Anlamayana davul zurna az: Fransa örneği

Pazar günleri bu sütunda yazdığım eğitim yazılarımda çok sık vurguladığım bir konu da meslek okullarının sanayi sonrası toplumlarda büyük ölçüde anlamlarını yitirdiği, beceri kazandırma sürecinin yaklaşık tümüyle firma içine dahil olacağı, devlete ya da özel kesime düşen görevin ise gençlere çok temel bilgiler vermek, mesela analitik bakış kazandırmak, yabancı dil öğretmek olacağı idi.< span class="text11">

İddiam önümüzdeki dönemde, on ya da on beş sene içinde, tüm meslek okullarının kapanacağı yönünde.

Okul, lise meslek yüksekokulu bünyesinde gerçekleşen mesleki bilgi verme sürecinin olağanüstü bir ivme kazanmış, muhtemelen daha da kazanacak olan teknolojik gelişmeyi izlemesi mümkün değil, bugün meslek okullarının kazandırdığı (!) beceri ile piyasanın talep ettiği beceri arasında çok önemli bir zaman dilim farkı mevcut, bu açık önümüzdeki dönemlerde daha da artacak, meslek okulu mezunu genç piyasaya çıktığı zaman öğrendiklerinin, beceri birikiminin cilalı taş devri teknolojisi gibi olduğunu görecek.

İtiraf etmek gerekir, ben bu noktaya, bu kanaate biraz üretim biçimlerini izleyerek, düşünerek, biraz da istihdam piyasasını inceleyerek geldim ama bu görüşümün üniversite, meslek yüksekokulları çevrelerinde pek popüler olmadığı kesin.

28 Eylül Cuma günkü Fransa’nın, Avrupa’nın en prestijli gazetesi Le Monde’un birinci sahifesinde “Mesleki bakaloryaların acıklı hikayesi” başlıklı bir yazı yayınlandı; ne yalan söyleyeyim, senelerdir dile getirmeye çalıştığım bir konunun tüm çıplaklığıyla Fransa’da Le Monde’a birinci sahife haberi olmuş olması gururumu okşamadı değil ama aynı zamanda bu diplomalara bel bağlayan gençlerin durumu da canımı acıttı.

Fransa’da bakalorya adı verilen bir lise bitirme derecesi var, muhtemelen bizde, eskiden uygulanmış olan “olgunluk” aşamasına tekabül ediyor, üniversiteye girmek için ön şart.

Fransa’da 1985 senesine kadar bakalorya derecesi klasik üniversite öğretimi görmek isteyenlerden istenen bir derece idi; bu derecenin de türleri var ama ortak payda klasik üniversite öğretiminin amaçlanması idi.

1985 senesinde dönemin çok sıkı cumhuriyetçi Milli Eğitim Bakanı Jean-Pierre Chevènement klasik üniversiter öğretimi amaçlayan bakalorya derecelerinin yanına bir de mesleki bakalorya adı verilen yeni bir kategori eklemiş idi; Jean Pierre Chevènement siyasi çizgi ve üslup olarak bizim Mümtaz Soysal Hoca’ya benzetilir, çok da yanlış bir benzetme değildir, Fransa’da milli egemenlikçilerin başıdır.

Önceleri, diyelim bir-iki sene öncesine kadar, mesleki bakaloryayla ilgili işler eski Bakan’ın istediği gibi gitmiş, lise mezunları (mesleki bakalorya) ya hemen işe girmişler ya da bu bakalorya tipi üzerine iki sene daha mesleki öğretim görüp öyle piyasaya atılmışlar, aralarından çok azı bu bakaloryaya dayalı olarak klasik üniversite öğretimi görmek istemiş.

Ancak, son senelerde işler değişmeye başlamış; mesleki bakalorya derecesi ile piyasada iş bulmak zorlaşmış, bu derece sahipleri arasında işsizlik yükselmiş, bu tip bakalorya ile klasik üniversite öğretimi, mesela hukuk, siyaset bilimi, tıp, vs. öğretimi görmek isteyenlerin sayısı artmış ama genel bakalorya derecesi sahipleri de onların önünü tıkamış.

Le Monde gazetesinin “Mesleki bakaloryaların acıklı hikayesi” başlıklı haberinin özeti bu.  

Mesleki bakalorya sahibi fransız gençlerin son senelerde neden zorlandığını görmek için küresel üretimde yaşanan dönüşümü iyi anlamak lazım.

Bu yaşanan sıkıntıyı konjonktürel ekonomik krize bağlamak tümüyle yanlış sonuçlar verebilir zira bu bakış açısının getireceği sonuç krizin bitmesiyle beraber mesleki bakalorya sahiplerine güzel günlerin döneceğidir.

Oysa, durum pek öyle değildir; sanayi toplumları için dizayn edilmiş mesleki öğretim konseptini bilgi toplumları için yeniden dizayn etmek de olanaksızdır, zira yeni üretim teknolojilerine “okul” kavramının yetişmesi imkansızdır, yapılması gereken genel öğretim ile bir temel kazandırılmış gençlere beceri kazandırma sürecinin firmalara bırakılmasıdır, nasıl bir beceri gerekeceğini ancak ve ancak firmaların kendisi bilecektir.

Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul, zurna az.

twitter.com/KarakasEser