Apo’yu Ýmralý’ya gömdüklerinin itirafýdýr

PKK terör örgütünün Ýran’a yakýnlýðýyla bilinen elebaþlarýndan Cemil Bayýk, Kandil’de konuþmuþ. HDP’nin 1 Kasým’da Meclis’e girmesinin arkasýndaki gücün PKK olduðunu söylüyor

Yani HDP yüzde 10 barajýný aþabilmiþse bunu PKK terör örgütünün asker ve polis þehit etmesine borçluymuþ..!

Terörist Bayýk baþka bir þey daha söylüyor. Ne HDP’nin ne de Ýmralý sakini terörist baþý Abdullah Öcalan’ýn “çekilin” kararý veremeyeceðini... Bu kararý yalnýzca PKK terör örgütünün verebileceðini...

Yani, “Önder” dedikleri “Abdullah Öcalan’ý Ýmralý’ya canlý canlý gömdük” demenin bir baþka yolunu söylüyor Bayýk. Ayrýca, HDP’nin de PKK’ya bir ayar veremeyeceðini bir kez daha teyit ediyor!

Ne diyelim, PKK terör örgütünün Kandil ayaðý da yok oluncaya kadar Türkiye’nin terörle mücadelede kararlýlýkla yürümesinin gerekliliði Bayýk’ýn açýklamalarýyla bir kez daha teyit edilmiþ oldu.

Sizce de öyle deðil mi?

Diyarbakýr kendini tüketiyor

Diyarbakýr Baro Baþkaný Tahir Elçi’nin öldürülmesi meselesi Diyarbakýr’ýn yüz karasý olarak tarihe geçmiþtir. Neden böyle düþündüðüme gelince, yine Tahir Elçi’nin hayatýný kaybetmeden birkaç dakika önce söylediði þu cümleyi hatýrlatmak isterim, “Ýnsanlýðýn bu ortak mekanýnda, silah, çatýþma, operasyon istemiyoruz. Savaþlar, çatýþmalar, silahlar bu alandan uzak olsun. Tarihimize, deðerlerimize sahip çýkalým!”

Diyarbakýr, peygamberler, sahabeler veliler diyarýdýr. Sarý Saltuk’un bile makamý vardýr. Ulu Camisi, Dört Ayaklý Minaresi ile bir Ýslam beldesidir, Diyarbakýr

Ama þimdi öyle mi?

Gün ortasýnda silahýný çekip polis þehit edenleri, kendi evladýný katledenleri, tarih katliamý yapanlarý içinde barýndýrýyor Diyarbakýr!

Diyarbakýr’ýn genetiðini bozanlardan mutlaka hesap soracaktýr Diyarbakýr’ýn asýl sahipleri!

Lakin zaman git gide daralýyor... Yavaþ yavaþ baþlayan deðiþim hýzlanýyor... Diyarbakýr kendini tüketiyor!

Diyarbakýr’a sahip çýkmak isteyenlerse bir bir yok ediliyor!

TRT 1 yeniden ailemizin televizyonu oldu

Tek kanallý, siyah beyaz televizyonlu günlerde “mecburen” izlediðimiz TRT, özel kanallarýn yayýn hayatýna baþlamasýyla “alternatif” olmaktan uzaklaþmýþtý.

Özellik TRT dendiðinde TRT 1’i kast ederek söylüyorum. Uzun süre, hem kamu yayýncýlýðý hassasiyeti güdüp hem de rekabet (izlenme kriterlerinin sorunlarýný konunun dýþýnda tutarak söylüyorum) edebilmek TRT açýsýndan kolay olmadý. Buna bir de yeni TRT kanallarýnýn eklenmesi belki biraz “dikkat daðýlmasý”na neden olmuþ olabilir. Üstüne bir de 2010 ve 2011 yýllarýnda KPSS sýnavýndaki numara ile TRT’ye çöreklenen Paralel Yapý’nýn son dönemde iþleyen çarka çomak sokma giriþimi de cabasý.

Bütün bunlara raðmen, TRT bugün hem kamu yayýncýlýðý hassasiyetini koruyor hem de rekabet ediyor.

Özellikle son dönemdeki dizileri parmak ýsýrtýyor. Bizim ailenin favorileri Diriliþ Ertuðrul ve Yeþil Deniz.

Bir çok isim sayabilirim, ama bizim ailecek tercihimiz bu ikisi. Yani ki yýllar sonra yeniden TRT 1 bizim ailenin televizyonu oldu!

TRT’yi bir kurum olarak deðerlendirmekse pek iþime gelmiyor açýkçasý. Zira ben de bir televizyon yöneticisiyim ve benim bir avuç emekçi ile yaptýðým yayýncýlýðý “memurlar”la yapmak zorunda kalan hantal bir yapýdan söz ediyoruz.

TRT Genel Müdürü Þenol Göka, yardýmcýlarý Ýbrahim Eren ve Nasuhi Güngör ile bunca hantallýða raðmen baþarýlý iþlere imza atýyorlar.

Radyoculuktan gelen Göka’nýn “Kent radyosu” baþarýsýný da bir yere not ediyorum.

TRT’deki 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanunu’na “sýðýnmýþ” tiplerin temizlenmesi ise baþka bir mesele!

Onca personeline raðmen, dýþ yapýmlar aracýlýðýyla rekabet edebilen ve kamu yayýncýlýðý yapan TRT’nin en kýsa sürede kendi insan kaynaklarý ile baþarýlý olmasýný dilerim.