Birkaç haftadýr iki küresel þirkete iliþkin haberler dikkatinizi çekmiþtir.
Apple dünyanýn ilk ‘trilyon dolarlýk’ þirketi oldu; Starbucks -ilhamýný oradan almasýna raðmen- Ýtalya’da ilk kez kahveci dükkaný açtý.
Yazýnýn konusu ekonomi deðil, ‘siyaset’…
Türkiye’deki birinci nesil ‘Mac’ kullanýcýlarýndan (1985) biri olarak, iþletim sistemi ve pazarlama mantýðýný ‘devrim’ sayanlardaným. Sadece bir ‘ürün’ icat edilmedi, bir ‘karizmatik marka’ da icat edildi.
Siyasetle ne baðlantýsý var?
Bir; ‘mucidi’ Steve Jobs, Suriyeli bir göçmen babanýn evlatlýk verilmiþ çocuðudur.
Yani göçmenlere ayrýmcýlýk yapmak ‘ayýp’tan fazlasýdýr.
Ýki; babasý Abdulfattah Jandali ABD’ye göç etmese ve Jobs Suriye’de doðsaydý adýný belki bugün ‘rejim yanlýsý bir yetkili’ veya daha büyük ihtimalle ‘muhalif’ olarak duyabilecektik! Yani bu icadý ABD’de bulduðu eðitim-teknoloji-finans iklimi saðlamýþtýr.
Üç; Jobs ‘devrimsel düþünme yeteneði’ne sahiptir; bu yeteneði ortaðý yazýlýmcý Steve Wozniac’ýn teknik becerisiyle ‘icat’ çýkarmýþtýr. Yani, zeka ve devrimsel düþünce konusunda ‘genetik’ özgüvensizlik aptallýk deðilse ‘bilinçsizlik hali’dir!
‘Siyasal’ mesajlar açýk mý?
Jobs, 2007’de ilk iPhone'un haritada adres bulma özelliðini kullanarak Starbucks'u aradý ve 4.000 kahve sipariþ etti; ardýndan da ‘yanlýþ numara’ diyerek kapattý.
Bu ‘karizmatik kýyak’ýn muhatabý olan ‘kahveci’, bugün onlarca ‘devlet’in ekonomisinden büyük!
Siyasetle ne baðlantýsý var?
Bir; dünyanýn Türkiye dahil 77 ülkesini 29 bin þube ile ‘iþgal’ eden Starbucks, iþ fikrini Ýtalya’dan almýþtýr; ancak Ýtalya’da ilk þubesini geçtiðimiz hafta açmýþtýr. Yani, iþin baþýnda ‘kahveciye kahve satmaya çalýþmak’ gibi bir ‘risk’ almamýþtýr. Çünkü Ýtalyanlar kendi kahve kültürlerini ‘marka’ya dönüþtürmeyi baþarmýþtýr ve kültürlerine baðlýlýklarý ‘yabancý marka’ baðýmlýlýðýndan daha güçlüdür.
Ýki; Starbucks’ýn kurucusu Howard Schultz, Ýtalya’ya giriþ kararýný açýklarken, “Ýtalyanlara nasýl kahve yapacaklarýný öðretmek için deðil, tüm saygý ve tevazumuzla ‘neler öðrendiðimizi’ göstermeye geleceðiz” demiþtir. Yani, Ýtalyan halkýnýn tepkisinden çekinmiþ, bir ‘küresel dev’ olarak tepeden bakamamýþ, ‘eþit göz hizasýnda’ durmuþtur.
Üç; yanýna ‘yerli ortak’ almýþ ve Percassi þirketiyle pazara girmiþtir. Yani, ‘kazan-kazan’ ilkesine uymak zorunda kalmýþtýr.
Birçok siyasi ve ‘toplumsal’ mesaj çýkarabilirsiniz. Benim kastým þu; icat, marka ve giriþimci ancak ‘iklim’ uygunsa ortaya çýkabiliyor. Geriye ‘küresel konjonktür’ rüzgarýný arkasýna almak kalýyor.
***
Enteresan bir þekilde, bütün bunlar için ‘iklim’ hazýrlamaktan sorumlu olan siyasetten, ‘siyasi alanda’ baþarýlý bir örnek var önümüzde.
‘Trump Amerikasý’nýn politikalarýna karþý Avrupa Birliði, Rusya ve Çin’den gelen bir hamle ‘devrim niteliðinde’ öneme sahip.
Avrupa Komisyonu Baþkaný Jean-Claude Juncker, “Yýlda 300 milyar euro enerji ithalatýmýzýn sadece yüzde 2’sini ABD’den yapmamýza raðmen neden tamamýný dolarla ödüyoruz? Buna son vermeli ve euronun uluslararasý rolünü güçlendirmeliyiz” dedi.
Rusya ve Çin, dün Vladivostok’ta yapýlan Doðu Ekonomik Forumu’nda karþýlýklý ticarette ruble ve yuan kullanma kararý aldý. Ýki ülke arasýndaki ticaret hacmi ‘þimdilik’ 100 milyar dolar!
Yine dün, 160 milyar dolarlýk fonu yöneten küresel dev Bridgewater’ýn kurucusu Ray Dalio, “ABD ekonomisinin 2 yýl içinde gerilemesini, dolarýn yüzde 30 zayýflamasýný öngörüyorum” dedi.
‘Dolar yerine yerel para birimleriyle ticaret’i yýllardýr Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan dünya gündeminde tutuyor. Son 8 yýlda Türkiye’nin TL ile dýþ ticareti yüzde 2’lerden yüzde 10’lara çýktý.
Türkiye’nin bu devrimsel ‘ekonomik egemenlik’ çabasý, bugün ‘küresel rüzgar’ý da arkasýna almýþ durumda.
Dolara teslim olmak yerine ‘icat çýkarma’yý baþarmak budur.