
Suriye'de sona yaklaşılıyor...
Mart ayında imzalanan anlaşmanın bitiş süresi aralık sonu.
Şunun şurasında sürenin dolmasına üç haftalık bir vakit var.
Vaktin azalmasından dolayı sancılanan SDG sözde lideri terörist başı Mazlum Abdi İsrail basınından Jerusalem Post gazetesine konuştu.
Lafın Fazlası...
Mazlum Abdi'nin söyledikleri sürecin nasıl sonlanacağını ve önümüzdeki günlerde bölgeyi nelerin beklediğini net olarak ortaya koydu.
Ayak dirediği entegrasyonu sulandırmak için İsrail'in Lazkiye ve Süveyda'da kurduğu tezgâhı geçiş hükümetinin üstüne yamamaya çalışan Abdi "sırada Kürtler var" iftirasını atarak şöyle sürdürdü konuşmasını;
"Başkan Trump Suriye'yi yeniden harika yapmak istiyor. Bunu yaparken Suriye politikasına sadece askeri değil, siyasi olarak da destek vermeli ve SDG yeni Suriye hükümetinde yer almalı.
Suriye'nin geçiş hükümeti ile SDG arasında "10 Mart Anlaşması" olarak bilinen bir ön mutabakat var. Suriye Savunma Bakanlığı ile entegrasyonumuz hakkında konuştuk. Ancak bu entegrasyonda bütünlüğümüzü korumamız önemli. SDG'nin üç tümenini, iki özel taburunu muhafaza etme konusunda anlaştık.
Özel taburlardan biri sınır güvenliğine, diğeri ise kadın taburuna odaklanacak. Onların kadın taburu yok ve biz kadın savaşçılarımızı ayıramayız."
Bak Sennnn...
Son günlerde en çok kullandığım deyim...
"Konuşana değil konuşturana bak."
Gerek Yunanistan gerek Güney Kıbrıs Rum kesimi gerek SDG Terör örgütü.
Her üçünde de konuşanlara baktığınızda mikrofon uzatanın İsrail olduğunu ve onların da çobanlarının talimatıyla önüne koyulan metni okuduğunu görüyorsunuz.
Çoban gütmesi Abdi'nin yaptığı tam da bu.
Abdi denilen bu şahıs; boyuna posuna bakmadan, cismine cürmüne göz atmadan, üç kuruş etmez aklıyla oyun kurmaya, devlete ayar vermeye, ahkam kesmeye çalışıyor ve tüm bu olanlara karşı çobanın da onu koruyacağını zannediyor.
Buna inandığı için de süreç kapsamında teröristlerin dağıtılmasına, bireysel entegrasyona karşı çıkıyor ve aylardır ayak sürüyor.
Çember Daralıyor...
Yav düşünsene be eksik akıl!
Sen ayak sürüyorsun da acaba karşı cenah buna mukabil neler yapıyor.
Bu soru İsrail ile destek verdiği terör örgütünün de sorması gereken soru.
Şunu herkes bilsin Türkiye, Suriye özelinde Ortadoğu'da askeri ve siyasi diplomatik hamleleri asla bırakmış değil.
Devlet süreci yakın takip ediyor ve her daim sahada.
Şara'nın Amerika ziyaretinde Hakan Fidan'ın bir an da Beyaz Saray'da ortaya çıkması bunun en yakın örneği.
İsrail'i oldukça rahatsız eden bu sıra dışı olay hala hafızalarda.
Güvendiği Dağlara...
İsrail'i rahatsız eden bir başka olay da Şara'ya Amerika'dan gelen destek mesajları.
Cumhurbaşkanı Şara'nın, ABD Başkanı Donald Trump'la görüşmesinde beklediği desteği alması ve sonrasında Trump'ın Suriye elçisi Tom Barrack aracılığıyla, "Sen büyük bir lider olacaksın ve ABD sana yardım edecek" mesajı göndermesi İsrail'i inanılmaz rahatsız etti.
Amerika kanadından yaşanan rahatsızlıklar bununla da sınırlı değil.
İsrail'de yayın yapan Kanal 12 TV. Amerika'nın Suriye'deki eylemler konusunda İsrail'i uyardığı haberini geçti.
Habere göre bir ABD yetkilisi uyarının gerekçelerini şöyle açıklıyor;
"İsrail'in Suriye'deki eylemlerinin, her iki tarafı da bir güvenlik anlaşmasına doğru itme çabalarımızı baltaladığına inanıyoruz. Başbakan Netanyahu'dan, yeni Suriye hükümetinin İsrail'e karşı düşmanca bir tutum sergilemesini önlemek için operasyonları durdurmasını talep ettik. Suriye, İsrail ile çatışma arayışında değil."
Bunlardan Daha Önemlisi...
Evet tüm bu olanlardan daha önemlisi Türkiye kanadında yaşanmaya başladı.
Türkiye'nin sessiz sedasız almaya başladığı askeri ve siyasi tedbirler sahada etkisini göstermeye başladı.
Türkiye olayları yakından takip ediyor. Bazı olaylarda sadece gözlemcilik yapıyor, bazı olaylarda ise bizzat işin içine giriyor.
Saha hareketli...
Suriye ordusu SDG'nin kontrolündeki bölgelere ağır silah sevkiyatına başladı.
Bu arada son ayların en önemli gelişmesi yaşandı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu Şam'ı ziyaret etti.
Bu ziyaret önümüzdeki günlerde Fırat'ın doğusunda neler olacağını gösteren çok net bir mesaj.
Anlayana...
İnşallah ilgili yerlerin ilgili devletlerin bu mesajı okuyacak ya da anlayacak zekâsı vardır.
Bu mesajı göremeyenlere ya da bu ziyarete anlam veremeyenlere tavsiyem
Kara Kuvvetleri Eski Komutanı Orgeneral Atilla Ateş'in 16 Eylül 1998'de Hatay'da Suriye sınırında yaptığı ziyarete göz atmaları...