Diyorlar ki; Diyarbakýr’da HDP binasý önünde oturan anneler anne de Taksim’de oturan Cumartesi anneleri anne deðil mi?
Bunu diyerek aslýnda büyük bir cesaretle ve umutla evlat nöbeti tutan annelerin sesini boðmak istiyorlar. Bu çýðlýk sussun, gözler PKK-HDP ve HDP-CHP üzerinden çekilsin.
Elbette annelerin acýsý kýyaslanamaz, yarýþtýrýlamaz, etiketlenemez. Her anne için evlat ayný þeydir. Ama kabul edelim ki o annelere evlat olan kiþiler arasýnda da fark vardýr.
Vataný, bayraðý, milleti için mücadele ederken þehit düþen evlat ile vatanýna, devletine, milletine ihanet ederken hayatýný kaybeden evlat hiç bir olur mu? Biri suçludur, diðeri kahraman. Biri þehittir þereftir cennettir, diðeri ziyan.
Bu böyle olduðu halde anneler evladý ziyan olmasýn diye akýbetini bilmek, suçlu ise cezasýný çektiðini, deðilse eve döndüðünü görmek ister. Bunun için de arar sorar bekler.
Cumartesi anneleri de bunu yapýyor yýllardýr. 80’li ve 90’lý yýllarda gözaltýnda iken kaybedilenlerin anneleri 1995’ten beri Galatasaray Meydaný’nda oturuyor ve çocuklarýný devletten soruyor.
Herkesçe kanýksanmýþ. Ben de defalarca takip ettim onlarý, haber yaptým. Kayýp yakýnlarýný ve onlara eklenenleri uzun zaman gözledim.
Anneleri ayrý tutuyorum, acý çekenlerden ve bunu kendine dert edinenlerden çok, siyasi hesap içindekiler ve bu iþin profesyonelleri var orada.
ÝHD gibi PKK’lýlar dýþýnda kimsenin insan hak ve özgürlükleriyle ilgilenmeyen STK’lar ve çevreler için devleti sorgulama ve sarsma günü gibidir eylem günü. Katýlýmcýlarýn mühim kýsmýný aileler üzerinden meþruiyet ya da popülarite kazanmak isteyenler oluþturur ve haliyle o gün de bir nevi piyasa günüdür onlar için.
Ne yazýk ki tam da bu istismar nedeniyle geçmiþle ve gerçekle yüzleþme, ortak kalýcý ve öðretici bir hafýza oluþturma çabasýndan uzak kaldý “cumartesi anneleri”.
Geçen hafta bir açýklama yapýldý Cumartesi Anneleri adýna, HDP önünde evlat nöbeti tutan anneler hakkýnda. 1995’ten beri varlýk göstermesine ve süreklilik arz etmesine raðmen kamuoyunun karþýsýna þeffaf ve kayýtlý þekilde çýkmadýklarý için metnin sahibi kimdir, grubun kimliði nedir belirsiz.
Yine de açýklama þaþýrtmýyor. Yargýlanan ve ceza alan CHP Ýstanbul Ýl Baþkaný Canan Kaftancýoðlu’na sahip çýkýlýyor, HDP binasý önünde evlat nöbeti tutan annelere “baþka kapýya” deniliyor.
CHP de böyle söylüyor, HDP, ÝP ve SP de. O çocuklarýn çoðunun henüz 11, 14, 15 yaþýnda olduklarý, HDP baðýyla daða kaçýrýldýklarý, “çocuk savaþçý” kullanmanýn terör örgütleri için bile uluslararasý metinlerde suç olarak tanýmlandýðý gerçeðini bilerek-bilmeyerek örtmek istiyorlar.
Devletin geçmiþte terörle mücadelede seçtiði yanlýþ ve karanlýk yollarda –gözaltýnda kaybedilen kiþilerle, son birkaç yýl içinde bazýlarý okul formalarýyla ve güzergahý belli þekilde daða kaçýrýlmýþ olan bu çocuklar arasýnda bir tür denklik kurarak hayatta olma ve kurtarýlma ihtimallerini riske ediyor, çocuklarýn aslýnda canlarýna kast ediyorlar.
Sýrf karþý bloktaki deðeri için HDP’nin kuyruðuna takýlan CHP, Ýyi Parti ve Saadet Partisi büyük bir vebal altýnda.
Sayýn Kemal Kýlýçdaroðlu, Sayýn Meral Akþener, Sayýn Temel Karamollaoðlu! Yapmayýn bunu!
Kurtarýlabilecek, annelerine, evlerine dönebilecek çocuklarýn önünde durmayýn, yollarýný kesmeyin!
“Baþka kapýya” falan demeyin. Adresin doðru olduðunu siz de biliyorsunuz!
Yapabiliyorsanýz HDP’ye, HDP üzerinden PKK’ya baský kurun ki insanlarýn çocuklarýný kaçýrýp teröre bulaþtýrmasýnlar!
Ellerine silah verip onlarý hendeklere, inlere, ABD mevzilerine sürmesinler! Kýz çocuklarýný kadýnlarý istismar etmesinler!
Yapabiliyorsanýz bunu yapýn. Yapamýyorsanýz da bari susun!