Motosiklet sevenler “motor benim için bir tutku” diyorlar.
Tutkuyu tarif edecek deðilim hepimizin malumudur. Hayatýn merkezine oturur tutkular. Benim kendime bahis mevzu edeceðim tutku da hayatýn merkezine oturmaya aday.
Antibiyotik tutkusundan bahsedeceðim.
Söze baþlamadan belirteyim benim týp formasyonum yok. Herkes kadar ilaç bilgim var. Ama bu halimle bile gözlemlediðim bir antibiyotik tutkusu var etrafýmda. Ondan bahsediyorum.
Bazýlarý antibiyotiði her derde deva olarak görüp baþý aðrýsa, diþi kýrýlsa bundan alýrdý. Leblebi yer gibi ilaç tüketenlerin cebinde, arabasýnda, çantasýnda muhakkak antibiyotik vardý. Ne de olsa geniþ spektrumlu idi hepsi. Zaten antibiyotiðin geniþ spektrumlu olaný makbuldur ya...
Antibiyotikçiler, “herkes bu nimetten istifade etsin” der gibiydiler. Herkesin her derdine çare olarak antibiyotiði görürlerdi. Tutkunlarýna göre doktor antibiyotik yazarsa “iyi hekim” yazmasa “kötü hekim” olurdu. Hekim ilacý yazarken azýcýk da bilgi verirse mesela “bu antibiyotik pek tesirli yeni nesil bir ilaç” falan derse o zaman tutkun kiþi deliye döner ve doktoru yere göðe sýðdýramaz anlatýr da anlatýrdý. Hem doktoru hem de yeni antibiyotiðini...
Antibiyotik dediðin gramajý fazla olan, þöyle yutarken diline, damaðýna tam oturan bir þey olmalýydý onlara göre. Yoksa öyle serçe yemi gibi tabletlerden bir hayýr gelmezdi. Antibiyotik tutkunlarýna baðýmlý dersek ayýp olacaðýndan tutkun diyerek hatýr gönül gözetelim ve onlarý incitmeyelim ama onlar bolca ilaç kullanarak narin bünyelerini epeyce incittiler.
Günler böyle akýp giderken Saðlýk Bakanlýðý bu tutkunlarý gayet derinden yaralayacak bir iþ yaptý ve antibiyotik kullanýmýný düþürme kararý aldý. Bakanlýðýn bu kararý antibiyotik tutkunlarýný nasýl sarstý anlatmamam. Doktorlara yalvar yakar olanlar, tanýdýk eczacý arayanlar, “Hele bir kutu alayým sonra doktora yazdýrýrým” diyerek kendince istifçilik yapanlar, her türlü baðýmlýlýk emaresi görüldü antibiyotik tutkunlarýnda.
Bakanlýðýn tedbiratý iþe yaramýþ ki rakamlar düþmüþ. Geçen seneye oranla hatrý sayýlýr miktarda bir düþüþ var. Ama bu düþüþ tutkunlarýn sayýsýnda düþme olduðunu göstermez. Hani kararsýz seçmenler vardýr ya iþte ilaç kullananlar arasýnda da böyle yüzer gezer kullanýcýlar var. Yoksa hakiki bir antibiyotik tutkunu zor vazgeçer.
Benden söylemesi antibiyotik her geçen gün kýymetleniyor ve tutkunlar bu durumda saðdan soldan ilaç istifçiliðine baþladýlar. Yarým kalmýþ antibiyotikleri topluyorlar. Son kullanma tarihi geçse bile antibiyotiðin hatrý vardýr, bir tableti bile atmaz, atamaz tutkunlarý. Bakanlýk baðýmlýlarý tedavi için merkezler kuruyor da neden antibiyotik tutkunlarý için bir çalýþma yapmýyor. Onlar için de bilgilendirici filmler, afiþler, broþürler hazýrlansa. Antibiyotik kullandýkça hastalýklarýn daha çok antibiyotik isteyeceði anlatýlsa. Bu kýsýr döngüde antibiyotik kullanmanýn susadýkça deniz suyu içmek gibi olduðu söylense.
Yoksa antibiyotik tutkunlarý buz dolaplarýnýn güneþ görmeyen bölmelerinde zor günler için ilaç biriktirerek, çevresine her türlü rahatsýzlýkta bunlarý daðýtarak yaþýyorlar. Gerçi bakanlýðýn uygulamalarýndan sonra saða sola leblebi çerez daðýtýr gibi bol keseden daðýtamýyorlar. Ama kendi aralarýnda bir daðýtým aðlarý var ve antibiyotikçiler kýyameti yaþar gibi tedirgin ve periþanlar “bu günler de geçer” der gibi bekliyorlar... Uzun lafýn kýsasý antibiyotik kullanmakta hâlâ çok ýsrarcýyýz. Umudum ve duam odur ki kullanýmý daha da düþer ve makul seviyelere gelir...
Saðlýcakla kalýnýz...