Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn Mali, Moritanya, Senegal’i de kapsayan Kuzey batý Afrika turunun ilk ayaðý olan Cezayir’deyiz.
Türkiye’nin bu coðrafyaya ilgisi ne yazýk ki son 10 yýla kadar yeterli düzeyde olmadý. Hatta zamanýn siyasi-askeri elitleri Fransa ile iliþkilerimizin zarar görmesinden çekindikleri için Fransýz sömürgesinden baðýmsýzlýðýný kazandýðýnda Cezayir’i devlet olarak tanýma konusunu aðýrdan aldý.
Fransa 2. Dünya Savaþý’nýn aðýr tahribatýna raðmen sömürgelerinden çekilmekte direnmiþ ve 1.5 milyon Cezayirliyi katletmek suretiyle Hitler’in Avrupa’da yaptýðýnýn benzeri bir soykýrýma imza atmýþtý.
Cezayir bundan dolayý, eski sömürgeleri arasýnda Fransa’ya en mesafeli ülke.
Fransa’nýn, 1.5 milyon Cezayirliyi katlettiðini asla kabul etmeyip, 1915 olaylarýný soykýrým olarak ilk kabul eden ülkelerden olduðunu da hatýrlatalým.
***
Kuzey Afrika ülkelerine giden herkesin ilk izlenimi, 300-400 yýl buralarda hüküm süren Osmanlý’nýn izlerinin, ardýndan gelen Fransýz sömürge döneminde hýzla silindiði olacaktýr.
Fransýzcanýn ve laik devlet kurumlarýnýn yerleþtirilmesi, ülkede sadece ekonomik deðil kültürel ve dini hayatta da çok ciddi tahribatlara yol açmýþ.
Cezayir, milli kimliðini oluþturma konusunda diðer ülkelerden daha gayretli olmuþ.
Baðýmsýzlýktan sonra Fransýzcanýn yerine Arapçanýn eðitim dili haline getirilmesi ve eðitimin millileþtirilmesi Fransa etkisini kýrmýþ.
Bugün hala yabancýlarýn okul açmalarýnýn önünde ciddi engeller var.
Tunus ile karþýlaþtýrýnca bu özellikler daha farkedilir hale geliyor.
***
Türkiye’nin buradaki varlýðý da diðer Kuzey Afrika ülkelerine kýyasla daha iyi. Bunda Cezayir’in ekonomik açýdan komþusu ülkelere göre daha iyi konumda olmasýnýn etkisi büyük. Bu durum, Cezayir ile ticaretimizin yaný sýra burada üretim yapan hatýrý sayýlýr Türkün olmasý, ayný zamanda ülkenin Türkiye’ye yaklaþýmýndaki sýcaklýðý ve iþbirliðine açýklýðýyla da ilgili.
Tunus, devrimden sonra dahi Burgiba elitleri yönetimde aðýrlýk sahibi olmaya devam ettiðinden, hala yüzü Fransa’ya dönük bir ülke. Cezayir ise daha Türkiye dostu bir ülke. Halkýn Türkiye’ye olan sempatisi ise her iki ülkede de oldukça yüksek düzeyde.
***
Cezayir’in bir avantajý da Mýsýr, Libya ve Tunus’un yaþadýðý Arap Baharý sürecini 90’larýn baþýnda yaþamýþ ve bugün artýk sorunlarý olsa bile demokratik seçimleri tecrübe etmeye baþlamýþ olmasý.
90’larýn sonuna kadar devam eden iç savaþ tecrübesinin, Cezayir için Arap Baharý sürecinde frenleyici bir etki yapmýþ olma ihtimali yüksek.
1988’de baþlayan büyük halk isyaný, yeni anayasa ve çok partili hayata geçiþin ardýndan týpký Mýsýr ve Tunus’ta olduðu gibi yapýlan ilk serbest seçimlerde askeri kanadýn þahinlerinin sakýncalý bulduðu Ýslami çizgideki FÝS açýk ara galip gelmiþ ve Türkiye’nin 28 Þubat’ý yaþadýðý süreçte Cezayir çok aðýr bir iç savaþýn içinden geçmiþtir.
Yani bugün etkisi altýna aldýðý ülkelerde darbelerle ve iç savaþla sonuçlanan Arap Baharý sürecinin ilk Cezayir’de baþladýðý söylenebilir.
Arap Baharý’nýn neden kara kýþa döndüðünü anlamak için bugün buralarda vekalet savaþý veren ülkelerin bu ülkelere dönük politikalarýný, bu ülkelerdeki askeri-siyasi elitler arasýndaki nüfuzunu iyi bilmek gerekir.
Bunu Türkiye de aslýnda zorlu bir mücadele süreciyle yaþadý. Farklý olarak yenik düþmedi. ABD’nin Türkiye’deki etkinliðinin ne boyutlarda olduðunu, içerideki uzantýlarý deþifre oldukça daha iyi anlýyoruz.
Kuzey Afrika ülkelerinin Amerika’sý da Fransa.