Ankara Resim ve Heykel Müzesi görkemli içeriðiyle açýldý. 3629 esere ev sahipliði yapan müze, Ankara’nýn ayný zamanda modern sanatlar baþkenti de olduðunu vurguluyor. 2017-2018 yýllarýnda güçlendirme, yeniden projelendirme ve restorasyon dolayýsýyla kapalý olan müze, bir modern hafýza ayný zamanda... Müzede son Halife Abdülmecid Efendi’den, Osman Hamdi Bey’den, Þeker Ahmet Paþa’dan, Bursalý Þefik Bey’den, Hoca Ali Rýza’dan, Fikret Mualla’dan, Çallý’dan, Dino’dan deðerli eserler bulunuyor...
Müze’nin açýlýþ günü, zihnim, zaman içersinde bir asansörle gezdi durdu. Müze, Ankara’nýn Namazgah Tepe’sinde bulunuyor. Daha evvel de Türk Ocaklarý Genel Merkezi olarak kullanýlýyormuþ. 1927 yýlýnda baþlayan inþaatýn temel gayesi; özgün Türk Mimarisine uygun ve Ankara’nýn merkezi mesabesindeki bu tepede, cumhuriyetin temel felsefesini ve özellikle de Türk milliyetçiliðini temsil edecek bir sivil mimari örneði inþa etmekti. Türk Ocaklarý’nýn fikri kökeni 2.Meþrutiyet günlerine dayanýyor, Ýttihat ve Terakkiyle dirsek temasý olan, Balkan Savaþlarýnda, 1.Dünya Savaþý’nda gençliði milli mefkureler etrafýnda diri ve uyanýk tutan çok güçlü bir sivil hareket... Türk Ocaklarý 1912-1931 yýllarý arasýnda, Anadolu’nun tüm illerinde hatta çoðu ilçesinde teþkilatlanmýþ çok güçlü bir gençlik hareketi... Ne olduysa 1930’larda Serbet Cumhuriyet Fýrkasý’nýn mahalli seçimlere girme kararý ile olmuþ, ocaklar hakkýnda eleþtiriler dillendirilmeye baþlanmýþtýr. Özellikle Falih Rýfký Atay’ýn, Ocaklarýn adeta birer Serbet Fýrka gibi hareket ettiðini söyleyen yazýlarýnýn ardýndan Türk Ocaklarý kapatýlarak, mal varlýklarý derhal Cumhuriyet Halk Fýrkasý’na intikal ettirilmiþ...
Doðrusu ya, acýklý bir hatýra, neye niyet neye kýsmet... Namazgah Tepesi’ndeki sarayvari yapýda bir yýl bile oturamadan, üstelik, potansiyel suçlu da ilan edilerek laðv edilmek...
Zaman makarasýný biraz daha geriye sardýðýmda, Osmanlý döneminde Ordu’nun namaz kýlacaðý yüksekçe bir tepe olduðu kayýtlý burasýnýn... Özellikle 1.Dünya Savaþý’nda ve Kurtuluþ Savaþý’nda þehit olanlarýn gömüldüðü, rüzgarlý, asil bir tepeymiþ burasý... Hatta Ankara Müdafa-i Hukuk Grubu burada toplanmýþ, Ýlk Meclis’te vekil olacak pek çok hocaefendi, bu tepeye sancak çektirerek, milli baðýmsýzlýk mitingleri düzenlemiþler. Yani Ankara’nýn eskiden beri kalbi mesabesinde bir yerden söz ediyoruz... Geniþçe bir tepe burasý; Etnoðrafya Müzesi, TRT Ankara Radyosu, Türk Hava Kurumu, Ankara Lisesi, Türk Tarih Kurumu gibi yapýlar da Namazgah’ta...
Ýnsanoðlu da týpký yeryüzü gibi katman katman... Zamanýn içinde mekanlar üst üste konulduðunda, geçmiþte makbul olan mekanlarýn, yakýn zamanlarda hatta gelecekte bile makbul mekanlar olduðu-olacaðý görülür... Her dönemin kenedine has bir mekan tasavvuru vardýr. Ýlkin namazgah, ardýndan gençlik merkezi, ardýndan da modern sanat müzesi olan bu tepe, siyasi tarihimizin resmi geçidini sunuyor sanki bize...
Bir zamanlarýn gazavat selalarýyla cihad-ý ekber kalesi olarak nam salmýþ rüzgarlý namazgahý... Gün olmuþ yeni Türkiye Cumhuriyeti’inin ideolojisi olan Türk Milliyetçiliðinin merkezi olmuþ... Gün olmuþ o da eskiyince, eski bulununca Türk modernleþmesinin en somut ifadesi olan resim ve heykel müzesine dönüþmüþ...
Açýlýþta sayýn Cumhurbaþkanýmýz ve deðerli eþini seyrederken tüm bunlar birer vakum gibi zihnime üþüþtüler. Kaderin akýl almaz ve önlenemez döngüsü içinde, Baþkan Tayyip Erdoðan, Ankara’nýn tüm bu zamansal evrelerini ustaca birleþtiren, temsil ederken, geleceðe de akýtan bir kimlik olarak öne çýkýyor... Devran dönüyor...