Aptal sarýþýn olmam

Politikacý bir baba ile oyuncu annenin kýzý olan Nina Hoss ‘Evimize çok ilginç konuklar gelirdi’ diyor.

Barbara filmiyle sinema dünyasýnýn unutulmazlarý arasýna giren Nina Hoss, kasým ayýnda gösterime girmesi beklenen A Most Wanted Man filminde bu defa bir casusluk öyküsünün tam ortasýnda yer alacak. ‘Bond kýzý olmam’ diyen ünlü Alman oyuncuyla çok özel...

Alman sinemasýnýn ‘zarif kuðusu’ Nina Hoss, filmlerde canlandýrdýðý ciddi ve gizemli karakterlerin aksine esprili, eðlenceli, hoþsohbet bir kadýn. Hemen hemen bütün Christian Petzold filmlerinin yýldýzý olan Nina Hoss’u geçen yýlýn en iyi filmlerinden Barbara’nýn baþrolünde izledik. Bu yýl da Berlin Film Festivali’nde babasý Türk olan yönetmen Thomas Arslan’ýn Gold adlý filminde baþrolü üstlendi. Bu vesileyle Nina Hoss ile Berlin’de buluþtuk ve kariyerini konuþtuk.

-Christian Petzold dýþýnda bir yönetmenle nadiren çalýþýyorsunuz!

Öyle ama sadece Christian ile çalýþmýyorum. Thomas Arslan da ilginç biçimde Christian ile ayný sinema ekolünden gelen bir yönetmen. Ayrýca Alman oyuncu olarak bir western filminde oynayabileceðimi hayal bile etmemiþtim. Çok baþtan çýkarýcý, ilginç bir deneyimdi. Atlarýn bakýmýný da üstlenmek zorunda kaldýk. Genellikle çiftlikte kalýp turist gezdiren atlarla ormanda dolaþtýk. Onlar da bizim gibi yoruluyor ve bizim sýkýntýmýzý da hissedince huzursuz oluyorlar. Onlar için sakin kalmayý öðrendim. Çekimde ciddi tehlikeler atlattýk, bir keresinde orman yangýnýnýn içinden atlarla geçtik!

-Ne zaman sizi Ýngilizce bir filmde izleyeceðiz?

Gold’dan sonra Anton Corbijn’ýn John Le Caree uyarlamasý A Most Wanted Man’i çektik. Ýlk kez Ýngilizce oynadým. Philip Seymour Hoffman ve Willem Dafoe ile birlikte. Çok heyecan vericiydi.

-Peki karakteriniz Alman mý?

Evet, bütün film Almanya’da geçiyor. Philip Seymour Hoffman Alman’ý oynadý, çok eðlenceliydi! Aksan çalýþtýk. Ama harikaydý! Zaten çok takdir ederdim oyuncu olarak ama birlikte çalýþýnca daha da çok ettim!

-Nasýl bir rolünüz var?

Onun ortaðý gibiyim. Bir ofiste birlikte çalýþýyoruz. O bir casus, ben de onun arkasýný kollayan ortaðýyým.

-Bir Amerikan yapýmýnda, büyük bütçeli bir filmde oynama hevesiniz hep var mýydý?

 Bir anlamda evet. Farklý deneyimler yaþamak ilgimi çekiyor. Farklý biçimde çalýþýyorlar bu da beni eðitiyor. Onlarýn meselelere yaklaþýmlarýný, oyunculuk anlayýþlarýný öðrenmek, hazýrlýklarýný gözlemlemek çok heyecanlý geliyordu. Tam da beklediðim gibi deðiþik ve heyecanlýydý. Yakýndan bakýnca çok baský altýndalar. Rahat oynamýyorlar. Almanlar daha kendine güvenlidir.

BOND KIZI MI? ASLA!

-Bundan önce ABD’den teklif almýþ mýydýnýz?

Birkaç teklif aldým ama uluslararasý bir yapýmda her ne olursa olsun oynamak arzusunda deðildim. O projenin ilgimi çekmesi lazým.

-Bond kýzý da olmazsýnýz sanýrým, bir sýnýr çektiniz mi kendinize?

 Ha, ha, ha! Bond kýzý olmak mý!

-Benim için alt sýnýr o da!

Biliyorum! Aslýnda tersine döndürebilsek Bond kýzý da ilginç olabilir. Rolüne bakar: Bikinili aptal sarýþýn ise ilgimi çekmez ama Javier Bardem’in oynadýðý kötü adamýn kadýn versiyonu ilginç olabilir! Ki o da Bond kýzý sayýlmaz!

-Tiyatro sizin için ne ifade ediyor? Tiyatroya sadakatinizden hiç vazgeçmediniz...

 Bilmem, benim için o kadar iyi bir denge saðlýyor ki! Film yapmak öyle yalnýzlaþtýrýcý bir deneyim ki tek baþýnýza rolünüze hazýrlanýrken... Tabii konuþtuðunuz da oluyor. Ama benim için her çekim günü oyunun açýlýþ gecesi gibi. En iyi performansýn çýkmasý için hazýrlýk yapmalý... Bu hazýrlýk süreci tiyatroda bir grup tarafýndan yapýlýr. Tartýþýrsýnýz, hata yaparsýnýz, baþarýsýzlýða uðrarsýnýz, her seferinde baþa dönebilirsiniz. Karakterler, ilgimi çeken meseleler hakkýnda çoðu þeyi tiyatroda öðreniyorum. Tiyatro, sinema yapmam için beni besliyor.

BABAM HEP ‘ÝÇERÝK’ ARADI

-Babanýz bir politikacýydý, anneniz ise oyuncu. Siz büyürken nasýl oldu da oyunculuðu seçtiniz?

 Ýnanýlmaz derecede ilginç bir çocukluðum oldu. Her daim bir þey olurdu. Evde hep bir tartýþma ortamý vardý. Çok ilginç konuklarýmýz olurdu. Tiyatroya ise bebekliðimden beri gidiyorum. Hep çok sevdim ve içinde büyüdüm. Herhalde bu yüzden iþimle bir þey anlatmaya çalýþmam, sadece ünlü olma peþinde koþmamam bundan. Yaptýðým iþ bir anlam ifade etmeli. Babam her yaptýðýmýn bir içeriði olmasý gereðini belirledi belki de....

-Barbara’nýn dünya çapýndaki üstün baþarýsý sizi nasýl etkiledi?

On yýldýr çalýþýyoruz Christian ile ve hep daha iyiye gidiyoruz. Ýzleyenlerin bu çalýþmamýzýn karþýlýðýný vermesi de çok tatmin edici. Bu konunun yabancý ülkelerde ilgi çekeceðinden emin deðildim ama Fransa’da, Brezilya’da ve ABD’de bile gayet iyi karþýlandý. Bizim için bir ödül oldu. Ziyaret ettiðimiz ülkelerde, gelen sorularda, Alman tarihine karþý ilgi seziliyordu.

BARBARA’DAN FARKLIYIM

-Barbara ve Gold, Alman tarihine dair filmler. Siz de o tarihin bir parçasýsýnýz. Bu filmler ve tarih arasýnda nasýl bir iliþki kurdunuz?

Gold filmini biraz daha uzak buluyorum tarihe ama bugünkü krizin nasýl biteceðini beklerken altýn arayanlar hakkýnda bir film ilginç tabii! O insanlarýn bitmeyen umudu, o yola niye çýktýðýnýzý bile unutacak hale gelmiþken, belki hiç altýn bulamayacaklarý halde yola devam etmeleri, o yolculukta deðiþmeleri baþlý baþýna bir baþarý. Daha özgür, daha kendine güvenli ve olgun hale geliyorlar. Barbara, Alman tarihinin hiç bilmediðim bir tarafý... Oysa ben büyürken bize paralel bir süreçti! O ülkede nasýl yaþýyorlar, ne hissediyorlar bu filmle öðrendim.

-Christian’ýn filmlerinde hep heimat/ memleket duygusu vardýr. Karakterler ait olduklarý yeri ararlar. Özellikle Almanlar Almanya’nýn ne olduðunu anlamaya çalýþýr. Wolfsburg’dan beri öyledir. Barbara’da doruða çýktý bu. Sanki siz de onun filmlerinde yerinizi buluyorsunuz. Sizin rolünüzde bir baþkasýný düþünemez haldeyiz...

Aslýný isterseniz, hiç de öyle deðil... Ama Christian öyle düþünüyor! (Kahkahalar!) Belki benim imajýmýn ona hissettirdiði budur. Ama ben hiç Barbara ya da Laura ya da Yella gibi deðilim. Dediðim gibi Christian öyle düþünüyor ve ben de bað kurabiliyorum o karakterle. Çünkü onun meselelere yaklaþýmý, onlarý gözlemleme biçimi bana çok yakýn.

RÝSKLÝ BÝR YENÝ FÝLM ÇEKÝYORUZ

-Sizin temel farkýnýz nedir canlandýrdýðýnýz karakterlerden?

Christian’ýn filmlerindeki karakterler kadar mücadele etmem, bir savunma duvarý inþa etmem gerekmiyor. Gerilim yaratmak için gerekli bunu yapmalarý ve sorunlarý olmasa ilginç de olmazlar. Ama ben olsam farklý biçimde çözümlerim meseleleri. Onun karakterlerinden daha hafife alýrým her þeyi! (Yine kahkahalar!) Bu yýl yeni filmimizi de çekeðiz! Þimdiden hazýrlandým rolüme. Senaryo yazýmýnýn deðilse de öykü kurgusunun içinde yer alýyorum. Sayfa sayfa okuyorum senaryo yazýldýkça. Gereken kitaplarý da okuyorum böylece. Çekime hazýrlanmak için acele etmem gerekmiyor.

-Deðiþik bir karakter mi olacak bu kez?

Biraz öyle olmasýný umuyoruz. Çok cüretkar ve çok riskli bir film. Bu yüzden çok seviyorum. Film janrlarýnýn karýþýmý olacak.