"Ara dönem” tanýmlamasý, Baþbakan Erdoðan’a ait. Baþbakan, gazetecilerle buluþtuðu her ortamda, bir, Cumhurbaþkanlýðý üslubu, iki, kendisinden sonraki baþbakanýn kimliði üzerine sorularla karþýlaþýyor.
Cumhurbaþkanlýðý üslubu üzerine mesela, son açýklamasý, “Baþbakan’ýn koltuðuna oturmama” ama “MGK’da olduðu gibi zaman zaman Bakanlar Kurulu’na baþkanlýk etme” çerçevesinde oldu. “Milletin seçtiði Cumhurbaþkaný ile milletin seçtiði Baþbakan’ýn birlikte ve etkin biçimde çalýþacaðý” sözleri de Tayyip Bey’in Çankaya profilini resmediyor. Tayyip Bey’in kendisini “Teamülller”le deðil, “Anayasal çerçeve” ile baðlamasý da sonuçta “sýnýrlar”a iliþkin bir duyarlýlýðýn ifadesi. Belli ki, göç yolda düzülürken þayet seçilirse Cumhurbaþkaný Erdoðan ile Baþbakan ....(?)’ýn iliþkileri rayýna oturacak. Tahmin edilebilir ki “Ahenksizlik” Tayyip Erdoðan’ýn da isteyeceði bir þey deðil. Baþbakan biraz Tayyip Bey’e göre duruþ belirleyecek, Tayyip Bey “ahenksizlik beklentisi”ni beslememe hassasiyetini kuþanacak ve bir denge bulunacak.
Denge bulunacak da, bu noktada Baþbakan’ýn kimliði de hayati önem taþýyor. Herkes, þu ana kadar Tayyip Bey tarafýndan konulan iþaret taþlarýna göre bir kiþileþtirme çabasý sergiledi.
- Baþbakan ile parti baþkaný ayný kiþi olsun.
- Üç dönemden vazgeçilmesin.
- Erken seçim olmasýn.
Bu üçü bizzat Tayyip Bey tarafýndan seslendirilmiþ bulunuyor.
Bir de Baþbakan’ýn milletvekili olmasý anayasal þartýný dikkate aldýðýmýzda, bir tür “olmayana ergi” metodu ile kimler olamayacak sorusunun cevabý çýkýyor.
Davutoðlu bunlara “Geçici olmasýn” görüþü ile yeni bir madde ilave etmiþ idi. O da 2015 sonrasýna iliþkin bir tanýmlama niteliði taþýyordu.
Baþbakan Erdoðan, basýn mensuplarýyla son buluþmalarýnda yaþanacak süreci anlatýrken bir “Ara dönem” sözü etti. Anlaþýldýðý kadarýyla ara dönem, kendisinin Cumhurbaþkaný seçilmesinden ve bunu takiben, parti baþkanlýðýndan ve baþbakanlýktan ayrýlmasýndan baþlayýp, 2015 genel seçimlerine kadar geçen dönemi kapsýyor. Bu ara dönem, bir þekilde Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün siyasi geleceðini de ilgilendiriyor.
Baþbakan A Haber’deki programda Mehmet Barlas’ýn sorularýný cevaplandýrýrken, süreci, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül’ün durumunu da içerecek biçimde þöyle özetledi:
- Seçilme halinde 28 Aðustos’ta mazbata alýnacak. Yemin edip, resmen Cumhurbaþkaný olunacak. Parti baþkanlýðý bitecek. Bir Baþbakan atanacak. Parti 45 gün içinde genel kurul yapacak ve baþkanýný seçecek. 2015’e kadar ara dönem böyle devam edecek.
- Tabi ben hep þu tehlikeden korktum, yani insan olarak hepimiz nefis taþýyoruz, yani birilerinin tahriki, birilerinin teþvikiyle, yani Allah muhafaza böyle bir yanlýþýn içine düþülebilir ki bu çok büyük bir tehlike olur. Bundan parti de kaybeder, ülke de kaybeder. Cumhurbaþkanýmýzla bu konularýn hepsini A’dan Z’ye görüþtük. Ama þu anda bizim için en önemli dönem þu ara dönem. Bu ara dönemin de süresi zaten 10 ay. 10 aylýk süreden sonra zaten cumhurbaþkanýmýzýn siyasete geri dönme gibi bir arzusunun olmasý halinde buna AK Parti içinde kimse ‘Niye dönüyorsun’ demez, ‘dönme’ demez. Böyle bir þey zaten mümkün deðil. Ama ara dönem için böyle bir tahrik olayýnýn içine birilerinin girmesini doðrusu yanlýþ bulurum.”
“Ara dönem” ifadesi, bir bakýma, “Geçici baþbakan” formülünü hatýrlatýyor ve bu dönem için, mesela “Üç dönem çerçevesi”ne giren birisinin de Baþbakan olabilmesini imkan dahiline sokuyor.
Burada bir soru þu: Acaba Baþbakan’ýn atanmasý, parti kongresinden önce mi olacak, sonra mý, bu ara dönemde parti baþkaný ile baþbakanýn ayný kiþi olmasý görüþü devrede olacak mý, parti baþkanlýðýna seçilecek kiþi, üç dönemlikler arasýnda bulunursa nasýl bir geliþme söz konusu olacak?
Tabii bütün bu süreçte, Tayyip Bey’in süreci nasýl etkileyeceði sorusu da büyük önem taþýyor.
Belli ki Tayyip Bey, Baþbakanlýðý, Cumhurbaþkanlýðýný, Ak Parti’nin her türlü halini, bir “Dava ekseni”nde deðerlendirdiðini her fýrsatta açýklýyor. Çankaya’ya çýktýktan sonra da, Ak Parti’nin nasýl bir seyir takip edeceði ile en sýcak biçimde ilgilenmesi tabii. Dolayýsýyla yeni genel baþkan, baþbakan, 2015 seçimleri ve sonrasý... hep kurgulanmayý gerektiriyor ve bunun, parti kadrolarýyla ahenk içinde yapýlabilmesi gerekiyor. Bunun için de, parti bünyesinde gerçekten o “Dava” hassasiyetini yaþayan ve diri tutan paydaþlarýn olmasý gerekiyor.
Gerçekten çetin sýnavlar bunlar. “Nefislerin devreye girmesi” evet, en büyük tehlike. Büyük sýnavý Ak Parti yaþýyor, yaþayacak. Hele dün Tayyip Bey’in Ak parti grubundaki tarihi vedasýndan sonra...