Mýsýr halký darbeye boyun eðseydi , Arap baharýnýn sonuna mý gelindi sorusu daha sýk duyulacak, Hüsnü Mübarek dahil, Arap baharýyla baþlayan süreçte iktidarýný kaybeden anlý þanlý diktatörlere aðýtlar yakýlacak, eski zamanlarý özleyenler çoðalacak ve Ýslam’ýn demokrasiyle sýnavýnda baþarýsýz kaldýðý ilan edilecekti.
Darbeci kumaþ anlaþýlan dünyanýn her yerinde ayný iplikten dokunuyor.
Taksim-Gezi’de baþlayan eylemlerin daha ilk günlerinde, Baþbakan’ýn aday olma hakký bile kalmadý diye yazanlar, zafer sarhoþluðuna kapýlanlar, bu defa da Mýsýr’a da ayný üslup ve ayný mantýkla yaklaþtýlar.
Mursi, iktidara geldiði bir yýl içinde asker-sivil bürokrasinin güçlü direniþiyle karþýlaþtý.
Seksen beþ yýl boyunca devlet kurumlarýndan dýþlanan ve hiçbir iktidar deneyimi olmayan bir siyasi hareketin-Müslüman kardeþlerin-Mýsýr’ýn geleneksel vesayet kurumlarýný bir yýl içinde demokratikleþtirebilmesi mümkün görünmüyordu.
Mursi ve Mursi’nin temsil ettiði meþru yönetimin devrilmesi, 1974’te CIA’in örgütlediði bir darbeyle iktidarý elinden alýnan Þili devlet baþkaný sosyalist Salvador Allende’yi hatýrlatýyor. Allende’nin sosyalist bir lider olarak, devrim yoluyla deðil, seçimle baþa gelmesi, Latin Amerika’nýn diktatörlükle yönetilen diðer ülkeleri için önemli bir deneyim olmuþtu.
Bu deneyim, diktatörlerle iþbirliði içinde olan ABD yönetimini rahatsýz ediyordu, çünkü Þili’nin barýþçýl sosyalizminin Latin Amerika’nýn diðer ülkelerine örnek olmasý istenmiyordu. Kamyoncularýn greviyle baþlayan sözüm ona halk direniþleri Allende’nin cesur bir þekilde darbecilere karþý direnmesi ve hayatýný kaybetmesiyle sonuçlandý.
ABD böylece Latin Amerika’da bir otuz yýl daha zaman kazandý. Ama ayný zamanda, sosyalizmin sandýktan çýkabileceðine dair düþüncenin de ne Latin Amerika’da ne de dünyanýn baþka bir yerinde hükmü kaldý.
Batý dünyasý Arap Baharýyla baþlayan ve ýlýmlý Ýslam’ý iktidara taþýyan süreçlerden ve siyasi tecrübelerden memnun deðil. Müslüman kardeþlerin eliyle gelecek demokrasi, ayný zamanda Batý’nýn oryantalizmine karþý aþýlý bir demokrasi olacak, bu açýkça ortada.
Batý’nýn Arap Baharý’ndan beklediði Erdoðan benzeri siyasi liderlere yenilerinin eklenmesi deðildir. Kim ne derse desin Batýlýlar, Arap baharýnýn baþlattýðý deðiþimleri can sýkýcý bulmaya baþladýlar. Darbeye darbe diyememeleri bundandýr.
Bizde ise tuhaflýklardan geçilmiyor. Taksim-Gezi’de kapýldýklarý erken zafer sarhoþluðunu ayný þiddette Mýsýr’daki darbe için gösterenler, ikinci kez bozguna uðramýþ gibiler. Mýsýr halký devrimi yedirmeyecek bu kesin artýk. Tahrir meydaný boþalýyor. Bizdekiler, bu kadar erken boþalmasýný beklemiyorlardý her halde. Gitmeye hazýrlanýyorlardý belki de. PKK’liler geri çekilirken de peþlerine düþmüþ, ‘Erdoðan’a güveniyor musunuz, þunlar þunlar yapýlmazsa geri döneceksiniz deðil mi’ türünden mide bulandýran sorular sormuþlardý. Tahrir için de sorularý çoktan hazýrdý :
Mursi’ye güveniyor musunuz? Mursi madem reformlarý yapamadý, darbeyle gitmeyi hak ediyor deðil mi? Türk halkýnýn gönlü sizinle, dünya aleme demokrasinin sandýktan çýkmak olmadýðýný gösterdiniz vallahi, biz hala gösteremedik yazý ki!..
Tahrir’in balonu erken patladý da bizimkiler gidip Tahrir’in nabzýný bu sorularý sorup ölçemediler.
Biliyorsunuz çözüm süreci baþladýðýnýn daha ilk haftasýnda, Hakkari’ye, Diyarbakýr’a, Kandil’e gitmiþ ve Kürt halkýnýn her nedense barýþtan yana atmayan nabzýný maþallah bir gün içinde ölçüp gelmiþlerdi.
Kemalistler ve beyaz Türkler asla böyle bir þey yapmadýlar. Ne Özkök yaptý ne Can Dündar. Kemalistlerin bu ülkede hala savaþ istediklerine inanmýyorum.
Açýktan savaþ isteyemeseler de barýþa takoz koyanlar, bir eli Kürt siyasetinde bir eli Batý’da olanlardýr.
Ýslami medyada yazan bazý dostlarýn, bu yeni ‘toplumsal mühendisleri ‘ görmezlikten gelip, memleketi sarsan fýrtýnalarýn baþladýðý zamanlarda susup, dindiði anlarda ve tehlike geçince de, Ertuðrul Özkök ve Can Dündar’ý ikide bir aðýzlarýna dolamalarýnda bir samimiyet bulmuyorum.
Ucuz ve maliyeti olmayan bir cesaret bu. Ama Ýslami kesimde Özkök ve Dündar’a eleþtiri yöneltmenin hala para ettiðini göstermesi bakýmýndan da son derece ilginç. Sizin silahýný alýp giden gerillaya, geri dönmesi için günlerce daðlarda kalýp adeta yalvaranlara, Taksim-Gezi oldu diye, Baþbakan’a ‘yurt dýþýndan geri gelmesen de olur, ama gelsen bile, sakýn sokaða çýkma, aday olma, haklarýn bitti’ diye yazanlara, Kürt aydýnlarýný hainlikle suçlayanlara söyleyecek sözünüz eleþtirecek cesaretiniz var mý, ondan haber verin.. Entelektüel zemini boþ laflarla meþgul etmeyin.