Antiemperyalist Amerikancılar (!)

Metin Akpınar olayının, kriminal ve yargısal boyutu hakkında söylenmemiş söz yapılmamış yorum kalmadı. Bütün bu yapılan yorumların yanında, Metin Akpınar için daha trajik bir gerçek ortaya çıktı.. Senelerdir fikren solcuymuş gibi davranan, yazan-çizen, konuşan Metin Akpınar, meğer bildiğin Amerikancıymış ya.. Bu ülkenin milli değerlerine ABD’den sallıyormuş meğer parmağını.. “Kim Rusya’ya döndüyse iktidardan gitti. Adnan Menderes randevu aldı, ihtilal oldu. Süleyman Demirel kuzeye döndü ihtilal oldu. Bakalım darısı kimin başına.”

Şimdi bir solcunun, yüzünü emperyalist batıdan Rusya’ya çevirdiği için, Amerikan oğlanları tarafından idam edilen, hapsedilen iktidardan alaşağı edilen isimlere, istihza ile gönderme yapması ne demek?.. Hele mevcut iktidar için, Amerika’yı göreve çağırıp ‘bir daha, bir daha’ diye alkış tutmak..  “Ayağından asarlar, mahzenlerde zehirlerler ya da diğer diktatörler gibi.” Ya hu Akpınar’ın tüm bu referans verdiği ancak isim zikretmediği olaylar, Amerikan operasyonları değil mi? Antiemperyalist sosyalist bir aydın olan Akpınar, nerede bu öfkeyi büyüttü de ‘İsterse ABD devirsin yeter ki devrilsin’ aşamasına geldi, anlamak zor. Fakat arz edeyim, Metin Akpınar tek değil. Kuzey Suriye hattına bakın tüm çıplaklığıyla göreceksiniz, solcu numarası yapan emperyalistleri. Amerikan bayraklarıyla topraklarına özgürlük getirdikleri palavrasını yükselten PYD ve onun Türk solundaki destekçilerine bakın. Ya hu gitmeyin Suriye’ye. 15 Temmuz Amerikancı darbe ve işgal girişimine alkış tutanlara bakın, ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. 

 

Asgari ücret keşke her kente göre farklı açıklanmış olsa

2019 için açıklanan asgari ücret, öyle anlaşılıyor ki, beklentilerin bile üzerinde çıktı. Çünkü rakam açıklandığından beri, miktara laf edemeyen tayfanın, ‘ama şimdi de işveren işçi çıkartmaya kalkmasın’ diye hayıflandığını görüyorum. Demek ki fena değil. Ancak yine de bir sorun var. Temel bir sorun. 2020 lira ile misal bir Anadolu kasabasında bir ay rahat rahat yaşanabilecekken, İstanbul’da bu biraz daha zor..  Acaba bölgelere göre farklı katsayılar belirlense daha adil olmaz mı?

 

  

Mustafa Taviloğlu’nun masasında bir tek ben siyaset konuştum  

Cem Küçük, Türkiye gazetesindeki köşesinde, iş adamı Mustafa Taviloğlu’nu ‘kafası Eski Türkiye’de kalmış’ diye eleştirdi. “Başkan Erdoğan’ın yeminli düşmanlarını aynı masada toplayıp Tayyip Bey’e küfrettirerek PR yaptığını sanıyor” diye yazdı. Cem Küçük’ün hedef aldığı o masada ben de vardım. Hem de Taviloğlu’nun hemen yanında oturdum. Misafirlerin tamamı başka başka yerlerden birbirleriyle tanışan, ortak hatıraları olan kişiler. Dolayısıyla yemek boyunca sadece birbirleriyle geyik muhabbeti yaptılar. Kimse siyaset konuşmadı. Benim dışımda! Taviloğlu ile Erdoğan sevdasını konuştum..Ve Taviloğlu, Erdoğan’ın nasıl vizyoner bir lider olduğunu anlattı. Sektöründe türlü zorluklar yaşanmasına rağmen, yeni ve çok daha büyük yatırımları, Erdoğan’ın gelecek perspektifine bakarak yaptığını söyledi. Bir şey daha. Cem’in bahsettiği ‘yeminli Erdoğan düşmanları’ ne yazdı o yemekle ilgili biliyor musunuz? Açık kaynak, internette var. Böyle bir ortamda böylesi bir yatırımın Türkiye’nin geleceğine duyulan güveni yansıttığına dikkat çeken yazılar yazdılar.. Bence istihbarat kaynakları Cem’i yanılttı bu defa. Herhalde o masada ona bilgi servis edecek kimse yoktu.