Ne dediysek o oldu.
Türkiye gücünü gösterdi.
Erdoðan liderliðindeki Türkiye’nin gücünü küçümseyenler, “Ankara Mutabakatý”ndan sonra Türkiye olmadan bölgede oyun kurmanýn mümkün olmadýðý gerçekliðini gördüler.
Türkiye öyle iddia edildiði gibi güçsüz bir devlet deðildir.
Bölgede Türkiye’ye raðmen ne oyun kurulabilir ne de oyun sürdürülebilir.
Türkiye son operasyonla sadece askeri gücünü deðil siyasi ve diplomatik gücünü de göstermiþ oldu.
Her seferinde Türkiye’nin hatalý dýþ politikasý üzerinden “yalnýzlaþtýrýlmýþ Türkiye!” suçlamasý getirenler umarým yanýldýklarýný görürler.
Erdoðan liderliðine yöneltilen “Türkiye’yi yalnýz býraktýnýz! Bütün dünyayý karþýmýza diktiniz!” suçlamasýnda bulunmak en hafif tabiriyle çok büyük bir haksýzlýðýn yaný sýra tarihi bir realiteyi de tahrif etmektir. “Bütün dünya” dedikleri, yedi düvel PKK ve FETÖ’yü Türkiye’ye karþý kullanan bir dünyadýr. Dolayýsýyla PKK ve FETÖ’ye karþý yürüttüðünüz mücadelede o örgütlerin sahibi, efendisi ve hamisi olan ülkelerin karþýnýza dikilmesinden daha doðal ne olabilir?
“Yalnýzlaþtýrýlma” denilen þey, sözünü ettiðim dünyanýn karþý tavrý ise bundan Türkiye’yi sorumlu tutmak veya bir baþka deyiþle bunun müsebbibi olarak Erdoðan liderliðini ve dýþ politikamýzdaki yanlýþlýklarý göstermek haksýzlýðýn ötesinde kýyýcýlýktýr. O düþman ülkelerin aðzýyla Erdoðan liderliðini ve devletimizin dýþ politikasýný hedef tahtasýna oturtanlar bilesiniz ki bu ülkeye yürekten baðlý insanlar olamazlar. Bilmeyen de sanýr ki tarihte Türkiye bütün dünyanýn desteðine mazhardý ve hiç yalnýz deðildi de Erdoðan iktidarýyla birlikte dünyanýn desteði kesildi ve yalnýzlaþtý! Yok böyle bir þey!
Bölgedeki istikrarsýzlýðýn müsebbibinin Erdoðan olduðunu söyleyen ABD ve Avrupa ile, yani müstevlilerimizle ayný siyasi hatta buluþmak ihanet deðilse nedir? Kim ki “Yedi düvel bize sayenizde düþman oldu. Ülkemizi yalnýzlaþtýrdýnýz!” diyorsa bilesiniz ki onlar siyasi lejyonerdirler. Türkiye iddia ettikleri gibi güçsüz ve yalnýz olmuþ olsaydý ABD’nin en tepe yöneticileri gelip Türkiye’nin oyun planýna uygun bir mutabakatýn altýna imza atarlar mýydý?
Güçsüz bir ülkeyi kimse dikkate almaz. Yalnýz bir ülke kimsenin umurunda olmaz. Þimdi olan nedir? Türkiye ne dediyse o oluyor. ABD Türkiye’nin taleplerini kabul ediyor. Türkiye operasyonla murad ettiði þeyi daha fazla kan dökülmeden diplomasi masasýnda elde etti.
Türkiye iki þeyi istiyordu:
Bir: Ülke sýnýrlarýnýn kesinkes terör unsurlarýndan arýndýrýlmasý. Bu çerçevede ülkemizin milli güvenliði için tehdit oluþturan terör koridorunun sonlandýrýlmasý.
Ýki: Bir güvenli bölge oluþturulmasý. Oluþturulacak o bölgeye Türkiye’ye sýðýnan Suriyelilerin dönüþünün saðlanmasý.
ABD her iki konuda da söz verdi.
Bu çerçevede PKK 120 saat (5 gün) içinde öngörülen bölgeden çekilecek. Bu iþlem baþladý.
PKK’nýn elindeki silahlarýn alýnmasýyla beraber PKK’nýn muharip mevzilerinin kullanýlamaz hale getirilmesi de kabul edilen önemli þartlardan.
PKK öngörülen sürede ve þartlarda bölgeden çekildiðinde operasyonlar tamamen durdurulacak ve ABD yaptýrýmlarý da tarih olacak.
O güvenli bölgenin de kontrolü Türkiye’de olacak.
Bundan daha alasý olmazdý.
“Ankara Mutabakatý”, Türkiye’nin hem haklýlýðýný hem de gücünü göstermesi bakýmýndan bir milattýr.
Türkiye’nin hem askeri hem de siyasi gücünün tescilidir.
Operasyon baþladýðýnda “Erdoðan ABD ile anlaþtý. ABD planý doðrultusunda ABD çýkarlarý için operasyon yapýyor!” dediniz utanmadan. Trump “Asla yeþil ýþýk yakmadým Türkiye’ye. Bu operasyona da karþýyým!” dediðinde bile ayný yalaný sürdürdünüz. “Suriye’de ne iþimiz var? Biz savaþa karþýyýz!” diye bas bas baðýrdýnýz. Þimdi eminim kalkýp “Niye operasyonu durdurdunuz, niye ABD baskýsýna boyun eðdiniz!” diyeceksiniz.
Týynetiniz bu sizin iþte!
“Ankara Mutabakatý”ný okuyun bakalým, Türkiye mi boyun eðmiþ, Türkiye mi kaybetmiþ, yoksa baþkalarý mý?