Araftaki Zafer (1) Kamiþlo, Kobanê Þehir de, Diyarbakýr, Mardin Tavuk Kümesi mi?

Yeni bir durumla karþý karþýyayýz. PKK, yurt içinde askeri olarak yenilgiye uðratýldý.Kamusal alanda PKK ve PKK ile birlikte hareket eden kurum ve kuruluþlar ciddi biçimde itibar kaybetti. 2013 yýlýnda çözüm süreciyle birlikte þekillenen siyasi Konjonktür bütünüyle sona erdi.Hiç kuþkusuz bu PKK’ya karþý kazanýlan bir zafer. Ama ‘’Arafta’’ asýlý duran bir zafer. Henüz gerçek toplumsal dinamikleriyle buluþmuþ deðil. Bu meseleyi uzun uzun anlatmaya çalýþacaðým. Ama önce HDP ilgili gerçeklerin altýný kalýn kalýn çizmeliyim.

 22 Ekim’de HDP, DTK, DBP ve KJA hep birlikte ‘’halktan’’ deðil, düpedüz PKK’den özür dilediler. Hendek savaþlarýna Kürt halký itibar etmedi. Katýlým göstermedi.

 Eðer halk hendek/barikat vahþetine katýlým göstermemiþse, eðer halk ölmeye öldürmeye, güle oynaya itibar göstermemiþse, herhalde bu özür halktan deðil ancak ve ancak PKK’den dilenen bir özür olur. Zaten durumda bundan baþka bir sonuç doðurmadý.

Hendek savaþlarýný daha da derinleþtirip, daha da kanlý hale getiremedikleri için PKK’dan özür dileyen HDP, DTK, DBP ve KJA açýkça suç iþlemiþ olmuyorlar mý?

Sadece suç iþlemiþ olmuyorlar ayný zamanda þiddet de uygulamýþ oluyorlar. Fransýz sosyolog Pierre Bourdieu’nun ifade ettiði ‘’simgesel þiddetin’’ daniskasýný uygulamýþ oluyorlar. Bourdieu’ya göre ‘’simgesel þiddet, meþru sayýldýðý için genellikle þiddet olarak kabul edilmeksizin varlýðýný sürdürür’’.

 HDP, PKK adýna Kürt halkýna simgesel þiddet uyguluyor. Halkýn teveccüh göstermediði bir eylem için ‘’halk’’ adýna PKK’den özür diliyor.

HDP bu durumun bir suç olduðunu bilmiyor mu? Elbette biliyor. Ama ne de olsa onlar mahkemeleri tanýmýyor! Dokunulmazlýklarýnýn kaldýrýldýðý gün ilan ettikleri gibi mahkemelere ‘’kendi ayaklarýyla ‘’ gitmeyecekler.

 Peki ama neden Meclise gidiyor da Mahkemelere gitmiyorlar.

 Týpký Meclis gibi mahkemeler de bu devletin yasal kurumlarý deðil mi?

O meclisin verdiði maaþý almayý bilen herkes o mahkemelerin davetine icabet etmek zorundadýr. Asgari ‘’ahlaki tutarlýlýk’’ bunu gerektirir. Ama ahlakýn en son uðradýðý semt galiba HDPdir.

Türkiye Kürtleri ve bir bölüm Türkler HDP’ye mevcut ‘’ çözüm sürecinden’’ bir çözüm çýkarmak için 7  Haziran’da oy verdi ve barajý aþmalarýný saðladý. HDP ne yaptý? ‘’Seni Baþkan yaptýrmayacaðýz’’ diyerek çözüm sürecinin mimar ve mucidi olan partnerini elinin tersi ile kenara gitti. Çözüm sürecini birlikte yürüttüðün partnerine ‘’seni baþkan yaptýrmayacaðýz’’ demek aslýnda çözüm sürecini dinamitlemek demektir.

 Seni baþkan yaptýrmayacaðýz demek sana mý kalmýþtý? Sen neden çözüm sürecine odaklanýp oradan ihtiyaç duyduðun haklarý almak yerine, Kýymeti kendinden makul Türk solunun peþine düþüp çözüm sürecini berhava ediyorsun?

 Çözüm süreci neden dinamitlendi? Rojava için.

Yahu sana oy veren Türkiye Kürtleri; sen, neden Rojava için Türkiye Kürtlerinin hayatýný ve siyasetini feda ediyorsun?

Rojava’da Kamýþlo,Kobanê, Afrin þehir de, Türkiyedeki Diyarbekýr, Mardin, Batman Tavuk Kümesi mi?

Kamýþlo’da Kobanê de yaþayanlar Ýnsan da Diyarbekýr ve Mardin de yaþayanlar ‘’Gerçüþ þalgamý’’ mý?

 Rojava’da 1.5 milyon Kürt varsa Türkiye’de 12 Milyon Kürt var. Rojava’da sanayinin s’si geliþmemiþken, Diyarbakýr’daki sanayi odasý senin kontrolun altýnda.

6 milyon oy, 80 milletvekili, 113 yerel yönetim ve yüzlerce sivil toplum kuruluþu ile siyasete odaklanýp, siyasetin manevra alanýný geniþletmek dururken þiddete fetva çýkarmak, PKK’yi PKK yapan en eksiksiz mantýðýdýr. Çünkü PKK kendini dönüþtüremediði için her yeri kendine benzeterek, dað baþýna dönüþtürmeye çalýþýyor.

(Devam edeceðim)