Aramýza hoþgeldin zerdeþt..

Hayatýmýzdaki bütün Pazarlardan farklý bir Pazardý.

Zerdeþt’i 8-10 saat süreceðini bildiðimiz bir ameliyata hazýrlamak için sabah erkenden hastanenin yolunu tuttuk. Yazlarý Midyat’ta, Keferhavar köyünde, kýþlarý da bizlerle beraber geçiren dedemizi saymazsak, 1992’den beri Ankara’da yaþayan dört kiþilik bir aileyiz biz.

Ben, annemiz Canan, ablamýz Hiwa ve onu tanýyan herkesin bir anda oðlu, kardeþi, abisi, kýsacasý sevgilisi olmayý baþaran biricik oðlumuz Zerdeþt.. 

Hastaneye giderken o kadar kalabalýktýk ki, insanýn bu manzara karþýsýnda duygulanmamasý, konuþamýyor ve yazamýyor olmasýna raðmen, Zerdeþt’in insanlarla kurduðu iliþkinin yarattýðý güçlü  sevgi dünyasýna þaþýrmamasý imkansýzdý.

Oraya gelen herkesin inanýn geliþ sebebi ben ve annesi deðildik. Ýnsanlarýn Zerdeþt’i bu zor gününde yalnýz býrakmamasýnýn yegane  sebebi, onu tanýmýþ olmalarý ve hayatýnýn inanýlmaz zorluklarýna az çok tanýk olmalarýydý.

Güven Hastanesinin lobisi daha önce böyle bir manzaraya þahit oldu mu bilmiyorum.

Lobi’yi iþgal etmiþ gibiydik. Yasin okuyanlar bir yanda, ellerini açmýþ Allah’a dua edenler ve gözleri aðlamaklý olanlar  bir yanda..

Yaþamak insanýn hayattan beklediði þey deðildir, hayatýn mümkün kýldýðýný sevebilmek ve mümkün olana alýþmaktýr, belki de razý olmaktýr, bunu bir kez daha öðrendim.

Canan’ýn bir ara ,’Allahým onu bana baðýþla, gözlerini açýp bana baksýn, baþka bir þey istemiyorum ‘ dediðini duyduðumda aklýmdan geçen buydu benim.

Bir arkadaþým anlatmýþtý, Baran Dursun’un bir kontrol noktasýnda üç yýl önce Ýzmir’de vurulduktan ve bitkisel hayata girdikten sonra, odasýna girip oðlunun ölümcül halini gören babasý  Mehmet Dursun,’Allahým demiþti, oðlumu bu halde de olsa bana baðýþla, evin bir odasýný ona ayýrayým ve bir ömür boyu oðluma yatakta bakayým’ demiþti.

Þimdi de Canan benzer bir duyguyu ifade ediyordu ve bir anne olarak, Oðlunun felç olmasýna bile katlanabilecek ama gözlerini ebediyen yummasýna asla razý olmayacak bir ruh hali içindeydi.

Ama çok þükür Zerdeþt bugün hem yaþýyor, hem eskisinden daha iyi durumda. Felç olmadý ve kalkmamasý bir ihtimal olan, ameliyat masasýndan kalktý ve hayata yeniden göz kýrptý. Dört kaburgasý alýndý ve bu kaburgalar ufaltýlarak omurgasýna bir çeþit fizyon yapýldý.

Bu hayati ameliyatý deðerli üç meslektaþý, Prof. Dr. Mustafa Özdemir, Prof. Dr. Aðahan Ünlü ve Prof. Dr. Mehmet Oral’la birlikte gerçekleþtiren sevgili Hocamýz Prof. Dr. Tarýk Yazar ilk bilgileri  vermeye baþlayýnca,  Canan sordu hemen:

-Hocam Zerdeþt’in kaburgalarýný ne yaptýnýz?

-Ne yapacaksýnýz Zerdeþt’in kaburgalarýný?

-Hatýra olarak saklamak isterdim hocam

Tarýk Hoca’nýn cevabý herkesi gülümsetti:

-Saklayamayacaksýnýz çünkü biz o kaburgalarý kullandýk!

Zerdeþt’in Skolyozu önemli oranda düzeldi. Düzelince de boyu uzadý. Henüz ölçmedik, ama tahminimiz 5-10 santim  arasý bir uzama olduðu.

Ameliyatý gerçekleþtiren deðerli ve sevgili hocamýz Prof. Dr. Tarýk Yazar en az bizler kadar sonucu merak ediyordu. Yirmi yýldýr en baþarýlý ameliyatlara imza atmýþ bir bilim adamý belki de ilk kez alacaðý sonucu en az bizim kadar merak ediyordu.

Tarýk Hocalar iyi ki varlar bu ülkede. Bu kadar  deðerli bilim insanýnýn yetiþtiði bir ülkede yaþamak büyük bir þans ve büyük bir onurdur.

Ameliyat odasýna Zerdeþt’i götürdüklerinde yanýndaydýk. Dr. Mehmet Oral Hocamýzýn odada yaptýðý iðne etkisini göstermiþti, gözleri kapanmak üzereydi. Ama ameliyat odasýna girerken elini hafifçe kaldýrýp bizi selamlamayý da ihmal etmedi. Ameliyathanenin kapýsý kapandý. Üst kata çýkmak için asansörlere yöneldik. Asansörün kapýsý kapanmak üzereyken Tarýk Hoca’nýn çaðýrdýðýný söylediler. Yeniden ameliyathanenin kapýsýna yürüdüm. Tarýk Hoca orada bekliyordu. Yanýna vardým. Hüzünlü bir yüz ifadesiyle bana baktý ve þöyle dedi:

-Allah hepimizin yardýmcýsý olsun..

Bu sözleri söylemek için ameliyathanenin kapýsýna  geri dönmesi, belki de bizi herhangi bir kadersizliðe hazýrlamak içindi diye düþündüm ve korktum.

Ama korktuðum hiçbir þey olmadý.

Tarýk Hoca, yedi saat sonra ameliyathaneden telefon etti ve ‘hepimize geçmiþ olsun, umduðumuzdan da iyi oldu’ dedi.

Engellilik problemleri  olmazsa, riskleri de o oranda azalacak bir ameliyattý bu.  Epilepsi hastasý olmasý, konuþamamasý ve derdini anlatamamasý büyük bir sorundu.Bu bir yana,  ailece, saðlýk alanýnda  yaþanan sorunlarýn derinliðini öðrenme fýrsatý bulduk. Bu sorunlarý yazmayý düþünüyorum, belki düzelmesine faydasý olur ve baþkasý yaþamak zorunda kalmaz.