Arýnç’ýn baþbakanlýðý nasýl konuþuldu?

Ankara Büyükþehir Belediye Baþkaný Melih Gökçek, konuk olduðu TGRT Haber'de 'Neler Oluyor' programýnda FETÖ'nün, Bülent Arýnç'ý baþbakan yapacaðýný iddia ederken þunlarý söyledi:

“Recep Tayyip Erdoðan Gezi olaylarýnda yurtdýþýndan geldiði zaman düþürülmüþ ve bitmiþ olacaktý. Partinin içinde FETÖ’cü milletvekilleri hazýrdý ve bir FETÖ’cünün lafýdýr, Hüseyin Gülerce’nin bizzat kendisine söylenmiþtir, ‘Bülent Arýnç Baþbakan olacaktý.’ O tarihte hazýrlanmýþ ve bitmiþti. Bülent Arýnç, þimdi buna ‘evet’ der, ‘hayýr’ der onu bilemem ama ben bundan yüzde yüz eminim. AK Parti iktidarýna yeni bir þekil vereceklerdi. Bu uluslararasý bir operasyon, Recep Tayyip Erdoðan’ý uzaklaþtýrma operasyonu…” 

Eski Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç, ertesi akþam TGRT Haber'e telefonla baðlanarak, "Sadece senaryodan ibaret olan bu sözler yalandýr, iftiradýr. Hüseyin Gülerce’nin diyeceklerini merakla bekliyorum" dedi.

Ben bu konuyu Star’daki köþemde bundan 15 ay önce 20 Kasým 2015’te “Ýhanet ettiler, kabine listesi bile hazýrdý” baþlýðý ile þöyle yazdým:

“17/25 Aralýk’ta Baþbakanýn oðlunu, baþbakanýn evinde tutuklamaya kalkan bir siyasi darbeye teþebbüs ettiler. O gün bu tutuklama gerçekleþseydi, bizzat bana söylendiði gibi (isim de verdiler) bir ismin baþkanlýðýnda yeni kabine kurulacaktý. Kendilerine göre Bakanlar Kurulu listesi bile hazýrdý...”

Konuyu Beyaz TV’deki Ortak Akýl programýmda da birkaç defa dillendirdim. Hem yazýmda, hem de konuþmalarýmda, baþbakan olarak söyledikleri ismi zikretmedim. Çünkü bu ismin hazýrlanan kabineden, baþbakanlýðýndan haberi olmayabilirdi. Ama çok yakýn arkadaþým (47 yýllýk) Melih Bey’e bana yapýlan konuþmayý aktardým.

Sayýn Gökçek’e anlattýðým þuydu:

Gezi olaylarýndan sonra, 2013’ün Eylül ya da Ekim ayýnda, yani henüz 17/25 Aralýk siyasi darbesi olmadan Harun Tokak ve bir iþadamý ile onlarýn teklifi üzerine Altunizade’de buluþtuk.

Ben yazýlarýmda Sayýn Erdoðan’ý savunuyordum. Gezi olaylarý sýrasýnda Zaman’da “Erdoðan gitsin AK Parti kalsýn Planý" baþlýðý ile yazdýðým yazýda (19 Temmuz 2013) tavrýmý koymuþtum. Þimdi daha iyi anlýyorum, bu diklenmem F. Gülen’in kimyasýný çok bozmuþ. Beni ikna etmek ve Erdoðan’ý savunmaktan vazgeçirmek için Harun Tokak’ý göndermiþ.

Tokak bana Erdoðan aleyhinde konuþmaya baþladý. Yolsuzluk ve rüþvetin çok arttýðýný, buna AK Parti milletvekillerinin de tahammül edemez hale geldiðini ve Erdoðan’ýn Baþbakanlýktan uzaklaþmak zorunda kalacaðýný söyledi. (Demek ki, birkaç ay sonraki 17/25 Aralýk darbesinden haberdardý)

Devam etti: “Yeni bir hükümet kurulacak, Baþbakan da Bülent Arýnç olacak. Kabine listesi de zaten hazýr…”

Ben hayret içerisinde, “koskoca AK Parti Meclis Grubu buna izin vermez” dedim. Hayretimi daha da artýran þu sözleri söyledi: “En az 150 milletvekili bu deðiþikliðe þimdiden destek veriyor…”

H. Tokak, öylesine kararlý, inanmýþ, kendisinden emin konuþuyordu ki, geniþ çaplý ikili temaslar olduðunu hissediyordunuz. 15 Temmuz’u yaþadýktan sonra þimdi Harun Tokak’ýn çok þeyden haberdar olduðunu görüyorum.

Sayýn Arýnç Baþbakanlýðýndan haberdar mýydý? Daha sonralarý Arýnç’ýn Sayýn Erdoðan’a açýktan tavýr koymasý, FETÖ davalarý için, “Paralel ile mücadele kapsamýnda açýlan o kadar çok dava var ki üstüme cübbeyi tekrar geçirmek istiyorum” demesi o ihtimali akla getirebilir.

Dediðim gibi bu konuyu ben 15 ay önce yazdým, kimseden ses çýkmadý. Bugün çok ses getirmesi herhalde “15 Temmuz’un siyasi ayaðý” ile ilgili tartýþmalardan kaynaklanýyor.