Arabuluculuk lütuf deðildir

Milliyet gazetesinin dün manþetten verdiði habere göre ABD Dýþiþleri Bakaný Kerry hafta sonundaki Ýstanbul ziyaretinde muhataplarýndan Hamas’ý barýþa ikna etmelerini istemiþ.

Haber doðruysa, daha doðrusu bu bilgi ziyaretin aðýrlýk noktasýný oluþturuyorsa, baþka bir deyiþle Milliyet editörleri Kerry’nin ajandasýnda yer alan bir konuyu hoþ görüneceði için manþete taþýmadýysa, Aslý Aydýntaþbaþ imzasýyla çýkan yazý önemli.

Çünkü Amerika Suriye’den çok Filistin soruna öncelik tanýyacak, Suriye krizinin gölgesinde Filistin sorununu çözmek için harekete geçecek, aðýrlýðýný Suriye’ye müdahale yerine Filistin diplomasisine verecek demektir.

Bunun bölge ve Türkiye için ne gibi sonuçlar doðuracaðýný þimdiden kestirmek kolay deðil. Ama belli ki Amerika Türkiye’den Filistin sorununun çözümü için destek istiyor, bölgedeki ve özellikle de Hamas üstündeki etkisini kullanmasýný arzu ediyor.

Türkiye isterse etkisini gerçekten de kullanabilir. 2009 Davos geriliminden bu yana Gazze’de Türkiye’ye karþý müthiþ bir sempati var. Mavi Marmara olayý ve Ýsrail ile barýþma sürecinin yönetiliþ biçimi bu sempatiyi ziyadesiyle arttýrdý.

***

Türkiye gerektiðinde Gazze’de kendisine duyulan sempatiyi, gösterilen teveccühü siyasi etkiye tahvil edebilir, aðýrlýðýný çözüm ve iki Filistin’in birleþmesinden yana koyabilir.

Zaten geçtiðimiz günlerde Kahire’de yapýlan seçimlerde Ýsmail Haniye karþýsýnda Halit Meþal’in Hamas liderliðini bir kez daha kazanmasý çözüm, barýþma ve birleþme umutlarýný güçlendirdi.

Tüm bunlarýn ötesinde 10 küsur yýl sonra Amerika’nýn Filistin sorununun çözümünü önemsemiþ olmasý hem Türkiye’nin, hem de çözüm isteyen tüm diðer bölgesel aktörlerin elini güçlendirecek, ikna kabiliyetini arttýracak nitelikte.

Görünen o ki epeydir öldü sayýlan “Arap Barýþ Teþebbüsü” Obama’nýn ikinci kez iktidara geliþi sayesinde canlanacak. Arap dünyasýnda esen deðiþim rüzgârlarý bu teþebbüsün hayatiyet kazanmasýna yardýmcý olacak.

Amerika samimiye benzer. Sanki sorunu çözmek, bölgenin daha fazla istikrarsýzlaþmasýna engel olmak istiyor. Ama acaba Ýsrail samimi mi, çözüm istiyor mu?

Netanyahu Yahudi yerleþim birimlerinin geniþlemesini, yenilerinin inþa edilmesini durdurmaya hazýr mý? Yoksa 14 Kasým 2012’de yaptýðý gibi çözüme razý Hamas liderlerini hedef listesine koyup, insansýz uçaklarýyla havaya mý uçuracak?

Sakýn Ýsrail Halit Meþal’e Ahmet Caberi’ye yaptýðýný yapmasýn? Onu da arabasýnda roketlerle vurmasýn?  Bence bu sorularýn cevabý verilmeden Hamas’ýn barýþtýrýlmasý için Türkiye’nin araya girmesinin anlamý yok.

Amerika, hem bölgeye, hem de dünyaya Ýsrail’i ikna edebileceðini, Ýsrail’e teslim olmayacaðýný, Netanyahu Washington’a geldiðinde Obama’yý mahcup edecek konuþmalar yaptýðýnda hareketsiz kalmayacaðýný göstermek zorunda.

Ýsrail ile Türkiye tabii ki barýþmalý, iliþkiler tabii ki normalleþmeli. Büyükelçiler atanmalý, ticari iliþkilerde geliþmeli, toplumsal temaslar güçlenmeli. Ýki devletli çözüm desteklenmeli, Hamas ile El Fetih’in barýþmasýna destek verilmeli. Katar’a, Mýsýr’a yardýmcý olunmalý.

Ancak Türkiye etkin Amerika garantisi almadan, aldýðý garantinin saðlam olup olmadýðýný anlamadan arabuluculuða, kolaylaþtýrýcýlýða, iki tarafý barýþ için bir araya getirmeye, öncü rolü oynamaya, daha doðrusu Arap dünyasýndaki kredisini Ýsrail’in samimi olmadýðý bir anda kullanmaya kalkýþmamalý.

***

Çünkü o krediye bizim de, bölgenin de, Ýsrail’in de çok ihtiyacý var. Bu yüzden kredi zamanýnda ve yerinde kullanýlmalý, Türkiye Hamas’ý, ama asýl önemlisi Arap dünyasýný hayal kýrýklýðýna uðratmamalý.

Türkiye’nin bazýlarýnýn zannettiði gibi arabuluculuk ya da kolaylaþtýrýcýlýk unvanýna gereksinimi yok. Türkiye için önemli olan bölgesinin istikrarý ve kendi siyasi aðýrlýðýdýr. O aðýrlýk zor kazanýlmýþtýr, dikkatle harcanmalýdýr.

Kaldý ki 2008 yýlýnýn Aralýk ayýnda yaþadýðýmýz cinsten bir gerilime, Ýsrail’le olan iliþkilerin yeniden dibe vurmasýna da tahammülümüz kalmadý. Bir krizi daha kaldýramayýz.

Arap dünyasýnda bu kadar güçlü sarsýntýlarýn yaþandýðý bir zamanda Ýsrail fýrsatçýlýðýnýn bedeli herkes için çok aðýr olur. Hiç birimiz o bedeli ödemek istemeyiz. Amerika bile...