Uluslararasý iliþkiler baðlamýnda ilginç zamanlarýn içinden geçiyoruz. Bölgede ciddi bir hesaplaþma var. Türkiye, Suriye sýnýrý ve Akdeniz boyunca kýskaca alýnmaya çalýþýlýyor. Ýran-ABD gerilimi hiç olmadýðý kadar sancýlý bir sürece girdi. Bu, bölgeyi siyasi, ekonomik ve güvenlikle ilgili konularda etkiliyor. Türkiye çýkarlarýný zedeleyen geliþmelere iliþkin stratejik adýmlar atarak etrafýnda oluþturulmaya çalýþýlan kýskacý bozuyor. Kamuoyuna çok yansýmayan bu adýmlarla ilgili birkaç perde arkasý bilgi aktaracaðým.
Bir. ABD, Ýran’a uyguladýðý ambargoda Türkiye’nin de aralarýnda bulunduðu bazý ülkelere yönelik muafiyeti 2 Mayýs tarihinde kaldýrdý. Türkiye’nin bu konuda ne yapacaðý merak ediliyordu. Geçen altý aylýk sürede Ýran’dan alýnan petrol kademeli olarak azaltýldý ve 2 Mayýs tarihi itibariyle Ýran’dan petrol ihracý tamamen durduruldu. Türkiye petrolde yüzde 90 oranýnda dýþa baðýmlý bir ülke. Hal böyleyken petrol ihtiyacýmýzý karþýlamak için hangi adýmlarý atacaðýmýz önemli bir soru iþareti. Burada üç alternatif öne çýkýyor. Biraz Suudi Arabistan, daha çok Irak ve Rusya.
Ýþte bu yüzden Irak Baþbakaný Abdülmehdi’nin Türkiye’ye yaptýðý ziyaret kritik önemdeydi. Irak’la kurulan masada birçok baþlýk var. Güvenlik, terörle mücadele, gümrük kapýlarý öne çýkýyor. Ama belki de en önemlisi enerji. Enerji baþlýðýnda ikili iþbirliðinin derinleþtirilmesi hedefleniyor. Bir de Baðdat’ýn Kuzey Irak petrolleri nedeniyle Türkiye’ye tahkimde açtýðý dava gündemdeki yerini koruyor. Irak’ýn bu davayý ertelediðine iliþkin iddialar geçtiðimiz ay basýna yansýmýþtý. Türkiye’nin haklý tezleri karþýsýnda Baðdat’ýn önümüzdeki süreçte bu dosyayý tamamen kapatmasý bekleniyor.
Ýki. Geçtiðimiz hafta Doðu Akdeniz ve enerji paylaþýmý meselesini genel hatlarýyla anlatmýþtým. Akdeniz’de Türkiye’yi oyun dýþýnda býrakmaya dönük bir cephe kurulduðunu, ABD, Ýsrail, Kýbrýs Rum Kesimi ve Yunanistan’ýn bu cephenin içinde yer aldýðýný belirtmiþtim. Burada bazý yeni bilgileri paylaþmam gerekiyor. Türkiye’nin Kýbrýs’ýn batýsýnda yaptýðý sondaj faaliyetinin Rumlarý ürküttüðü biliniyor. Rum kesimi sondaj gemisi personeline yönelik Avrupa genelinde tutuklama kararý çýkartma tehdidi savurmuþtu. Bunun perde arkasýndan Rum kesiminin, Fatih gemisinde Türkiye için çalýþan yabancý uyruklu personeli korkutma ve yýldýrma giriþimi çýktý. Rumlar firkateynlerle korunan Fatih gemisini durduramayýnca bu kez gemide çalýþan personeli korkutarak sondaj faaliyetini sekteye uðratabileceðini sanýyor.
Bu konuda Ankara’nýn bir çekincesi yok. Nitekim tüm çalýþmalar uluslararasý hukuka uygun yürütülüyor. Bu yüzden önümüzdeki günlerde konuyla ilgili ikinci bir adým daha atýlacak. Türkiye’nin ikinci sondaj gemisi olan Yavuz da Kýbrýs açýklarýna gönderilecek. Yavuz, Kýbrýs’ýn doðusunu hedefleyecek. Türkiye böylece Kýbrýs adasýnýn hem batýsýnda hem de doðusunda doðalgaz arama faaliyeti yürütecek.
Üç. Suriye’nin kuzeyindeki Ýdlib sýcak gündem maddesi. Rus destekli rejim birlikleri Ýdlib’i hedef alýyor. Rusya bu giriþimlerin sorunlarý daha fazla büyüteceði yönünde uyarýldý. Saldýrýlar durmayýnca Cumhurbaþkaný Erdoðan devreye girdi. Erdoðan-Putin görüþmesinin ardýndan saldýrýlarýn azaldýðý söyleniyor. Peki, bundan sonra ne olacak? Þam rejimi HTÞ’yi bahane ederek Halep’ten sonra hedef aldýðý Ýdlib’i gözüne kestirmiþe benziyor. Ancak bu daha fazla masumun ölmesi ve daha fazla göç demek. Bunlarýn yaný sýra Ýdlib Türkiye’nin güvenliði için de çok önemli. S-400 tartýþmasý sürerken özellikle Putin’in bu durumu kavrayacaðýný düþünüyorum.