Anket þirketleri geçen seçimde fena halde çuvallamýþlardý. Anketlerde 1-2 puanlýk sapma payý normal karþýlanabilirken 10 puana yakýn sapmanýn olmasý tam bir fiyasko idi. Yüzde 38’lerde gösterilen AK Parti’nin 1 Kasým’da yüzde 49 oy almasý bu fiyaskonun en bariz örneðiydi. Sanýrým kamuoyu araþtýrmasý yapan araþtýrmacýlar kamuoyunun eðilimini deðil kendi eðilimlerini kâðýda dökmüþlerdi.
Sandýktan çýkan sonucun çok beklenen veya çok sürpriz bir sonuç olmasý, bu durumun anketler tarafýndan ýskalanacaðý anlamýna gelmez. Seçmen beklenen þekilde veya sürpriz þekilde bir tavýr takýnacak da olsa anketler bu eðilimi tespit etmek durumundadýr.
Vatandaþýn kanaatlerindeki kararlýlýk veya kýrýlganlýk bir trend þeklinde ortaya çýkar. Anketler iþte bu trendi yakalamak ve en muhtemel sonucu tahmin etmek durumundadýr.
Peki, geçen sefer çuvallayan anket þirketleri bu kez ne yapacaklar?
Bu kez iþlerinin öncekilerden daha zor olacaðý anlaþýlýyor. Bir kere, ittifak sistemi önümüze yepyeni bir durum koyuyor.
Ýttifaka giren partiler var, girmeyen partiler var. Ýttifakýn Cumhurbaþkaný adayýnýn tek olduðu durum var, hepsinin ayrý aday olduðu durum var. Bir ittifak hem Cumhurbaþkaný adayýnda hem milletvekilliðinde tesis edilmiþ halde. Diðeri milletvekilliðinde olan ama Cumhurbaþkanlýðýnda olmayan bir ittifak modeli... Böyle olunca durum karýþýk...
Cumhur ittifakýna oy veren bir MHP’li, Cumhurbaþkaný adayý olarak R. Tayyip Erdoðan’ý destekleyecek, diðer ittifakýn içindeki bir CHP’li veya SP’li için ise durum farklý.
CHP’li olduðu halde HDP’ye oy vermeye yönlendirilen bir kiþinin durumunu düþünün...
Partisi baþka partilerle ittifak yapmýþ; ne partisine veriyor ne ittifaka... Ýttifak dýþýndaki baþka bir partiye oy vermeye sevk ediliyor. Cumhurbaþkanlýðýnda ise partisinin adayý olan Ýnce’ye mi verecek, ittifakýn içindeki diðer bir partinin adayýna mý verecek?
Bu kadar karmaþýk bir durumun içinden anket firmalarýnýn çýkmasý kolay görünmüyor.
Kýlýçdaroðlu’nun mesela kafasý net mi? Partisinin en yüksek oyu almasýný istiyor mu istemiyor mu? Acaba partisinin bir miktar oyunun HDP’ye gitmesini partisinin en yüksek oyu almasýndan daha önemli mi buluyor? Ýnce’nin partinin üzerinde oy almasýný gönül rahatlýðýyla temenni ediyor mu? Ýnce’nin seçilmesini istiyor mu diye sormuyorum bile...
Kamuoyu þirketlerinin böyle karmaþýk bir durumda partilerin oy oranlarýný, çýkarabileceði milletvekili sayýsýný falan hesaplayabilmeleri hiç de kolay deðil.
Cumhurbaþkaný adaylarý arasýndaki rekabeti ölçmek belki daha kolay olabilir ama meclis tablosuna yönelik projeksiyonlarýn hatalý çýkma ihtimali çok yüksek.
Seçim gecesi ekranlarýn çok açýklayýcý þekilde tüm sonuçlarý aktarabilmesi de çok kolay olmayacaktýr. Ýl bazýnda ittifakýn durumu, partilerin durumu, cumhurbaþkaný ve milletvekili adaylarýn durumu… Medyanýn önünde çok faktörlü bir tablo olacak…
Seçimde yarýþan adaylarýn sayýsý artýnca iddiasý olan anket þirketlerin de sayýsý artar. Her partiye/adaya yakýn bir takým þirketler kendince manipülasyonlar yapmaya kalkarlar. Bu seçimde muhalefetin geniþ yelpazede yarýþa girmesi anket þirketlerinin de yelpazesini geniþletiyor. Muhalefet canibine yakýn duran þirketlerin sonuçlarý açýk manipülasyon kokuyor. Arazide AK Parti lehine gördüðümüz tablonun anketlerde adeta perdelendiðine þahit oluyoruz.
Ýnce ve Akþener ikinci tura kalabilmek için ikincilik yarýþý verirken bazý þirketlerin bu isimleri abartýlý þekilde takdim etmeleri ironik oluyor.
Erdoðan’a ve AK Parti’ye karþý algý operasyonlarýnda kullanýlan aktörlerin baþýnda bazý anket þirketleri geliyor. Tamamen ‘duygusal’ sebeplerle yapýldýðý anlaþýlan anketlerin algý operasyonlarý sonuçta yine anketçilerin algýsýný bozacak gibi görünüyor.