtasýna oturtanlarýn kafalarýný kumdan çýkarýp þöyle bir çevrelerine bakmalarýnda, kime hizmetttiklerini görmeye çalýþmalarýnda yarar yok mu sizce?