Anne-Babalar soruyor: Seni ben geceleri PubG oyna diye mi büyüttüm?

Soru biraz nostalji kokuyor, farkýndayým. Kürdili hicazkar makamýnda bir eser olan “Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim?” þarkýsýný çaðrýþtýrsa da mesele baþka.

 

Bir ailenin iftar sofrasýna misafir oldum.

 

Ailenin büyük çocuðu ve tek oðlu 26 yaþýnda bir genç. Sosyal, aktif, giriþken.

 

Okuldan ha mezun oldum, ha olacaðým derken, yýllar gelip geçivermiþ. Bu yaþa kadar birkaç iþ denediyse de olmamýþ. Evlenemeyenler için söylenir ya hani, gencin istediði yer onu iþe almamýþ, onu isteyen yeri de genç beðenmemiþ.

 

Babanýn bir serzeniþi çok dikkatimi çekti; “Ömer bey, ben oðlumu PubG oynasýn diye mi büyüttüm?”

 

Bilmeyenler için PubG bir bilgisayar oyunu ve son dönemlerin baðýmlýlýk yapan, gözde bir oyunu.

 

Bu aile gibi birçok ailenin kanayan bir yarasý var. Ailelerden de önemlisi, yeni mezun gençlerin.

 

Ýþ deneyimi olmayan gençler artýk hangi okuldan mezun olursa olsun þirketlerin dikkaitini çekemiyor. Hele de okul hayatý boyunca o þirketin alanýnda, sektöründe bir deneyim elde etmemiþse, staj ya da yarý zamanlý bir çalýþma yapmamýþsa CV’de ne yazarsa yazsýn boþ geliyor.

 

Bunun doðruluðu-yanlýþlýðý ayrý bir tartýþma konusu. Biz sonuca bakalým.

 

Bu aile ve görüþtüðüm, danýþaným birçok ailede yaþadýðým benzer durumlar var, onlarý arz edeyim.

 

  • Aileler maddi durumu iyi de olsa aþýrý stres yapýyorlar ve gencin olan potansiyelini de azaltýyorlar.
  • Aileyi biraz da açarsak, ailenin her bir bireyinin gencin üzerinde farkýnda olmadan uyguladýðý bir baský var. Anneyi, babayý geçtim, kardeþlerinin bile gencin üzerinde bir baskýsý var. Ve her birinin beklentisi de farklý. Genç, bu beklentilerin tümünü birden ayný anda karþýlayamayacaðý için kilitleniyor.
  • Özellikle annelerin duygusal baskýsý çok yoðun. Neredeyse ben bile gerildim, anneden korktum. Genci düþünemiyorum bile. Bizim Türk anneleri zaten herkesin malumudur, pazarlýk masasýnda sürekli annelik haklarýný ve sütlerini B planý olarak masada tutmasý meþhurdur.
  • Gençler için anne-babalarýn yaptýðý emek paha biçilemez, haklarý da ödenmez. Ama sürekli hesap kitap halinde, “Biz sana bu kadar yatýrým yaptýk, sen hala kayda deðer bir þey yapmadýn” mantýðý onlarý çok geriyor. Tamam, bir yatýrým olarak bakýyorsanýz bile en azýndan kýsa vadeli bir yatýrým olarak bakmayýn. Zamana yayýn.
  • Hele de genç, hatalar yaptýysa -ki gençlik zaten bu demek- o hatalarý sürekli baþýna kakmayý seviyoruz Türk insaný olarak. Ýþ ararkenki süreçte geçmiþ hatalarý baþýna kakmanýn hiçbir faydasý olmaz.
  • Gence yeni bir giriþime gidip birkaç ay maaþ almadan o giriþimin bir parçasý olmasýný tavsiye ettim. Ýlk tepkisi “Ben isterim ama annem kravatýmý takýp gidebileceðim bir iþim olsun istiyor.” Çocuklarýnýz baþarýlý bir giriþimin ilk çalýþanlarýndan biri olabilir, hem yeni kurulan iþlerde iþ fýrsatlarý da çoktur. Bunun önüne geçmeyin. Sýfýrdan kurulan bir þirkette bir gencin öðrenebilecekleri kurulu düzene göre daha fazladýr.
  • Çokça tavsiye ettiðim bir yöntem de þu: “Zaman vermek”. Okuldan mezun olan bir genç kendisine maddi imkanlarý ölçüsünde zaman vermeli. Yani Mart ayýnda iþ aramaya baþladýysa “yýl sonuna kadar kendim için en doðru iþi arýyorum” düþüncesi hem genci rahatlatýr, hem çevreden soranlara bir cevap olur, hem de aceleye getirerek yanlýþ bir kariyerin önüne geçilmiþ olur.
  • Tabii bu tavsiyelerin en baþýnda þunu söylemek gerekiyor. Bu dertleri yaþamamak için gençlerin ne yapmak istediklerini mümkün olduðunca erken fark etmelerinde fayda var. Lise ve üniversite tercihlerini buna göre yapmalý. Yazlarý buna göre staj ya da gayriresmi staj yapmalý, yarý zamanlý olarak çalýþmalý.
  • Daha da önemlisi, birçok ailede gördüðüm bir durum da þu ki; anne-babalar çocuklarýna, çocukluk ve ilk gençlik dönemlerinde kýyamýyor. Kýyýn, çalýþtýrýn. Býrakýn biraz da olsa burunlarý sürtsün. Siz bunu onlara yapmazsanýz hayat çok daha sert, çok daha aðýr þekilde bunu yapar.

 

O genç kardeþimizle ilgili aileyle þöyle bir karara vardýk.

 

Genç, bu yaþa kadar olmayan bir þeyi,  sürünmeyi kabul etti. Artýk günde 2-3 saat otobüs yolculuðu çekecek.

 

30 yaþýna kadar bulabildiði iþlerde farklý deneyimler kazanmasý, tabiri caizse deðerli hatalar yapmasý kararýna vardýk.

 

Aile de 30 yaþýna kadar baský yapmayacak. Destek verecek ama onu sýkmayacak.

 

O akþamýn baþka ailelere de faydalý olabileceðini düþünüyorum. Her evde farklý insanlarla benzer hayatlar yaþanýyor. Gençler ve aileler birbirine benzemese de yaþadýklarý benziyor.

 

Son cümle bir hadis-i þerif olsun. Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (SAV) Hz. Muaz ve Ebu Musa el-Eþari'yi uðurlarken þu tavsiyeyi veriyor. Bu hadisi ailelere, gençlerle ilgili pekala uyarlayabiliriz:

 

"Kolaylaþtýrýn! Zorlaþtýrmayýn! Müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Birbirinizle anlaþýn, iyi geçinin, ihtilâfa düþmeyin!"