Annemin elleri

Ellerin de ruhu olurmuş, düşünmemişim hiç. Ta ki Annemin sol eli, sol ayağı, dudak uçlarının tam gülerken kıvrım yaptığı sol uçları ... Birdenbire duruncaya kadar. 

Düşünmemişim, bir insan için hareket, kalp atışlarıyla yazılmış şiirlerin şahıymış. Parmağını oynatan, ellerini uzatan, açıp kapayan, tutup kaldıran, dua eden, el sallayan insanları gördüğümde ağlayasım geliyor. Bu ne fevkalade bir sanat ve nimet, habersiziz ne yazık... Annemin elleri, aniden durunca farkettim bunu...

Vaktiniz varken, annenizin ellerinden öpün. Kaderinizin yazılı olduğu o güzel ve yorgun avuç içlerini, her yazgı çizgisinden, tek tek öpün... Çünkü bugün yavaşlayıp yorgun düşse durgunlaşsa da o ellerin içinde büyüdünüz, sizi sabırlı ırmaklar gibi hayat denizine taşıyan o ellerin içinden taştınız.

İşte şu bebeklik fotoğrafınızda, peluş halı sarılı bir koltuğa kurulmuşsunuz, güya artık tek başınıza oturabilmektesinizdir, oysa arkanıza çömelip gizlenerek, düşmeyesiniz diye sizi sırtınızdan sıkı sıkı tutan eller, Annenizindir...

Onu size gülümseyerek hadi gel diyen açık kollarıyla hatırlıyorsunuz hep... Geç yürüdüğünüz için Telli Baba’ya adak adamıştır, mübareğin haşmetli türbesinden alıp da sakladığı duvak teli, dile kolay tam 45 yıldır lavanta kokan sandığında durur Annenizin. Gelin sandığı... Yetmiş üç yaşında olduğu halde parmağındaki yüzüğü ilk kez hastanede çıkartmıştır. Hayır. Çıkartmamıştır. Doktorlar söyleyince siz çıkarttınız...

Annemin elleri, Annenizin elleri... İşte alfabeyi öğretiyor şu fotoğrafınızda, buradaysa resim defterinize rengarenk patates baskısıyla yaptığınız çiçekli, kayıklı, yıldızlı günlerinizden kalma bir başka fotoğrafta yine o maharetli eller. Bu eller, Annenizin elleri, sizin ilk öğretmeniniz. İğneye iplik geçirmeyi de ilk o öğretmişti size, bunu da geç öğrenmiştiniz, size hiç kızmadan sabırla öğretirdi onun güzel elleri size her şeyi...

İşte şu fotoğrafta bir papatyanın taç yapraklarını gösteriyor size, bir diğerinde birlikte isim şehir oynuyorsunuz, öteki fotoğrafta dünya atlasından kıtaları çalışıyorsunuz, “burası Ümit Burnu’dur” diyor size, anlattığı yer Afrika... Türkiye haritasını ezbere çizmeyi de onun elleri öğretti size. “Ülkemizdeki petrol rafinerilerini sayınız’’ sorusunda her zaman takılırdınız, o zaman size ipucu verebilmek için işaret parmağıyla havaya kocaman bir B harfi çizerdi, “Batman” demekti bu aranızdaki parolaya göre... Hiç görmese bile bir şehri sevmeyi, merak etmeyi, hayal kurmayı öğretendi size...

Yüzmeyi, suyun kaldırma gücünü, çarpım tablosunu, içler dışlar çarpımını, peryot cetvelindeki maddelerin yerini, Li ilafi Kureyşin’i, Meleklerin ismini, Ey Vatan Gözyaşların Dinsin Yetiştik Çünkü Biz’leri, ancak yeşil ışıkta geçileceğini, onurumuz ve namusumuz için yaşadığımızı, fakir fukarayı gözetmek gerektiğini, helal bir dilim ekmeğin en büyük servet olduğunu, kırıntı dökmenin bereketi kaçıracağını, Nobel ödüllerini pek fazla ciddiye almamanız gerektiğini, kızların ele güne muhtaç olmamak için muhakkak bir meslek sahibi olmaları lüzumunu da... Hep Annenizden, onun sabırla hayatı pişirmiş ellerinden öğrendiğinizi hatırlıyorsunuz...

Bir gün annenizin elleri aniden yorulduğunda... Zamanın içinizde sakladığı, tüm o girintili çıkıntılı unutkanlık kıyıları, aniden bulutların içinden sıyrılıyor. Ve siz “kara göründü” diye bağıran o en genç tayfanın irkiltici sesiyle kendinize çarpıyorsunuz... Kendi kendinize... Çünkü bugün Annenizin elleri susuyor işte, atacağı adımlar bitiyor... Bir küçük titrek kuş gibi kucaklıyorsunuz onu... 

Oysa ona ayıracak vaktiniz yoktu hiç, bunca hayati koşunun, vatan kurtarmaların arasında, havaalanlarından ettiğiniz alelacele Allasmarladık telefonları bile onu sevindirir, “Olsun... Sesini duydum ya evladım” derdi size...

Yaptığınız iş ne kadar zorlu ve mühim olursa olsun... Anneciğinizi unutmayın, bırakmayın, onunla vakit geçirin, doya doya ellerinden öpün, saçlarını okşayın demek için açtım bu bahsi... Annemin rahatsızlığı dolayısıyla hastane günlerimizde bizi yalnız bırakmayan dostlarımıza, bilhassa ambulansını Hızır gibi yetiştiren Ümraniye Belediye Başkanımız Hasan Can ve ekibine kalbi teşekkürlerimi sunarım.